~3~

2.2K 40 10
                                    




"Bir çoğumuz bu duygular içerisine kapılırız zaman içerisinde. Öyle zaman içerisinde dediğim doğru değil aslında. Şu an siz bu satırları okurken bir çocuğun daha gelin olduğundan şüphem yok! İçerisinde soluduğumuz bu bölgede "182.000 yazı ile yüzseksenikibin" çocuk gelin var. Buna dur diyebilecek kadar güçlü bir cesaretimiz ve vicdanımız yok maalesef. Oysa, karşı dursak ve elimizi bu koca kayanın altına koysak bel ki herkes yaşamak istediği gibi yaşayacak. Kızlarımıza gelinlik değil yaşam ve özgüven kişisel benliği daha çok yakışıyor bana güvenin."











Bu sabah güne farklı bir insan olarak uyandı Feride. Attığı çığlıklardan boğazından aşağıya bir yudum su dahi inmeyecek kadar acıyor canı. Bununla gurur duyan Halit sabah kahvaltısını büyük bir keyif ile yaptıktan sonra kahvehaneye doğru koyuldu yola. Herkes ile bir başka ilgilendi halit ve daha kahvehaneye girer girmez kalın bir ses tonu ile;
- İlhami! Herkese benden çay ver yiğidim
Kahvehanedeki herkesin yüzünde tebessüm oluşuverdi. Bedavaya çay içecekler ve düğününün mutluluğu ile ısmarladığı çaylar ile mutlu etmişti kahvehanedeki erkekleri! Herkes Halit'i tebrik için adeta yarışıyor ve bundan büyük keyif alıyordu Halit!
Evde ki hava bir başkaydı bugün, Feride herkese yabancı bir şekilde bakıyor ve gözleri bir an Neslihan ile Zerdal'a takıldı. Bir an onları kıskandı Feride! Hüsna evin en büyük gelini onca başına gelenlerden sonra hayata alışmış ve oldukça güçlü bir kadındır. Elinden gelenin daha fazlasını yapıyor. Evet, Halit'e sözü geçmiyor ama çocukları var onun Neslihan, Zerdal ve şimdi de Feride! Yasemin ve Hüsna Feride'nin yanına gelip:
- Haydi kızım üstünü değiştir, havlunu ve giysilerini de al hamama gidelim
Onları duymak istemiyor Feride. Ürküyor insanlardan ve güveni kalmamıştı kimseye. Sanki konuşma yeteneğini kaybetmiş ve kimse ile konuşmadan onlara cevap bile vermeden odasına çekilip ağlamaya başladı. Tedirgin oluyor onlarda, akşam Halit eve geldiğinde Feride'yi hamama götürmedikleri için onları dövecekti. Bunu bildikleri için ısrar ettiler ama Feride'yi o odadan çıkarmayı başaramadılar. Oldukça erken geldi bugün eve Halit ve eve gelir gelmez yemeğini odasına istedi. Korkmaktan ve köşeye sığışmaktan başka bir şey gelmedi Feride'nin elinden. Samimi olamaya çalışan Halit kısık ve yumuşak bir ses tonu ile:
- Hamama gittiniz mi bugün?
Sorduğu soruya karşılık alamayan Halit oldukça sinirlendi ve ses tonunu daha da yükselterek tekrar sordu:
- Cevap versene! Gittiniz mi hamama?
Tekrar cevap alamayan Halit ben senin kocanım bana nasıl cevap vermiyorsun diyerek, üstüne yürüdü Feride'nin ve dövmeye başladı. Tecavüzden sonra şiddette maruz kaldı ve bırakıldı Feride. Bütün yaşadıklarının kötü ve her zaman görüp sabah uyanır uyanmaz annesine anlattığı gibi olsun diye dua etti Feride. Elinde korkmaktan ve duadan başka bir şey yok Feride'nin! Sinirli bir şekilde odasından çıkıp Yaseminin elindeki yemek tepsisini deviren Halit, Feride den yeterince çıkaramadığı hıncını Yaseminden ziyadesi ile çıkardı. Dakikalarca Yasemine şiddet uyguladı ve o şekilde evden çıkıp giderken döndü Yasemine:
- Ben eve geldiğimde hamama gitmiş olacak ve eğer konuşmazsa sizi öldürürüm.
Bu korku karşısında Feride ile konuşmaya gitti Yasemin. Gördüğü karşısında kendisine acıyacak hali kalmamış bir şekilde ağlayarak eğildi Feride'nin üzerine:
- Geçecek kızım üzülme hepsi geçecek. Bak bende buraya ilk geldiğimde senin gibiydim. Ağlıyordum kimse ile konuşmuyordum ama ne yaptıysam kurtulamadım. Mecburuz burası bizim evimiz biz burada yaşıyoruz artık. Yapma kızım, gel beraber bir şeyler yiyelim, hamama gidelim ve gezeriz biraz bahçede. Ömrünün sonuna kadar böyle gitmeyecek hayatın. Kimse ile konuşmasan bile hayat bir şekilde devam edecek sadece ne yaparsan kendine yaparsın. Hüsna abla iyi kadındır bana çok yardımcı oldu! Bak sen benden de şanslısın bende varım Hüsna ablada var biz sana zarar getirtmeyiz kızım.
Bu kadar konuşmadan sonra nihayet konuşturdu Feride'yi yasemin. Feride:
