12. Bölüm

529 39 1
                                    

"Hey Hayi! Geleceksin değil mi yarışmaya?"

"Geleceğim."

"Ha?"

12. Bölüm

Wufan fal taşı gibi açılmış gözlerle bana bakıyordu.

"Gerçekten gidecek misin Hi?"

Kararlılıkla başımı salladım. Şu iki gündür sürekli bu yarışma hakkında düşünüyordum. Neden yeniden şarkı söylemeye başlamıyayım ki? Hazır beni müzikten soğutan adam da sesimin çok güzel olduğuna ikna etmişken.

"İlk elemede hangi şarkıyı söyleyeceksin peki?"

"Bilmiyorum... Daha karar vermedim."

"Ne yarışması? Ne elemesi? Neyden bahsediyorsunuz?"

Youngjae'ye bakıp gülümsedim. Aklı gerçekten karışık görünüyordu.

"Şarkı yarışmasından. Minho ve ben katılmayı düşünüyoruz."

"Gerçekten mi? Şarkı da mı söyleyebiliyorsun? Daebak! Mükemmel bir sevgili adayıymışsın cidden..."

Wufan'ın bakışlarını görünce bir süre sustu ve devam etti.

"Yani Woohyun gerçekten çok şanslı adamım."

Ortamda yine gergin bir ortam oluşmuştu. Ama garsonun yemekleri getirmesiyle gerginlik dağılmış yine konuşmaya başlamıştık. Öğretmenleri çekiştirken vaktin nasıl anlayamamıştık bile. Sonunda saatin 11 olduğunu gördüğümde diğerlerine kalkmam gerektiğini söyleyip ayaklandım. Diğerleri de benimle beraber kalktılar. Wufan'a beni beklemesini söyleyip kasaya gittim. Yanlarına geri geldiğimde gülüşüyorlardı.

"Neye gülüyorsunuz?"

"Kris koçun bugün basket atmaya çalışırken düştüğünü anlatıyordu. Bugün çok eğlendim gerçekten. Teşekkürler Hayi. Yarın görüşürüz. Ah bi saniye. Yarın cumartesi! Pazartesi görüşürüz çocuklar."

"Kendine iyi bak Youngjae."

"Sen de."

Youngjae'ye el salladım. O da el salladı ve karanlıklar içinde gözden kayboldu. O gidince arkamı döndüm. Bunlar nerdeler? HEY!

Beni çoktan unutmuş konuşa konuşa gidiyorlardı.

"Ah. Gerçekten mi? Basketbol takımına girmeyi çok isterim."

"Koçla konuşurum. Seçmeler sen gelmeden birkaç hafta önce olmuştu. Ama ben konuşursam belki ikna edebilirim. Takım kaptanını kıracağını sanmam."

Onları hiç bozmayarak sessizce takip ettim. Anlaşmaları beni sevindiriyor. Eskiden birbirlerini her gördüklerinde pençelerini çıkarıyorlardı. O hallerindense bu durum milyon kat daha iyi.

"Ben burda ayrılıyorum. Pazartesi görüşürüz Kris, görüşürüz Hayi."

"Tamam. Dikkat et."

Elini salladı ve arkasını döndü. Bir adım atmadan geri bize baktı.

"Ah unutmadan Hayi. Yarışma bir hafta sonra. Şarkını hemen seçmeni tavsiye ediyorum."

"Tamam.."

Gülümsedi ve yoluna devam etti.

"Hayi. Ben... Yeniden şarkı söylemene... Sevindim. Şarkını seçtikten sonra duymak isterim."

"Tabii ki Wufan. İlk senin dinleyeceğinden emin olabilirsin."

Wufan'ın dudaklarının kenarları kulaklarına doğru hareket etmeye başladı. İşte bu gözlerinin içine kadar işleyen gülümsemeyi özlemişim. Öyle uzun zaman olmuş ki...

I Miss Your Voice ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin