Uzun bir süredir Yusuf'un kuaförden çıkmasını bekliyordum. Daha fazla dayanamadım ve içeri girdim. Yusuf'un işi bitmiş aynada kendini inceliyordu. Yüzünü gördüğüm zaman ona tekrar aşık oldum. O kadar... O kadar yakışıklı olmuştu ki. Hızlı bir şekilde arkasını döndü ve göz kırptı.
"Düştüm"
Karşımda dikiliyor ve tüm çekiciliğini sunuyordu,koşup sarıldım
"Sen napmaya çalışıyorsun? Çirkin ol biraz! Bak benim boyum kısa sinirim tepeme çabuk çıkıyo-"
Beni bir anda kucağına aldı ve sırtımı duvara dayayıp öpmeye başladı. Bende karşılık verdim dudakları beni bitiriyordu. Gözlerimi kapadım ve kendimi ona bıraktım. Şuan kuaförde değildik sanki yalnızca ikimiz vardık... Biraz sonra Ferit abi'nin sesini duyduk
"Öhö öhö gençler hadi ben tanıdığım da olmuyor yani böyle"
Şuan o kadar utanmıştim ki kendimi direk dışarı attım. Arabaya binip Yusuf'u çağırdım. Biraz sonra geldi
"Arabada Mustafa olmasa ben sana soracaktım ama neyssse"
Utangaçlığım hâlâ gitmemişti elini tuttum ve kafamı bacağına koyup uykuya daldım
🌿🌿🌿
"Esin! Yavrum! Bebeğim! Güzelim! Lan kalk artık!"Gözlerimi zar zor açtığımda kuaföre geldiğimizi gördüm içeri girdik ve beklemeye başladık. Biraz sonra kuaför geldi. Ama erkek kuaför... Biraz sorun çıkacak sanırım. Yusuf'a dönüp baktığımda telefonla ilgilendiğini gördüm daha gelen kuaförü fark etmemişti sanırım... Kuaför saçlarımı ıslatmaya başladı.
"Nasıl bir kesim istiyorsunuz?"
"Çok kısa olmasın sadece kırıklar gitsin"
" Ben Enes Ümit kısaca Enes diyebilirsin"
Enes elini boyun hizama koydu
"Buradan olur mu?"
"Hayır çok uzun biraz daha kısa olsun "
Bu sefer enseme getirdi
"Buradan?"
"Hayır çok kısa ama omzumdan olur"
Elini omuzlarıma attı ve masaj yapar gibi okşamaya başladı. Şuan o kadar gıcık olmuştum ki parmaklarını kırmak istiyordum. Elleri hâlâ omzumdayken sinirle gözlerimi kapattım ve dişlerimi sıktım. Ama biraz sonra elleri sert bir şekilde çekildi. Korkuyla gözlerimi açtım. Yusuf adamın kollarını arkadan bağlamış, ensesinden tutmuş yüzü koyun bir şekilde masaya yatırmıştı. Kötü şeyler olacağını hissederken Yusuf'un koluna yapıştım
"Gidelim, lütfen hadi Yusuf hadi lütfen bırak"
"Sen arabaya git seninle sonra görüşeceğiz!"
Ses tonu beni o kadar korkutmustu ki sessizce arabaya gittim. Yusuf geldiğinde resmen gözlerinden ateş fışkırıyordu. Bana kızmasını beklerken Mustafa'yı arabadan indirdi ve kendisi hızlı bir şekilde sürmeye başladı. Arabanın içinde savrulup duruyordum
"Yusuf durdur arabayı inicem durdur!"
Bir şey demeden sürmeye devam etti şehir dışına çıkmıştık. Ter içinde kalmıştı ama arabayı durdurmuyordu sinirle ağlamaya başladım
"Yusuf dur lütfen dur inmek istiyorum lütfen dur bir konuşalım"
"KES SESİNİ! SUS!"