Banyodan koca bir şişe bulup içine su doldurdu Umay. Sessiz adımlarla Günhan'ın odasına ilerledi.Günhan ve Ladin'i küçüklüğünden beri tanıyordu,onlarla kuzen hatta kardeş gibiydi ama bu durum Günhan'ı bir şişe soğuk suyla uyandırmasına engel değildi. Şişeyi birden mışıl mışıl uyuyan Günhan'ın suratına boca etti.
Günhan bir çığlıkla uyanıp Umay'ın üstüne atladı. Tam onu pataklamaya başlamıştı ki Ladin'in sesiyle durdu:-" Kesin kavga etmeyi de gelin.Herkes kahvaltı için bizi bekliyor.Bahçedeler."
Umay fırsattan istinaden Günhan'ın elinden kaçtı ve koşarak bahçeye gitti.Peşinden Ladin ve Günhan da geldi. Umay şöyle bir baktı, bahçede pek çok masa vardı ama herkes birlikte koca bir masanın etrafındaydı.Mecburen o da oturdu.Tuğra,İlay,İlter hepsi masadaydı. Çalışan kız da masayı mükemmel kahvaltılıklarla donatıyordu."Adı Beyza mıydı ?" diye geçirdi içinden.
-"Herkese Günaydın millet!" diye bağırdı Günhan. Herkes de samimiyetle karşılık vermişti.
Umay hiç ummadığı kadar eğleniyordu bu masada. Herkes bir şeyler anlatıyor kahkahalar da ona eşlik ediyordu.Bu samimmiyete anlam verememişse de Umay'ın yabancı olduğu bu ortam onu mutlu ediyordu.
İlter İlay'ın kafasında haşlanmış yumurta kırmaya çalıştı ve İlay onun saçını çekmeye başladı. İkisi çok iyi anlaşmışa benziyor diye geçirdi Umay içinden.-"Hey siz ikiniz birbirinizden amma hoşlandınız." dedi Günhan İlay'a dönerek.
Tuğra öksürmeye başladı ve koca bir bardak suyu tek seferde içti. İlay önce Tuğra'ya sonra Günhan'a bakarak: "Hayır,biz sadece iyi anlaştık o kadar" dedi.-" Hahaha, bu kız benim hiç tipim değil,sadece ev arkadaşım." dedi gülerek,samimiydi."
-"Hey boşverin, abim yine suratına bir bidon su istiyor gibi duruyor baksanıza(!)" dedi Ladin, herkes gülüştü. Tuğra rahatlamışa benziyordu.
Umay Tuğra'nın bir oh çektiğini ve İlay'dan hoşlandığını hemen anladı.
Birden otel sahibi kadını düşündü Umay, onun masaya yaklaştığını hissetti. Arkasını döndü,etrafa iyice baktı ama kadın hiç ortalıkta yoktu.
'Saçmalama' diye fısıldadı. Önüne döndü kahvesinden bir yudum aldı,ekmeğine yağ ve reçel sürdü.-"Merhaba gençler, ben geldim. Kahvaltıyı beğendiniz mi?" diye soran otel sahibi kadının sesini duydu.Reçelli ekmeğini elinden düşürdü.
-"Gayet güzel, teşekkür ederiz." dedi Ladin.
-"Bunu söyleyeceğini biliyordum!" diye bağırdı Umay.
Kimse anlam verememişti.Ladin Umay'a anlamsız gözlerle bakarken otel sahibi:
-"Tuğracım, konuştuğumuz konuyu hallettim. Hanımefendi içerde seni bekliyor. Kahvaltın bitince gelirsin olur mu?"
- 'Ben çoktan doydum' diye fısıldadı Umay.
-"Ben çoktan doydum!" dedi Tuğra heyecanla ve otel sahibiyle malikaneye doğru yürümeye başladılar.
Umay ne olduğuna anlam verememişti.Başına güçlü bir ağrı girdi.Herkes masadan kalkmaya başlamıştı. "Dikkat et !" diye seslendi Umay. Sonra dönüp Günhan'a baktı, ayağı takılmış ve yere düşmüştü.Biliyordu.
Ladin Umay'a yaklaştı. İyi olup olmadığını sordu.
"Başım ağrıyor." dedi. Ve ekledi:
-" Evet,odaya çıkıp,ilaç alıp biraz dinleneceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AGOLA
FantasyNefret,kıskançlık ve ihanet. Bunlar normal dünyanın sıradanlaşmış durumları. Biz normal bir dünyada değiliz. Sıradan şeylere ihtiyacımız yok. Aslında sadece biraz sihire ihtiyacımız var. Ama eğer siz normal bir dünyada ve normal insanlarlaysanız v...