Siyah bir nehir gibi gökyüzünden bulutlar geçiyor, yağmur her an sağanak şekilde yağacakmış gibi güneşi perdeliyordu. Yemyeşil çimenler, serin rüzgarın kollarında şekilleniyor, yeşil bir deniz gibi uzun otlar ordan oraya savruluyordu. Havanın boğuculuğu Maren'i daha bir huzursuz etmeye yetmişti, genellikle böyle havalarda kalbine bir taş oturur, gökgürültülerinin ardında insan sesleri, bağırış ve haykırışlar işitiyormuş gibi hissederdi. Bebekken gökyüzündeki büyük savaşın onda bıraktığı izlerden sadece birisiydi bu. Yıldırımlar çaktıkça lanetler okur, yağmur yağmaya başladı mı lanetlerini bölük bölük söylenmelere bırakırdı.Kapalı gökyüzü açılacak gibi değildi, yerlere saçılmış ufak omuz çantasını, toplamaya başladı. Ufak bir kağıt parçasındaki -öğrenci ofisinin ona verdiği- ders programına gözü ilişti. Bu dönem hangi dersleri alacağını pek inceleyememişti. Kağıdı yerden alıp sesli bir şekilde okumaya başladı:
"Büyünün Doğuşu, Temel Büyü, Lilityan Tarihi, Büyü Edebiyatı, Büyülü Vasıtalar, Genel Büyü I, Savunma Büyüleri, Şifa ve İksir"
Maren söylene söylene kağıt parçasını buruşturup cebine tıkıştırdı. O esnada okuldan gökyüzüne doğru yeşil bir ışığın fırlatıldığını gördü. Işık, ilk dersi olan Temel Büyünün beş dakika sonra başlayacağını haber veriyordu. Toparlanıp ayaklandı ve paytak adımlarla okula yürümeye başladı.
Okulun dar koridorlarından geçip dersin işleneceği salona doğru ilerliyordu ama daha ilk günden derse geç kalmıştı bile. Yolda durup oyalanıyor, duvardaki resimleri inceliyor, köşelerde sergilenen büyülü aletlere göz gezdiriyordu. Sonunda kapısında "Temel Büyü" yazan bir salonun önüne gelip durdu. Kapıyı bir kaç defa tıngırdatıp içeriye girdi. Sınıf bir grup öğrenciyle o kadar dolmuştu ki şimdiden nefes alacak hava kalmamıştı odada.
Ders masalarının arkasındaki geniş tahta sandalyelere oturmuş öğrencileri gözden geçirip en arkadan bir tanesini seçti ve hızla oraya geçip oturdu.Sınıfın ön tarafında genişçe bir masanın arkasında yirmilerinde gösteren uzunca bir kadın bir kaç kitap karıştırıyor. Bazen öğrencilere doğru kitabı kaldırıp "bunu da alacaksınız" minvalinde bir şeyler söylüyordu.
Kadın, sarı saçlarını tepesinde toplamış, yeşil gözleri üzerine kedi gözünü andıran bir gözlük oturtmuştu. Bir kadın için son derece uzun ve zayıftı. O kadar zayıf ki vücut hatları neredeyse kaybolmuştu. Kadının sesi ise cüssesine göre son derece kalındı. Konuştuğunda gürül gürül bir ses sınıfı geziyor, sesindeki disiplin çocukları masalarına yapıştırıyordu.
Kadın masaya yaydığı kitapları bir el hareketiyle ortadan kaldırdı.
Kalın sesinin tüm gücüyle konuşmaya başlamıştı bile:"Evet. Ben bu dönem Temel Büyü dersinize gireceğim ve büyünün temel dinamiklerini öğreneceksiniz. İsmim Ferrus Felia Garduna. Aslen Marepolisliyim ve çok uzun yıllardır burada yaşıyorum."
Kadın, "çok uzun yıllar" der demez sınıfta bir uğultu dolaşmaya başladı. Kadının yaşı üzerine tahminlerle dolu bir sürü cümle sınıfa renk katmıştı. Bu durumu fırsata çevirmek isteyen Maren tüm şımarık tavrını takınarak oturduğu yerden konuşmaya başladı:
"Bayan Garduna acaba yaşınızı söyler misiniz? Çok uzun zamandır burada yaşıyorum dediniz ama taş çatlasın yirmili yaşlardasınız."
Kadın önce tebessüm etti sonra sert bir ifadeyle çocuğa döndü. Sesi daha bir kalınlaşmıştı.
"Sen Mitali'nin oğlu Maren'sin. Neden bu kadar ilgilendiniz yaşımla anlamadım. Ama cevaplarım elbette. Yüz yirmi iki yaşına göreceğim yakında ."
Sınıftan yükselen ses dehşet vericiydi. Uğultu dalga dalga sınıfta yayılıyor, kulakları çınlatıyordu.
Kadın öyle tiz bir şekilde bağırdı ki herkes olduğu yerde kalakaldı:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gayyan: Işığa Çağrı (Wattsy2019)
FantasiaKaranlığın hüküm sürdüğü bir dünyada zarlar yeniden atılıyor ve ışığın gücü doğmaya çalışıyor. Aşk ve ihanet büyünün elinde şekillenip kendi inine çekiliyor. Daha önce şahit olunmamış bir dünyadan kurtuluş çabaları, yokluk ve ötekilerin sırları açığ...