"Merhabalar, geldiğiniz için teşekkür ederim.Bana yardımcı olabilirsiniz umarım. Ben Tuğra,beni büyüten ailem beni 1 yaşımda evlat edinmişler.Bir kardeşim olduğunu babam son nefesinde söyledi. Bakın 28 yaşındayım,o yıllarda böyle bir olay hatırlıyor musunuz? Annesi babası ölen 2 kardeş. Lütfen yardım edin!" dedi Tuğra.Tüm bu kelimeler ağzından bir solukta çıkmıştı.
Karşında duran başını ilginç bir örtüyle örtmüş o yaşlı kadının tepkisizliğine bakıyordu.Kadın kırışmış parmaklarıyla karşısındaki boş sandalyeyi gösterdi.
-"Otur." dedi."Seni anneni,babanı ve kız kardeşini tanıyordum."
-"Kız kardeşim mi?"derken gözünden bir damla yaş akıyordu.
-"Evet,anne babanın ve hatta bu şehirdeki herkesin öğretmeni bendim."
-"Kardeşimin yerini biliyor musunuz?"
-"Sabret evlat, sana her şeyi anlatacağım."
Tuğra heyecanlıydı, otel sahibi ve çalışan Beyza da onları merakla dinliyordu.Yaşlı kadın tekrar söze girdi:
-"Yıllar önce bu şehirde herkes mutlu yaşıyordu.Ta ki o yıl gelene kadar. Sizin evlat verilmeniz,anne babamızın ve daha pek çok insanın ölmesi her şey o yıl oldu. Neredeyse 30 yıl önceydi.Şehirde düzinelerce insan öldü. Özellikle gücü olanlar..."Otel sahibi lafa atıldı:" Biraz yavaş mı gitsek Vuslat Ana.Ne dersin?"
Tuğra şaşkın gözlerle izliyordu.-"Annen,baban hatta amcan öldü. Başta seni ve kardeşini, kuzenlerinle birlikte bakması için yengene emanet ettik.Ancak o pek başarılı olamadı.Ve sonrasında sizi yengenden alıp bu dört güzel bebeğe bakacak birilerini aradık.Tabiki hepinizi birden almak isteyen olmadı. Kiminizi bir aileye,kiminizi yetiştirme yurduna bıraktık. Ama ben hepinizin bir gün buraya döneceğinden emindim.Ve öyle de oldu."
-"Bu da ne demek, kardeşim de buraya mı döndü. Nerede o lütfen söyleyin artık."
-" Hepiniz buraya birlikte geldiniz oğlum."
-"Ne yani kardeşim burada benimle birlikte mi?Kim?"
-"Umay."
Tuğra içine çektiği nefesi bile geri veremiyordu.Kardeşiyle 2 gündür yanyanaydı.Nasıl olmuştu da aynı trene binmişlerdi. Babasının ölmeden önceki sözlerini hatırladı:' Ang... şehrinde bir kardeşin var,ve siz çok özel çocuklarsınız.Güçleriniz ... " ve son nefesini verişi... Tuğra da nefesini verdi. Kapının açılma sesini duydu.Dönüp bakamayacak kadar şok olmuştu.
Bir el omzuna dokundu.Beyza "Umay." dedi sessizce.Tuğra dönüp Umay'ın yüzüne baktı.Gözünden akan yaşları gördü.
-"Konuştuklarımızı duydun mu?" dedi Tuğra.
Umay cevap vermiyor,boş boş bakıyordu.
-"Duydun mu?"
-"Biz kardeşiz." hüngür hüngür ağlamaya başladı.
Tuğra ayağa kalktı,Umay'a sıkı sıkı sarıldı. İlay,İlter,Ladin ve Günhan'ın içeriye girdiklerini farketti.-"Biz kardeşiz." diyerek hüngür hüngür ağlıyordu Umay.
Herkes şok olmuştu. Bunca şey nasıl denk gelmişti. Tuğra ve Ladin Umay'ı oturttular, onu sakinleştirmeye çalışıyorlardı.
-"Umay, bebeğim sakin ol" dedi Ladin,
-"Umay biliyorum bu durum garip,ama sakinleş de neler olduğunu anlayalım." dedi Tuğra.Bu sözleri duyan Umay iyice içli ağlamaya başladı.Bağırarak:
-"Nasıl olur, hayatımı istenmediğim bir evde yaşarken buraya geldim,... nasıl olur.Burası beni delirtiyor. İstemiyorum, istemiyorum.."
Artık Ladin ve Tuğra'nın ona dokunmasına izin dahi vermiyor,onları iterek uzaklaştırıyordu.Tuğra kardeşine yeni kavuşmuş ve onunla konuşmak istiyordu ama yapamıyordu. Günhan yanlarına yaklaştı. Umay'a doğru yavaşca gitti ve izin ister gibi bir bakış atarak Umay'a sarıldı. Umay Günhan'ın kollarındayken gittikçe daha sakinleşti.
Günhan Umay'ın kulağına sessizce bir şarkı fısıldıyordu.Onu kollarından
tutup kaldırdı.-"Hadi bahçeye çıkalım Umay, biraz nefes alırsın bak güzel bir esinti var."dedi.
