Sabah felaket bir baş ağrısıyla uyandım. Dün gece notu düşünmekten sadece bir kaç saat uyuyabilmiştim. Saate baktığımda biraz geçti. Okula gitmem lazımdı. Hemen banyoya girip yüzümü yıkadım. Pijamalarımı çıkarıp üstüme asker yeşili dar bir kot jean ve bordo bir gömlek geçirdim. Hemen okul çantama gerekli olan kitapları da koyup aşağı indim. Yatağı toplamadım. Zaten toplayacak halimde yoktu. Tam kapıya gidiyodum ki salondan geçerken masanın üstündeki bir not gözüme çarptı. Hah nedense hiç şaşırmadım. Hemen alıp okumaya başladım. ''Sen uyuduğun için bende okula gittim. Sakın beni niye uyandırdın deme seni uyandırırsam beni öldürürdün. Artık kendin gelirsin sen, ben gidiyorum.'' Oh bu sefer Stiles'tan neyseki. Hemen kapıya yürüdüm yeni aldığım bordo zımbalı botlarımı giyip siyah kalın montumu üzerime geçirdim. Saate baktığımda ilk dersin yarım saat sonra olduğunu farkettim. Harika!. Hemen dışarı çıkıp bir taksi çağırdım. Geldiğinde binip okulun adresini verdim.
Okula geldiğimizde gerekli ücreti ödeyip taksiden indim. Saate baktıgımda ilk dersin 5 dakika sonra olduğunu öğrenip hemen biyoloji sınıfına 2 kat yukarı çıktım. Sınıfa girip boş bir yere oturdum. Daha hoca gelmemişti.
Dersten sonra hemen dışarı çıktım. Üremeyi işlemiştik çünkü. Iyy. Kafamdan bu düşünceleri atıp kantine indim. Belki Justin'ler gelmiştir. İndiğimde etrafa göz attım ama ne yazıkki ne Justin nede diğerlerinden kimse yoktu. Gelmemişlerdi bi daha gelmiceklerdi. Yanağımda ıslaklık hissedince ağladığını fark edip hemen bahçeye çıktım. Arka bahçeye gidip bir ağacın altına oturup ağlamaya başladım. Bir kaç dakika sonra omzuma bir el dokundu. İrkilerek o tarafa döndüğümde elinde iki kahveyle duran Vanesaya baktım.
- Vanessa: Neler olduğunu anlatmak ister misin?
Sorduğu soruya karşılık kafamı iki yana salladım. O da konunun üzerinde durmayıp yanıma oturdu. Elindeki kahvenin bir tanesi bana verip konuşmaya başladı.
- Vanessa: Justinler biliyorum. Yani konu Justinler. Üzülme tamam mı çünkü ben öyle yapıyorum. Gittiler Sel ve bizim yapabilecek hiç bir şeyimiz yok. Keşke olsaydı ama yok. Bu yüzden boşver. Hadi gel ders gidelim. Birlikte ayağa kalktık ve yürümeye başladık.
Sınıfa girdiğimizde sırama tekrar oturdum. Ama kitabın üstünde bir not vardı. Hiç şaşırmadım doğrusu. Hemen notu açıp okunmaya başladım. Notta otoparka gel yazıyordu. Hızlı bir şekilde sınıftan çıkıp otoparka doğru koşmaya başladım. Vanessa arkamdan bağırıyodu ama onu takmadım. Öğrenmem lazımdı. Bi şeyleri artık öğrenmem lazımdı. Otoparka geldiğimde etrafa göz gezdirdim ve gördüğüm kişi yüzünden dona kaldım. Justin senin burada ne işin var??
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Dark Moon
Fanfictionİki kardeş yıllardır bildikleri ormanda gezerken kayboldular. Hiç bir şeyden haberleri yoktu. Ama en başından beri onları izleyen birileri vardı. VAMPİRLER. Peki niye onları öldürmediler? Macera, aşk, korku. Hazır olun her şey daha yeni başlıyor.