Ani bir vızıltı sesinin ardından yoktan var olan kadın, ormandaki kuşların bir anda havalanmasana sebep olmuştu. Simsiyah saçları tepesinden sıkı sıkı toplanmış, ince ve uzun kadın, ayağındaki topuklu ayakkabıya rağmen ormanın yumuşak zemininde rahatlıkla yürüyor bazen etrafa bakıp yüzünü ekşitiyordu. Ormanın en sık yerine gelince ellerini büyülü sözlerle sallayarak kendisine yol açıp yürüyüşüne devam etti. Yediler meclisi Fortemonlastan ormanında toplanıp Sodamaklar ve Gayyan'ın geleceği için karar verecekti ve Mivran da meclis üyelerinden bir tanesiydi. En sonki toplantı yüz elli yıl önce Simirna'nın ilk ortaya çıktığı zaman yapılmış ve meclisten kesin bir tarafsızlık kararı çıkmıştı. Bugünse üç Sadomak ölmüş ve iki gün önce de aldığı habere göre iki Sadomak daha Melus adasında ölü bulunmuştu hem de zaman kontrol görevleri esnasında.Mivran lanetler okuyarak binlerce yıllık Sadomak Fantamlas anıtının önünde durdu.
Sinir ve öfkeyle kendi kendisine bağırmaya başlamıştı:"Anıtın etrafına uçuşmayla ilgili yasağı koyana lanet olsun. Her tarafım toz toprak oldu. Şu ayakkabının haline bak. En erken de gelen benim. Offf!"
Mivran altı köşeli yıldızın bir ucunda durdu ve eliyle bir kaç işaret yapıp bir kaç büyülü söz mırıldanınca toprakların arasından granit bir koltuk çıkmaya başladı. Koltuğu yine büyüyle temizleyip siyah kadife pelerini belinde toparlayıp güzelce koltuğun bir köşesine oturdu.
Fantamlas anıtı çok uzun yıllardır yediler meclisinin toplanma yeri olmuştu. Fortemonlastan ormanının en sık ve kuytu noktasına kurulmuş bu anıtı devasa bir kadın ve erkek heykeli korumaktaydı. Yedi üye dışında anıta yaklaşmak ölümcül tehlikeleri beraberinde getirirdi. Sadece yedi üye yürüyerek anıt arazisine girer ve onlar için ayrılmış yerlere otururlar toplantılarını başlatırlardı. Toplantılar çok uzun sürmesiyle meşhur olmuştu. En uzun toplantı iki bin yıl önce Gayyan büyük bir kıtlığa girince yapılmış ve yaklaşık kırk altı gün sürmüştü. Sonuç olarak üçler başkanlık kurulu karar alamayan yedileri dağıtmış, tüm Sadomaklar arasında tekrar bir seçim yapılarak yediler meclisi kurulmuş ve alınan kararlar neticesinde kıtlık kısa sürede tarihin tozlu sayfalarında yerini almıştı.
Mivran duyduğu hışırtılardan sebep kafasını soluna çevirdiğinde siyah üniforması üzerine bordo peleriniyle Montranta Kontu Zardamsan'ı gördü. Uzun boylu adam sağlam ve estetik vücudunu gözler önüne seren dar siyah bir gömlek giymiş, gömleğin çok küçük düğmeleri boynundan pantolonun içine kadar sıkı sıkı düğmelenmişti. Deri, mat bir pantolona yine siyah uzun ve sıkı çizmeler eşlik ediyordu. İki omuzuna altın omuzluklar oturtturulmuş ve onlara tutturulmuş borda pelerin adamın elbisesini tamamlıyordu. Boynundaki zümrüt yeşili gerdanlığında, altından Kontluğunun arması kanatlarını açmış bir Zelbabil kuşu bulunuyordu. Sarıya yakın kumral saçları genişçe örülmüş ve sırtına dağıtılmıştı. Su yeşili gözleriyse adamın yakışıklılığını pekiştiren bir aksesuar gibiydi.
"Erken gelmişsin Mivran."
Adamın tok ve kadifeyi andıran tatlı sesi Mivran'ın kalbini ısıtmaya yetmişti. Yavaşça yerinde doğrulan kadın ani bir hareketle kendisini adamın kucağına savurdu. Sıkı bir sarılmanın ardından adamı şehvetle dudaklarından öptü. Bu öpücük o kadar kısa sürmüştü ki adam ne olduğunu bile anlayamamıştı.
"Seni görmek çok güzel Kont Zardamsan. Zaman seni daha yakışıklı kılmış. Şu gözlerinin kenarında beliren çizgiler şahane."
Kadının şuh kahkahası tüm ormanı inletmişti. Adam, kadının narin ellerini avuç içine alıp okşamaya başladı.
"Uzun bir zaman oldu görüşmeyeli ve sen beni hiç ziyaret etmedin Mivran . Özledim seni."
Adam kadını öpmek için hamle yaptığında kadın geri çekildi ve kendi etrafında dönerek çocuksu bir sesle:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gayyan: Işığa Çağrı (Wattsy2019)
FantasíaKaranlığın hüküm sürdüğü bir dünyada zarlar yeniden atılıyor ve ışığın gücü doğmaya çalışıyor. Aşk ve ihanet büyünün elinde şekillenip kendi inine çekiliyor. Daha önce şahit olunmamış bir dünyadan kurtuluş çabaları, yokluk ve ötekilerin sırları açığ...