Umay başını sallayıp ona eşlik etti. Günhan hala ona sarılmış bir şarkı fısıldarken onu bahçeye, soğuk ama güzel bir esintiye çıkardı.
İçeride kalanlar şok olmuştu.Herkes bir süre birbirine bakıp durdu.Sessizliği İlter bozdu:
-"Şey.. Biz İlayla odamızda olacağız.Sizi rahatsız etmeyelim.Bir şey lazım olursa seslenin lütfen. Hadi İlay,hadisene."
İlay kalmak istiyordu.Ilay Tuğra ile kalmak istiyordu. Ve hatta İlay gidip Tuğra'ya sarılmak istiyordu. İlter onun kolundan tuttu ve kapıya doğru yöneltti.Tam çıkacaklarken yaşlı kadın seslendi:
-" İlter oğlum, burada kalın. Sizin de duymanız gereken çok şey konuşacağız."-"Pardon ama siz kimsiniz? Adımı kimden öğrendiniz de bana kal diyorsunuz?"
Otel sahibi tekrar kendine gelmiş gibi konuştu:
-" Vuslat Ana biraz ağırdan mı alsak. Görüyorsun onlar için zor bir durum.Kızı gördün."-"Kız konuştuklarımızdan değil, gücünü farkettiğinden sinir krizi geçiriyor.Burası her şeyi açığa çıkarıyor anlasana." diye bağırdı Vuslat Ana.
-" En azından Umay'ın sakinleşmesini bekleyelim."
-" Peki madem, bekleyelim bakalım." dedi Vuslat Ana.
5 saniyelik derin sessizliği, çılgın bir sesle bağıran Tuğra bozdu:
-" Anlat!" dedi, " Her ne olduysa anlat, neden bizleri yolladınız,ne güçlerinden bahsediyorsunuz, benim hayatımla ilgili İlter'in duyması gereken ne var ?!"
Herkes Tuğra'nın bu çıkışına şaşırmıştı.Sakin bir adam gibi gözüküyordu. İlay dayanamayıp Tuğra'nın sırtına yaklaştı, kulağına doğru "Sakin ol." diye fısıldadı. Tuğra birden arkasını dönüp :
-" Sanane!Burda hayatımın boşluğunu çözmeye çalışıyorum ve bu kadınlar boş konuşuyorlar, bağırmaya hakkım var, Yani sanane!" diye bağırdı.Ilay gerçekten korkmuştu. Dışarından bir gök gürültüsü ve yağmur sesi gelmeye başladı. İlay Tuğra'dan uzaklaştı. Tuğra hemen pişman olmuşa benziyordu.
-"Bak üzgünüm,ben şey..." ,"Off!"İlay gözlerinin dolduğunu hissediyordu. Tuğra'yı anlıyordu ama yine de ondan hoşlandığı için bağırmasından etkilenmişti. Onun önünde ağlamamak için hiçbir şey demeden evine doğru ilerledi. İlter'de İlay'ı takip etti.
İçeri de Ladin ve Tuğra kalmıştı.Ladin:
-" Yağmur başladı.Gidip Umay'la abime bakayım."dedi. Ve hızlıca malikaneden çıktı.
Tuğra öylece kalmıştı,sandalyeye oturdu. İlay'a neden bağırmıştı ki. Yaşlı kadına döndü:
-"Güçler derken, nasıl güçlerden bahsediyorsunuz?"-"Güçler oğlum, gerçekten özel güçler.Insanların yapamayacağı bazı özel güçler."
Tuğra inanmayan bir gülüş attı yaşlı kadına.Kadın Tuğra'ya:
-"Bak evladım,sizlerin özel güçleri var tıpkı anne babalarınız gibi. Ama bunları sonra konuşalım. Şimdi git önce kendini, sonra kardeşini toparla. Akşam yemeğine gelip size her şeyi açıklayacağım. Olur mu?"Tuğra'nın gücü kalmamıştı. Kardeşini düşündü."Olur" dedi.Ayağa kalkmasıyla oradan çıkması bir oldu. Yağmur hala biraz yağıyordu.
Gökyüzüne baktı, sonra da İlay'ın kaldığı eve. Oraya doğru yürüdü.Kapıyı çaldı.Birkaç saniye sonra İlay kapıyı açtı.
-"Ben gerçekten özür dilerim.Seni üzmek tüm bu saçmalıkların arasında yapmak isteyeceğim son şey.Çok özür dilerim."
İlay gülümsedi.
-"İçeri girsene.Biraz konuşuruz,belki sana iyi gelir." dedi.Tuğra gülümsedi,
-" Bana iyi geldiğini bilmene sevindim." dedi içeri adım atarken.Yağmur tamamen durmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AGOLA
FantasyNefret,kıskançlık ve ihanet. Bunlar normal dünyanın sıradanlaşmış durumları. Biz normal bir dünyada değiliz. Sıradan şeylere ihtiyacımız yok. Aslında sadece biraz sihire ihtiyacımız var. Ama eğer siz normal bir dünyada ve normal insanlarlaysanız v...