Önce duvarda asılı olan saate daha sonra koltukta uyumuş olan Bayan Hwang ve anneme baktım. Daha sonra cama kaydı bakışlarım. Gecenin geç saatleri olmasına rağmen şehir canlılığını koruyordu.
Adaletsizlik bu diye geçirdim içimden. Kendim için değil, yanımda uyuyan bu masum kız için. Ben ölmek istiyordum evet ama o yaşamalıydı. Burada geçirdiğimiz üçüncü geceydi ve Hye Jin unnienin dün gece anlattıkları uyumamı engelliyordu.
Hye Jin unnie de benim gibi hastaydı. Hastalığını geç öğrenmiş fakat ailesine henüz ilk evrelerinde olduğunu söylemişti. Hyunjin ile ilikleri uyuyordu ve Hyunjin ona hayat vereceğini düşündüğü için çok mutluydu.
Dün gece saatlerce ağladım anlattıkları ile. Hyunjin ablasına hayat vereceği için sevinirken Hye Jin unnie son günlerini yaşıyordu.
Boğazımda oluşan yumruyu geçirmek adına yutkundum ve gözlerimi kapatıp yanaklarıma doğru bir damla yaşın firar etmesine izin verdim.
Kendimden geçmiştim artık ama bu masum insanlar mutlu olmayı hakediyorlardı. Dünden beri aklımda Hyunjin'in Hye Jin unnieye kurduğu cümle yankılanıyordu.
'Noona hemen çıkacaksın buradan biliyorsun değil mi?"
Ablasını kaybetmek büyük bir yıkım olurdu onun için. Özellikle onun hayatını kurtaracağı düşüncesinin üzerine böyle bir olay kaldırılacak gibi değildi.
Hye Jin unnienin hareketliliğini farkedince uyuyor numarası yaptım. Böyle bir şeye neden ihtiyaç duyduğumu bilmesem de yine de numara yapmaya devam ettim.
Ne kadar öyle kaldık bilmiyorum ama duyduğum tek şey Hye Jin unnienin sürekli burnunu çekişiydi. O sırada kağıt katlama sesleri gelince merak ettiğim için yeni uyanıyormuş gibi yapmaya başladım.
Belki söyler yaptığı şeyi umuduyla gözlerimi açtığım sırada hızla elindeki kağıdı yastığın altına koymuştu. Yerimden yavaşça doğruldum.
"Neden uyanıksın unnie?"
"Uyku tutmadı."
"Konuşmak ister misin?"
"Olur."
Gülümsemesi benimde yüzümde gülümseme yaratırken hafifçe ona doğru döndüm.
"Hep ben anlattım Yeon Do biraz da sen anlat."
Durdum. Ne anlatacaktım ki ben? Zamanında insanlara havadan baktığımı mı? Bugüne kadar tanıdığım herkesin sevgisinin yalan olduğunu mu? Ya da hastalığımı öğrendiğinden beri ulaşamadığım sevgilimi mi?
"Anlatacak bir şey yok ki unnie! Ben bugüne kadar hep kötü kız oldum ve şimdi terkedilerek cezasını çekiyorum."
Başını salladı sadece. Belki şu an hastane odası yerine normal bir ortamda daha farklı şartlarda olsak birbirimizi motive ederdik ama şimdi sadece dinliyor ve onaylıyorduk.
"Nişanlım..."
Hye Jin unnie söze başlayınca merakla ona döndüm. Elimi çenemin altına yerleştirip dinleme pozisyonu alırken o anlatmaya başlamıştı.
"Geçen sene yaz aylarında nişanlanmıştık. Harika bir şeydi. Onunla olmak çocukken sürekli kurduğum bulutların üzerinde yürümek hayali gibiydi. Yanındayken zaman nasıl geçiyor anlamazdım. Rüyadaydım sanki."
Gözleri dolunca bir süre kendine gelmesini bekledim. Gözünden akan bir damla yaşı sildi ve devam etti.
"Rüyaymış cidden Yeon Do. İki ay önce onu benden alan bir trafik kazası ile uyandım rüyadan."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
End Desire🍀 "Hyunjin" (✔)
Fanfiction-Evet ben Kim Yeon Do, zamanında herkese yukarıdan bakan, herkesi hor gören kız. Ölmek istiyorum, sahte sevgilerin gerçek yüzünü gördükten sonra her anlamda ölmek istiyorum.