"Uyan artık, her geçen saniye kendimi öldürmek istiyorum."
Elimde hissettiğim ıslaklık ile bakışlarımı oraya çevirdim. Yeni uyandığım için başımda inanılmaz bir ağrı vardı fakat Hyunjin'i görmek bunu bana unutturmuştu.
"H-hyunjin."
O kadar yorgun çıkıyordu ki sesim.. Yine de Hyunjin'e duyurmayı başarmıştım. Elime gömdüğü başını yavaşça kaldırmış aralanan gözlerimi görünce hıçkırarak ağlamaya başlamıştı.
"Uyandın! Uyandın Yeon Do!"
Bulunduğumuz hastane odasında gezindirdim bakışlarımı. Bay Hwang'ın elinden nasıl kurtulduğumu dahi hatırlamıyordum. Kuruyan boğazım konuşmamı güçleştirirken komodinin üzerini işaret ettim.
"Su... verir misin?"
Hızla başını sallayıp bir bardak su doldurmuş doğrulmama yardım ettikten sonra kendi elleri ile içirmişti. Onu fazlası ile korkutmuştum sanırım.
Açılan kapı ile bakışlarımı Hyunjin'den alıp kapıya çevirdim. İçeriye telaşla annem ve Bayan Hwang girmişti, hemen sonra ise Jisung ile Seon Ah. Hepsinin yüzünden okunan yorgunluk kendime kızmama sebep oluyordu.
Annem hızla yanıma gelip kollarını bana dolarken başımı göğsüne yatırıp eskiden olduğu gibi huzuru hissetmeye başladım. Yorulmuştum sanırım. Ne kadar itiraf etmek istemesem de büyümek beni yormuştu. Ben hep annesinin göğsünde uyuyan minik kız olmak istiyordum.
"Korkuttun bizi."
Annemin gözlerinden damlayan bir damla başıma düşünce ona daha sıkı sarılıp "Özür dilerim." diye mırıldandım. Bir süre ikimizde o halde sadece gözyaşı döktük. Böyle anlar neden yaşanmak zorundaydı ki?
"İyi misin şimdi güzel kızım?"
Endişe ile bana bakan Bayan Hwang'a bakıp zoraki gülümsedim ve başımı olumlu anlamda salladım. Seon Ah ve Jisung ile de ufak diyaloglarımızın ardından odaya sessizlik çökmüştü.
Kimse o adamdan ve ya bana nasıl davrandığından bahsetmek istemiyor gibiydi. Bende dahil. Hyunjin ise pencerenin yanındaki duvara kendini yaslamış dolu gözleri ile beni izliyordu.
Her zaman büründüğü hâliydi bu. Ben onun mutlu olmasını istedikçe bir şeyler çıkıyordu ve gülümseyemiyordu. Bir an önce onunla yalnız kalmayı diledim. Ona sarıldığım an ben tüm gerginliğimi unutacaktım. Ve ondan kocaman gülümsemesini isteyecektim.
🍁
"Annen yanında kalabilirdi, neden gitmesini söyledin."
Eve geldiğimizden beri gözlerime bakmaktan kaçınan Hyunjin yine yüzüme bakmadan sormuştu sorusunu. Bakışları dolaptaydı. Her zaman giydiği eşofmanları giyecek olmasına rağmen cevabımı duyana kadar da bakınacaktı anlaşılan.
"Yalnız kalmak istedim."
Göz ucu ile bana baktığını hissettim. Ardından hızla elindeki eşofmanlar ile banyoya girmişti. Elimin altında kalan örtüyü sıktım. Ne yani? Bundan sonra iki yabancı gibi mi olacaktık?
Düşüncelerim ile başımı iki yana sallarken gözlerimden yine yaşlar akmaya başlamıştı. Fazlası ile ağlak bir kız olmuştum. Yaşadıklarım mı ağırdı yoksa ben mi acıyı her zerremde fazlası ile yaşıyordum?
Banyonun kapısı açılınca hıçkırığımı duyurmamak adına elimi ağzıma götürdüm. Fakat Hyunjin yanıma yaklaşırken çoktan farketmişti. Yatakta yanımdaki yerini alırken yanaklarımdaki ıslaklığı silmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
End Desire🍀 "Hyunjin" (✔)
Fanfiction-Evet ben Kim Yeon Do, zamanında herkese yukarıdan bakan, herkesi hor gören kız. Ölmek istiyorum, sahte sevgilerin gerçek yüzünü gördükten sonra her anlamda ölmek istiyorum.