Güneşin doğmasıyla açtı gözlerini Tuğra. Daha fazla vakit kaybetmek istemiyordu.Her şey yeterince garip,tüm bu insanlar,bu şehir,tren seferi bile yok. Sanki bu şehir onlar gelmeden evvel hiç yoktu ve onlar ayrıldıktan sonra hiç olmayacaktı. Yataktan kalktı,banyoya gitti.Soğuk bir duşun ardından beyaz bir gömlek giydi.Hemen bahçeye çıktı , malikaneye doğru yürümeye başladı.Oraya gidip ne diyeceğini düşünüyordu.Tam malikanenin kapısına elini uzatmışken arkasından,bahçeden otelin sahibi kadının seslendiğini duydu.
-"Burdayım evlat, istediğin bir şey mi var?"
-"Zaman.Eğer biraz zamanınız varsa sizinle bir şey konuşmak istiyorum."
-"Tabi gel,şöyle oturalım."-"Bakın, size direk anlatacağım. Beni öz ailem büyütmedi.Hayatım boyunca evlatlık olduğumu biliyordum,bana o kadar iyi bakan bir babam vardı ki bu durumdan hiç şikayetçi olmadım.Bana bu yaşıma kadar öz ailemden kimsenin kalmadığını söyledi ama o yani babam bu yılın başında vefat etti."dedi Tuğra sesi titreyerek.
-"Üzgünüm canım, bu gerçekten zor bir durum. Peki ya ben senin için ne yapabilirim?" dedi kadın.
-"Babam ölmeden önce gerçek ailemin Ang... şehrinde yaşadıklarını ama anne babamın ben bebekken öldüklerini söyledi.Ve o dedi ki; benim bir kardeşim varmış."
-"Aman tanrım, buraya kardeşini bulmaya mı geldin yani?"
-"Evet,onu bulmalıyım. O benim hayatta kalan tek hediyem.Yardımcı olmanızı istiyorum.En azından yardımcı olabilecek birini tanıyorsunuzdur.Böyle bir hikaye duydunuz mu?"
Kadın şaşkındı: "Bak kardeşini bulman için sana yardım edeceğim tabiki, ama bana biraz zaman ver ve bu işi biraz araştırayım.Şehrimizde 25 yıl evvel çok büyük bir salgın oldu ve yaşı büyük kimse kalmadı. Buralardaki en yaşlılardan sayılırım ve 40 yaşındayım. Yani anlayacağın sen bebekken yetişkin olan çok az kişi var ve ben onları seninle konuşmaya ikna edeceğim tamam mı?"
-"Teşekkür ederim, benim için bu çok önemli.Lütfen acele edin." dedi. Gözlerinde umut vardı.
-"Tamam, hadi şimdi herkesi uyandıralım ve kahvaltıya geçelim.Içini ferah tut. Kardeşinin çok da uzakta olduğunu sanmıyorum." dedi kadın.
Oturdukları bankın tam karşısındaki küçük evin kapısı açıldı. Tanrım kokusu burnuna kadar gelmişti. Kırmızı saçlarını savurdu,derin bir nefes aldı. İlay'ın her hareketi Tuğra'yı heyecanlandırıyordu. Şuan aşık olmuş olamazdı.Ilay onlara yaklaştıkça kuş cıvıltıları arttı. Güneş daha da parlamaya başladı.
İlay'ın güzelliği havayı bile güzelleştiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AGOLA
FantasyNefret,kıskançlık ve ihanet. Bunlar normal dünyanın sıradanlaşmış durumları. Biz normal bir dünyada değiliz. Sıradan şeylere ihtiyacımız yok. Aslında sadece biraz sihire ihtiyacımız var. Ama eğer siz normal bir dünyada ve normal insanlarlaysanız v...