2| Beni sana hasret yaşatıyorsun.

3.3K 198 62
                                    

🐰🐯


Bir ay olmuştu.

Evlendiğimizden itibaren mutluluğa kavuşacağımı düşünüyordum. Ama öyle olmamıştı.

Evlendiğimiz günün gecesi bir anda ortadan kaybolmuş, daha sonra eve tek başıma gelmemi sağlamış ve saatler sonra eve gelip beni güzelce sevmişti. Güzel sözler söylemişti bana, sabah kalktığımda güzeller güzeli sevgilimi görmeyi beklerken boş yatak karşılamıştı beni.

O an sadece mutfakta yada başka yerde olduğunu düşündüm.

Dakikalar oldu ses yok. Üzerime hırkamı geçirip aşaya inmiştim.

Bir sürü kez adını seslendim. Mutfağa baktım...heryere baktım ama yoktu. Daha sonra belki markete gitmiştir diye düşünmüştüm ama gelmemişti.

Akşam olmuştu sahroş şekilde gelip benden nefret ettiğini söylemiş bileğimi morartmıştı.

O gün bugündür eve geç geliyor, o güzel yüzünü ve kokusunu mahrum bırakıyordu bana.

Bu akşam ise yine her zaman olduğu gibi gelmesini bekliyordum neden böyle olduğunu sormam gerekiyordu. Cevap verirmiydi bilmiyordum ama artık cevap bekliyordum. Her seferinde sorularımı cevapsız bırakıp gidiyordu.

Koltukta kollarımı, bacaklarıma sarıp gelmesi için dua ediyordum. Bazı günler eve gelmiyordu bile.

Anahtar sesiyle başımı kaldırdım hemen.

Gelmişti.

Hızlıca koltuktan kalkıp yanına koştum.

Yine içki kokuyordu.

"Jungkook..."

Cevap vermedi vermiyecekti biliyordum ama konuşmaya devam ettim.

"Sürekli içip eve geliyorsun bitmiyecek mi artık eve geç gelmelerin?"

Gidiyordu yine.

Tuttum kolundan izin veremezdim.

"Çok özledim aşkım. Neden kendini bana hasret yaşatıyorsun? Neden ağlamalarımı duymuyorsun?
Sıkıldım artık. Ne zaman biticek bu ayrı kaldığımız?
Eskisi gibi olalım lütfen, çok çok özledim"

Gözlerim doluyordu ama o ise yüzünde tiksinir bir ifadeyle bana bakıyordu.

"Susma artık n'olur . Cevap ver, ne oldu anlat. İstemeden kalbinimi kırdım diycem ama hayır.. hayır öyle bir şey olmadığına adım kadar eminim"

"Bırak beni"

"Hayır"

"Sikeyim, uzatma bırak"

"Jungkook lütfen"

"Siktir git taehyung"

"N-ne?"

"Anlama özürlüsü filan mısın?"

Neler diyordu öyle?

"N-neden böyle konuşuyorsun?"

"Neden neden neden. Başka bildiğin kelime yok mu senin"

Alaylar şekilde konuşuyordu.

"Tanrım, ne diyorsun sen?"

"Taehyung sıkıyorsun, bırak kolumu yoksa kötü olucak"

"Aptal mısın sen?! Sadece seninle konuşmak istiyordum, neden konuşmak istemiyorsun ki?! Sen tanıdığım jungkook değilsin, ne oldu bir anda? B-ben anlamıyorum artık eve geç geliyorsun, seni görmeme izin vermiyorsun, barda ne yaptığını bile bilmiyorum!
İçip içip eve geliyorsun ve söylediklerin bunlar mı?!"

"Senin bana hesap sormaya hakkın yok, şimdi de geçmiş karşıma bana hesap mı soruyorsun?"

"Ben senin kocanım"

"Değilsin. Sen benim hiç bir şeyim değilsin taehyung, sen sadece benim yaptığım tek hatamsın"

Nefes alamadım o an.

Hiç karşılık veremedim sözlerine, beni kırmayan insan şuan beni kırıyor ve mutsuz ediyordu.

Artık dolu olan gözlerim hızlıca akmaya başlarken sadece gördüklerim jungkook'un yukarıya çıkıp odanın kapısını sertçe kapatması ve daha sonra dayanamayıp kendimi yere bırakmak olmuştu.

Ben bunları hak edecek birşey yapmamıştım.

Tanrım neden.. neden bir kez olsun görmüyorsun beni?

Lütfen bu kabustan uyandır beni, lütfen mutluluğu bulmuşken alma elimden... Lütfen. çünkü artık bunların hepsi fazla ve ben bir daha dayanabilecek miyim bilemiyorum.

Lütfen, o sürekli ağlayan taehyung'u geri getirme..

Yalvarırım.

_

_

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
𝐦𝐲 𝐥𝐲𝐢𝐧𝐠 𝐡𝐮𝐬𝐛𝐚𝐧𝐝Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin