Bölüm Şarkısı: Exo - Open Arms http://www.youtube.com/watch?v=JKr9GU9emfg
Aramızdan... Bilmiyorum. Sanki bir elektrik akımı geçti. Kris onu boğarken, gözgöze geldiğimizde olan şey gibi. Kız bana son bir kez daha baktı ve gözleri kayarken kucağımı düştü.
18. Bölüm - Gidiyorum
"Youngjae! Ne oluyor?"
Woohyun oppanın elinden tutup kucağında bir kız taşıyan Youngjae'nin yanına koştum.
"Hayi! Bir taksi, ambulans ne bileyim bir şey çağır!"
Telefonumu çıkaracaktım ki Woohyun oppa beni durdurdu ve karşıdaki taksi durağını gösterdi.
"Siz bekleyin. Taksi var mıymış diye bakacağım."
Başımla onayladım. O da elimi son kez sıkıp bıraktı ve karşı tarafa koştu. Youngjae'ye döndüm hemen.
"Ne oldu? Anlat bana."
Younjae oflayıp kızın daha rahat bir pozisyona gelmesi için kıpırdandı.
"Bilmiyorum. Karşıdan geliyordu, sonra da bayıldı. Zor tut-"
"Bu kızı tanıyorum..."
Youngjae rahatsız olarak yüzünü buruşturdu.
"Evet. Şu manyak olan. Ama-"
"Şeker hastasıydı. O yüzden bayılmış olmalı."
Bize Woohyun oppayla nasıl tanıştığını anlatırken söylemişti. Beni dövdürmeye çalışmış olsa da böyle baygınken bunun bir önemi yoktu. Youngjae bir şey söyleyecekti ama içinde Woohyun oppayla gelen taksiyi görünce vazgeçti. Kapıyı onun için açık tuttum. Sonra da ön koltuğa bindim.
"En yakın hastaneye lütfen."
***
"Şeker hastası olduğunu söylemişti. Aniden bayılmış."
"Anlıyorum. Siz dışarıda bekleyin çocuklar."
Woohyun oppa omuzlarımdan tutarak beni dışarı çıkardı. Youngjae de peşimizden geldi. Hep beraber koltuklara oturduk.
"İçecek bir şeyler ister misiniz?"
"Sıcak çikolata iyi olur oppa."
Woohyun oppa bana gülümsedi ve Youngjae'ye baktı.
"Kahve."
Oppa baş parmağıyla işaret parmağını birleştirip: "Tamamdır." dedi. O gittikten sonra onun koltuğuna oturup Youngjae'nin kolunu tuttum.
"Kız için mi bu kadar üzüldün?"
Youngjae iç çekti ve bana baktı. Bakışları doğru düşündüğümü söylüyorlardı.
"Kardeşim... Şeker hastasıydı. Üç yıl önce onu... kaybettik."
Kolunu sıktım.
"Ben... Çok üzgünüm. Bilmiyordum..."
Başını yavaşça omzuma yasladı.
"Sen onun... Şeker hastası olduğunu söyleyince bir şey olacağını sandım. Ah... Uyanmış mıdır acaba?"
"Bilmem-"
"Her şey yolunda mı?"
Youngjae, oppanın sesini duyunca hemen omzumdan kalktı.
"E-evet. Tabii."
Woohyun oppa kaşlarını çatarak elindeki kahveyi Youngjae'ye uzattı.
"AH!!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Miss Your Voice ✓
FanfictionKarnımdaki ağır şey yüzünden nefes alamıyordum. Gözlerimi açmadan, bacak olduğunu düşündüğüm şeyi üzerimden ittim. Yanımdaki kişi bu sefer kolunu attı üstüme. Kolunu da ittim. Sonra yorganı çekti. Anında soğuk bir hava dalgası yakaladı beni. Sinirle...