Wufan gözyaşlarını elinin tersiyle sildi. Beni bornozum ve yere damlayan ıslak saçlarımla tamamen hareketsiz bir şekilde bırakıp çekip gitti.
9. Bölüm
Saçlarımı kurularken düşünüyordum.'Neden ağladı? Şarkı söylediğimde ağlamayı keserdi. Ama şimdi... Ağlamaya başladı. Neden? Sanırım o sorduğunda söylemeyip, Minho geldiğinde söylememe kızdı. Yoksa kıskandı mı? Neden kıskansın ki? O anlamda sevmiyor beni sonuçta. Ama Woohyun oppa dedi ki... Hayır! Wufan sadece onun için şarkı söylemediğim için kızdı.'
★★★
"Hey Hayi!"Arkamı dönüp el sallayarak bana doğru gelen çocuğa baktım. Benim selam vermediğimi görünce elini indirdi ve hızla yanıma geldi.
"Hayi ne oldu? Bana kızgın mısın?"
Ona değil, bu sabah ona seslendiğimde hiç sallamayarak uzaklaşan Wufan'a sinirliydim. Salak. Keşke o lanet şarkıyı söylemeseydim.
Hala bana merakla bakan Minho'yu fark edince omuz silktim ve gülümsedim. Ben gülümseyince Minho da sırıttı. O kalabalık da nesi? Minho'nun elinden tutup ilan panosuna doğru sürüklemeye başladım. Kalabalığı yara yara panoya ulaştım. Üst tarafta George'un bana attığı afişten vardı. Ne yani? Bütün bu kalabalık bu ilan için mi toplanmış? O sırada yanımdan bir 'hıh' sesi geldi. Wufan hemen yanımızdaydı ve ellerimize bakıyordu. Hala Minho'nun elini tuttuğumu fark edip elimi çektim. Wufan üzgün bir şekilde baktı ve uzun bacakları sayesinde kalabalığı kolayca aşıp gözden kayboldu. Ben arkasından bakarken Minho beni dürttü ve panoda daha önce dikkatimi çekmemiş olan kırmızı renkli kağıdı gösterdi. NE? O-orda ne-ne yazıyor öyle?
'Okul futbol takım kaptanı Wu Woohyun, basketbol takım kaptanı Wu Kris ve transfer öğrenci Choi Minho'yu kendi aşk oyunlarına alet eden Şeytan Lee Hayi'yi kınıyoruz!'
Yazını altında Woohyun oppanın beni öptüğü, benim Wufan'a sarıldığım ve elimi Minho'nun göğsüne koyduğum üç fotoğraf bana gülümsüyordu.
★★★
"Sence kim çekmiş olabilir o fotoğrafları?"
Minho beni bana kötü gözlerle bakan kalabalıktan uzaklaştırmış ve ona gösterdiğim gizli yere getirmişti."Benden bu kadar nefret eden kimseyi tanımıyorum."
"Ben de senden nefret eden birini anlayamıyorum."
Saçma durumuma rağmen gülümsedim.
"Acaba Wufan ne düşünüyordur..."
Minho'nun şaşkınlıkla kaşları havaya kalkınca dıştan söylediğimi anladım.
"Wufan? Woohyun'un ne düşündüğünü merak edersin sanıyordum. O sırığın ne düşündüğü neden umrunda ki? Her ne kadar öyle gibi davransa da sevgilin olan Wufan değil, Woohyun."
Doğru... Woohyun oppa... Acaba biliyor mudur? Gerçekten de neden oppa yerine Wufan'ın ne düşündüğünü umursuyorum ki? Woohyun oppaya Minho'yla olan fotoğrafı nasıl açıklayacağım?
Saçlarımda bir el hissedince düşüncelerimden sıyrıldım. Minho gözleri kapalı, saçımı okşuyordu.
"N-ne yapıyorsun?"
Kafamı çekmeye çalışırken beni aniden kendine çekti ve sarıldı.
"Teselli ediyorum."
Sırtımı pat patlamaya başladı.
"Buna gerek-"
"Bu da ne böyle?"
İçeriye giren Sulli'yi görünce hemen Minho'yu iterek kendimi ondan uzak bir yere fırlattım. Sulli parmağıyla bir beni bir Minho'yu göstererek kekeledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Miss Your Voice ✓
FanfictionKarnımdaki ağır şey yüzünden nefes alamıyordum. Gözlerimi açmadan, bacak olduğunu düşündüğüm şeyi üzerimden ittim. Yanımdaki kişi bu sefer kolunu attı üstüme. Kolunu da ittim. Sonra yorganı çekti. Anında soğuk bir hava dalgası yakaladı beni. Sinirle...