𝐦𝐲 𝐥𝐲𝐢𝐧𝐠 𝐡𝐮𝐬𝐛𝐚𝐧𝐝

4| Sert ve duygsuzca.

🐰🐯

Günler olmuştu eve gelmeyeli, aramalarıma bile cevap vermiyordu. Acı çektiğimi görmüyor, ona olan özlemimi hiçbirini bilmiyordu.

Koltukta bacaklarımı kendime sarmış şekilde otururken gecenin bir yarısı her zaman ki gibi yine onu bekliyordum, gelmiyordu yine. Gelmiyecekti.

Dolu olan gözyaşlarımı silip ayağa kalktım beklemeliydim. Belki gelirdi bu sefer, bu yüzden elimi yüzümü yıkamak için kalkıp lavaboya girip bolca yüzümü yıkadım en azından az da olsa uykusuzluğumu gidirebilirdi.

Daha sonra yüzümü kurulamış salona geçmiştim. Koltuğa oturacağım sıra kapının kilit sesini duymam ile heycanla kalkarken gözlerimin önü bulanıklaştığını hissetmiştim.

Kıkırtılar eşliğinde giren eşimin elini, beline attığı kadın ile samimi görüntüsü kalbimin kırıklar haline gelmesine neden olmuştu.

"J-jungkook..."

Daha da bulanıklaştı gözlerim göremiyordum bile. Yağmur gibi akan göz yaşlarımı durdurmak çok zordu, ellerimle silsem bile durmadan ekleniyordu yenileri.

"Eğer inlemelerimizi duymak istemiyorsan git evden"

Ne kadar da kolay söyleyebilmişti.

"Y-yapmıyacaksın değil mi?"

"Taehyung gidiceksen git artık"

"H-hayır. Gidicek olan ben değilim, aksine yanında ki sürtük gidicek"

"Kapa şu çeneni! Beni rahatlatıcak ve gidicek"

"Hayır jungkook! Gidicek şimdi, hemde hemen! Bunu yapmana asla izin veremem!"

Yukarı çıkacakken kadının belinde ki kolunu çekip birbirlerinden ayırdım.

"Evime sürtüklerin girmesine izin veremem"

Kızın kolundan tuttuğum gibi kapıyı açıp dışarı attım. Yere düşmesi, canı acıması umrumda bile değildi.

Kapattığım kapıya sertçe itilirken dolu gözlerim jungkook'u buldu.

"Ne yaptığını sanıyorsun!"

Jungkook kolumu tutup kendine çekerken daha da sıktı bileğimi. Acıyordu.

"Acıyor"

"Benimde acıyor! Beni rahatlatıcak ve gidicekti seni aptal!"

"İzin vermezdim seni salak!"

"Beni rahatlatıcak kişiyi gönderdiğine göre beni sen rahatlatıcaksın"

"Ne?!... H-hayır olmaz, b-bunu yapamazsınız "

"Umrumda değil. Şişliğimi indir çabuk"

"Yapamam. Sahroşsun... olamaz jungkook"

Kolumu sıkıca tutup yukarıya çıkmaya başladı. Bunu yapamazdı.

"J-jungkook yalvarırım dur. Tanrım! Bırak elimi jungkook"