GÖKYÜZÜNDEKİLER

192 66 239
                                    


Sidra şiddetle içeriye girip söylenmeye başlamıştı bile.

"Gussa'dan ayrılmamıza çok kısa  bir süre kaldı ve hala ev tam olarak toplanmamış."

Yüzünde sinirli ve gergin bir ifadeyle odayı terk etmişti baş yardımcı. Birazdan evin hanımı Zilmerin'in gelmesi an meselesiydi. Ve öyle de oldu. Hanım odaya arkasında şedit bir rüzgarla girip kasırgalar yarattı. Tek bir bakışıyla Elvin geri toplama büyüsünü daha sağlam ve keskin yapmaya başladı. Eşyalar hızla toplanıyor kolileniyordu.

Zilmerin'in eşi Futsa yüce Lilityan şehrine Gussa elçisi olarak atanmıştı ve bu görkemli şehirden bir an önce ayrılmaları gerekmekteydi. Bir yıl sürecek elçilik görevine Futsa'nın tüm maiyeti katılacaktı fakat yolculuk aile içerisinde büyük bir paniğe yol açıyordu. Gök şehir Gussa'dan yeryüzü şehrine inmek her zaman tehlikeler barındırıyordu özellikle de Simirna'nın karanlık şövalyeleri gök şehri yakınlarında terör estirirken. Fakat Gussa Locası Futsa'ya güvenlik garantisi vermiş, Lilityan'dan da en seçkin büyücüler yolculuğa eşlik etmek için gönderilmişti. Her şey tamamdı ve yarın sabah güneşin ilk ışıklarıyla yola çıkılacaktı.

Futsa'nın korkusu kendisi için değildi tek düşündüğü yeni doğan oğlu Maren'di. Çocuk doğalı kırk bir gün olmuştu ve onu Gussa'nın güvenli ortamından Lilityanın karanlığına sokmak endişe vericiydi. "Küçük bir bebek için büyük bir yolculuk olacak." diye geçirdi içinden.

Gussa halkı, Gayyan'ın tek gök halkı olarak bilinmekteydi. Büyüyle mermer gibi sertleştirilmiş bulut katmanları üzerinde yaşarlar, ileri ahlak ve medeniyetleriyle tanınırlardı. Ciltleri kusursuz bir parlaklıktaydı saçları neredeyse beyaza çalan bir gri, gözleri gök mavisindendi. Sırtlarındaki beyaz koca kanatları ve gizemli büyü güçleriyle tüm insanoğlunu şaşkınlığa sürüklerlerdi. Bir çok medeniyet onları melek olarak tasavvur etmiş ve onlara derin saygıyla bakmışlardı. Hatta büyük savaştan önce büyüsüz Mirra kabilesi onlara tapınır ve Gussalılar da onlara ikramlarda bulunurdu. Fakat Simirna savaşta tüm Mirranları katledip medeniyetlerini ortadan kaldırmıştı. Yine büyük savaş esnasında Simirna Gussa'yla özel ilgilenmiş onları yüksek büyü gücünün temsilcileri olarak koalisyonlarına davet etmişti fakat ahlakın ve yüksek medeniyetin sahibi Gussalılar bu teklifi şiddetle reddedip derhal şehirlerini korumaya almışlar ve Simirna'nın karşısında ağır bir güçle durmuşlardı. Tüm yeryüzü halkı bu sebeple Gussa'ya derin bir saygı ve minnetle yaklaşmaktadır. Üstüne de Gussa Lilityan ile Yüksek Büyücü Koalisyon'unu kurmuş ve itiffaklarını yüksek bir dayanışmayla da sağlamlaştırmıştı.

Artık göç hazırlıkları neticeye ermiş ve Futsa tüm maiyetiyle uçuşa hazırdı. Bebek Maren ve annesi Zilmerin özel büyülerle korunan Sardi adlı büyük kuşların sırtına kurulu arabalarda olacaklardı. Futsa ise adamlarıyla Sardi'lerin etrafında uçacaklar hizmetkarlar ise en arkadan onları takip edeceklerdi. Göç büyük bir gizlilikle planlanmıştı. Lilityan'dan günler önce gelen büyücü şövalyeler ise tüm kafilenin etrafında kanatlı atlarıyla onlara eşlik edeceklerdi.

Futsa her şeyin tamam olduğuna emin olmak için tüm maiyeti gözden geçirdi. Elvin Futsa'ya bir baş selamı verip;

"Efendi Futsa Maren ve Hanım Zilmeren için tüm hazırlıklar tamamlandı. Başyardımcı Sidra da hanımın ve bebek Maren'in aracında olup onlara eşlik edecek. Ben ve on tane daha yardımcınız Sardilerin arkasında kanatlı uçuş yapacaklar. Gussa'dan dokuz Lilityan'dan ise yirmi şövalye kanatlı atlarıyla bizi korumaya alacaklar. Üstad Karûlan'ın hazırladığı koruyucu muska da tüm kafileyi Lilityan'a kadar koruyacak. Hiç bir aksama olmayacağı konusunda Şövalye lideri bize teminat verdi. Toplam uçuş süremiz dokuz saat olacak ve Lilityan'ın kalkanından güvenle geçeceğiz. Lilityan'da bizi bir karşılama heyeti..."

Gayyan: Işığa Çağrı (Wattsy2019)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin