İlter bahçedeki büyük yemek masasına oturdu.Kimse ortalıkta gözükmüyordu.Ladin'in evin kapısını kapatıp masaya doğru yöneldiğini gördü.
"Selam.""Selam,Umay nasıl oldu?"
" Off, eve girdiğinden beri uyuyor.Ne biz ne de Tuğra henüz onunla konuşamadık.Burda neler döndüğünü senin aklın alıyor mu?"
"Bak Ladin, neler olduğunu öğreneceğim.Ama emin ol garip şeyler.Hepimiz bir şekilde buraya çekildik.Dönebilmemiz için tren bile yok diyorlar. Yarın sabah ilk işim burdan gitmemin bir yolunu bulup hepimizi burdan çıkartmak olacak."
"Evet, buradaki herkes garip , şu Vuslat Ana dedikleri kadından korkuyorum."
Vuslat Ana birden belirip İlter'in yanındaki ,masanın tam merkezindeki yere oturdu.
"Korkacak bir şey yok çocuklar. Herkes gelince her şeyi anlayacaksınız."
Tam karşıdan otel sahibi elinde üst üste dizdiği 20 30 tabakla masaya doğru geliyordu.Ilter kadının zorlandığını farkedip yardım için yanına doğru gitti. Tam kadının elimden tabakları almasına birkaç adım kalmışken kadın dengesini kaybetmiş tabakları elinden bırakıvermişti.Otel sahibi çıkacak tabak seslerinden korkmuş bir anlığına gözlerini kapamıştı. Hiç ses gelmedi hemen gözlerini açtı. Tabakların yere birkaç santim kala havada asılı kalmış süzülüyor olduğunu gördü.Ilter donmuş ve odaklanmış bir şekilde tabaklara bakıyordu. Anlam verememişti.Korkmuştu.Bunu yapan İlter'in kendisi miydi? Hemen elini tabakların altına götürdü ve hepsini bir seferde masaya taşıdı. Şaşkınlığını gizleyemeden Ladin ve Vuslat Ana'ya baktı.
-"Gördün mü evladım? Neden farklı ve özel olduğunuzu anladınız mı?"İlter Ladin'e döndü:
"Gidip hemen Umay ve Günhan'ı çağırır mısın? Ben de gidip diğerlerini alayım.Artık her ne oluyorsa öğrenmek istiyorum!"İkisi de bir hışım ve şaşkınla masadan kalktı evlerinin kapısını yumruklarcasına çalmaya başladılar.
İlay kapıyı açtı.
Günhan kapıyı açtı."İkiniz de hemen masaya!" diye çıkıştı İlter ve Ladin.
" Herkes hemen masaya gelsin!" diye bağır İlter bahçenin ortasına doğru.
Koşar adımlarla masaya döndüler.
-"Bana bak Vuslat Ana mısın nesin, herkes şu masaya oturduğunda neler olduğunu lafı uzatmadan anlatacaksın tamam mı?" diye bağırdı.Herkes masada toplanmıştı.
-"Sakin ol çoc.."
-"Bana bak Vuslat hanım, 5 dakika içinde ne olduğunu anlamazsam bu oteli de şehri de yakar herkesi burdan çıkarırım. Anladın mı beni, hemen anlatacaksın. O tabakları nasıl uçurdum,bize ne yapıyorsunuz ha? Yemekler yüzünden mi? Cevap versene!" , yumruğunu masaya geçirdi.
Tuğra onun sırtını sıvazladı.
"Hadi geç otur da sakince konuşalım,Hem ne tabak uçmasından bahsediyorsun?"-" Çocuklaaar!" diye seslendi Vuslat Ana. "Herkes otursun da anlatmaya başlayayım.Beni sakin sakin dinleyin."
Herkes tek tek masaya oturdu.Gözlerini ona dikmiş bekliyorlardı.Kimi gözler sinirliydi,kimileri şaşkın,kimileri üzgün ,bazıları meraklı...
Vuslat Ana söze girdi:
"Bakın çocuklar, Dünya da farklı farklı canlılar yaşar. Ama insanoğlu vardır ki tüm cihanın sahibi sanar kendini. Ama farklı farklı insanlar da var.Özel olanlar,efsunlular ve normal,anlatılan ve tek olduğu düşünülen insanlar. Sizler ve aileleriniz efsunlu olan özel insanlardansınız.Yüzyıllar önce efsunlu insanlar diğerleriyle anlaşamayıp toplanıp buraya geldiler.Bu şehri kurdular.Burda mutlu ve kendilerini geliştirerek yaşamaya başladılar.Sonra zamanla kendi içlerinde de anlaşmazlıklar oldu.Dünyanın farklı yerlerinde, farklı farklı şehirler kurup yaşamaya başladılar.Burda kalanlar ,yani dedeleriniz ve büyükanneleriniz burada sadece iyi amaçlarla sihir yapılmasına karar verdi. Ve buradaki bazı büyücüler bunu uygulamak istemediler.Dedeleriniz de onları bu şehirden kovdular.Dedeleriniz ölmeden evvel anne babalarınızı iyice eğittiler ve bu şehri onların korumasına bıraktılar. Hepiniz anne babası arkadaştı. Ve bu şehirde bazı normal insanların yaşamasına izin vermişlerdi. Tıpkı bu otelin sahibi Meryem'in ailesi gibi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AGOLA
FantasyNefret,kıskançlık ve ihanet. Bunlar normal dünyanın sıradanlaşmış durumları. Biz normal bir dünyada değiliz. Sıradan şeylere ihtiyacımız yok. Aslında sadece biraz sihire ihtiyacımız var. Ama eğer siz normal bir dünyada ve normal insanlarlaysanız v...