''Gitme'' ağzımdan çıkan kelime sadece bu oldu ve o gitti. Bişey söylemeden gitti. Şuanda huzur bulduğum yerdeyim. Uçurumun kenarında oturuyorum. Sadece anlam veremiyorum gitti madem gidicekti neden geldiki onu ben çok özlemiştim. O zaten hiç bir zaman bizi düşünmediki. Sadece artık ona kızmıyorum onu çok özledim onu gördüğüm an içimden sadece sarılmak geldi ama yapamadan gitti.
Aktığını bile farketmediğim gözyaşlarımı silip ayağı kalktım arkamı döndüğümde Stiles'ı gördüm. Elleri cebinde denize bakıyodu.
- Stiles: Boşver Selena biz böyle iyiyiz ha ne dersin?
- Ben: Evet biz böyle iyiyiz kardeşim ona ihtiyacımız yok.
- Stiles: Evet göründüğü gibi onunda bize ihtiyacı yok.
- Ben: Herneyse eve gidelimmi?
- Stiles: Gidelim hadi.
Gözünü denizden ayırıp bana baktı. Hafiften gülümseyip elini omzuma attı ve birlikte yürümeye başladık.
- Ben: Ve Stiles annemin geldiğini babama söylemiyosun tamammı üzülmesini istemiyorum.
- Stiles: Tamam merak etme.
Eve geldiğimizde içeri girdik. Babamın gelmesine daha çok vardı. Çok yorulmuştum. Yukarı çıkıp duş almaya karar verdim.
- Ben: Ben yukarı çıkıyorum duş alıcam.
- Stiles: Tamam bende pizza sipariş edicem.
- Ben: Çok iyi olur.
Yukarı çıktığımda Justin yatağımda oturuyodu.
- Ben: Sırf merak ettiğimden soruyorum neden kapı yerine pencereden geliyosun.
- Justin: Pencereleri seviyorum diyelim.
- Ben: Pekii burda ne işin var.
- Justin: Sadece nasıl olduğunu kontrol etmek için geldim.
- Ben: Ben iyiyim Justin sadece ona biraz kızgınım o kadar. Yani bi anda geliyo sonradan gidiyo gerçi onu ben kovdum ama yinede gitme dedim.
- Justin: Biliyorum prenses biliyorum. Sadece senin bi suçun yok tamammı? Bu onun suçu sakın kendini suçlama.
- Ben: Denerim. Şeyy duş alıcam sonra Stiles'la pizza yicez sende katılırmısın bize.
- Justin: Olabilir.
- Ben: Tamam o zaman sen dışarı çık ve insan gibi kapıdan gel.
- Justin: Peki peki tamam.
Justin'in gittiğinden emin olduktan sonra banyoya girip üstümdekileri çıkarttım ve küvete girip suyun tadını çıkartmaya başladım.
**********************************
Duştan çıktıktan sonra iç çamaşırrlarımı giyip altıma gri dar kot bir jean üstünede neon pembesi ince uzun kollu tişörtümü giydim. Onun üstünede gri polarımı giyerek aşağı indim. Ve şimdiiii pizaaaa zamanııı.
---------------------------------------
Pizzaları yedikten sonra kendimi tam koltuğa atıcaktımki Justin'i sesi buna engel oldu hadi ama...
- Justin: Olmaz hayır kalk bakiim dışarı çıkıcaz sana bi süprizim var.
- Ben: Hadi ama şurda koltukta yayılsak ve televizyon izlesek olmazmı?
- Justin: Olmaz bu yüzden şimdi kalk bakalım.
- Ben: Höff tamam.
Birlikte evden dışarı çıkıp Justin beyin arabasına bindik. Acaba bizi yine ne aksiyon bekliyo çık merak ediyorum gerçekten çık.
Geldiğimizde arabadan indim. Tanrımm bi lunaparka gelmiştik. Ve sadece biz vardık. Burası ışıl ışıldı.
- Justin: Eğer prensesin canı sıkıldıysa bizde onu neşelendiririz.
- Ben: Justin burası çok güzel.
Daha fazla dayanamayıp Justin'nin boynuna atladım. O inanılmaz biriydi ve iyiki benim hayatımdaydı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Dark Moon
Fanfictionİki kardeş yıllardır bildikleri ormanda gezerken kayboldular. Hiç bir şeyden haberleri yoktu. Ama en başından beri onları izleyen birileri vardı. VAMPİRLER. Peki niye onları öldürmediler? Macera, aşk, korku. Hazır olun her şey daha yeni başlıyor.