- Abla ben buraya nasıl geldim, ne yaşandı sanki her şeyi unuttum hayatıma dair. Annem ile babama bir şey konuşma fırsatım bile olmadan uzaklaşıp gittiler yanımdan. Konuşacak derdimi anlatacak kimse yok etrafımda. Benim bütün arkadaşlarım okulda, ben bunu hak edecek ne yaptım aileme? Neden bunu bana reva gördüler? Düşünüyorum ve düşündüm sabaha kadar. Her yerim ağrıyor abla yani canım yanıyor bunu sana değil de fırsatım olsa anneme anlatacaktım aslında. Beni buradan kurtar abla ben evime gitmek istiyorum.
Feride'nin konuştukları karşısında koca bir hiçliğe ve koca bir sessizliğe büründü Yasemin.
- Sana söz veriyorum ben ölene kadar senin yanında olacağım ve beni bir abla olarak göreceksin sende bana söz ver.
Tamam abla dedi Feride ve üstünü değiştirdikten sonra elini yüzünü de silip Yasemin, Hüsna, Neslihan ve Zerdal önce hamama gittiler. Feride'nin yaralarını gören Hüsna insanlığına defalarca kez lanet okuyor. Feride'yi gören Hüsna, kızlarına daha da sarılıyor ve onları hayatı boyunca bırakmamak için defalarca yemin ediyor içten içe. Hamam işi bittikten sonra dışarıda biraz dolanıp evin bahçesine doğru yürüdüler. Feride Yaseminden başka kimse ile konuşmuyordu. Gece geç geldi Halit, Odasına çekilip Feride'nin gelmesini bekledi. Feride korkarak odaya girdi Yatakta uzanan Halit'i görünce daha da tedirgin oluyordu. Gece yaşadıklarını bir kez daha yaşamak korkusu ile Yatağa uzandı. Derdini anlattığı biri daha vardı Feride'nin! Halit ile baş başa kalırken, kendisi ile dertleşiyordu, attığı çığlıklar duyulmasın diye ağzını kapatıyordu Halit ama o attığı çığlık ile kendisine hayıflanabiliyordu. Lanet ve günahkâr bir gece daha yerini güneş ile aydınlanan bir güne bırakmıştı. Gün içerisinde aniden rahatsızlandı Feride, birden karnı ağrımaya başladı. Çok ağır bir kanaması var ve hiç kimseyi çağırmadı öylece acıyı kendi başına çekip kendini ölüme terk etti. Bu halde olan birinin tek kurtuluşu ölüm olduğunu düşünür. Aradan geçen uzun bir süre sonra odasından çıkmadığını fark eden Yasemin kapıyı defalarca kez çalmasına rağmen cevap alamadı ve kapıyı açınca gördüğü karşısında tedirgin olup çığlık ile Hüsna'yı çağırdı. Hüsna duyduğu çığlık karşısında bir şeylerin olduğunu düşündü ve hemen yaseminin yanına doğru geldi. Feride kanlar içinde yerde yatıyor ne olduğunu biliyordu Hüsna ve hemen ebeye haber verdiler, köyün ebesine. Ebe köyde değildi ve Halit'e haber gönderdiler Feride'nin fenalaştığını duyurdular ona ve o telaş ile eve doğru koştu Halit. Emine ebenin fincanlı köyüne bir doğuma gittiğini öğrenen Halit hemen muhtara gitti ve muhtarın arabası ile fincanlı köyüne gidip Emine ebeyi getirdi. "Yaşı küçük çocuklar doğum yaptığı zaman Emine ebe doğumu gerçekleştirirdi köyde" Feride'yi iyileştirmesi için yalvarıyordu ona. Emine Ebe bunu yapamayacağını kanamanın çok olduğu söylemesi üzerine şehire doğru yola çıktılar ve hastanede doktora götürdüler. Uzun bir tedavi görmesi gerekiyordu Feride'nin. Nihayet bir şey olmadan kurtardılar Feride'yi ama birkaç gün hastanede kalması gerekiyordu. Hastanede Feride'ye bakan doktor olaydan şüphelenip kıza ne olduğunu sordu. Halit:
- Sen kendi işine bak hastalandı ve buraya getirdik yani getirmeseydik de ölse miydi?
- Hayır, tabi ki getirmeniz gerekiyordu ama bunu bilmek benim hakkım! Hasta ağır kan kaybından geldi buraya.
- Bu olayı kurcalarsan seni öldürürüm bunu bil doktor!
- Sizin tehditlerinize boyun eğecek değilim! Hasta iyileştikten sonra nasılsa soracağım ve bana bu sorumun cevabını verecek.
Duydukları karşısında tedirgin olmaya başladı halit. Bir şeylerin ters gideceğini anladı ve doktora hakaret, küfür etmeye başladı. Doktor duymadı onu ve Feride ile daha yakından ilgilendi. Doktor olayın farkına varmıştı ama kesin bir itiraf gerekiyordu ona. Bir hafta boyunca bütün nöbetleri kendisi üstlendi Doktor Ferhat. Olayı hastane polisine bildirmedi ne yaşandığını öğrenmek istiyordu ve sonrasından aklından ne geçecekse onu yapacaktı. Nihayet kendine geldi Feride ve hemşire doktora hastanın kendine geldiği, bir şeyler yiyip içtiğini söyledi. O mutluluk ile koşarak odasına gitti ve ilk sorduğu soru
- Nasılsın kızım?
- İyiyim teşekkür ederim
- Ağrın var mı?
- Yok yani pek yok
- Ne oldu kızım?
İnsanlara inancı ve güveni kalmayan Feride sadece susup doktorun yüzüne bakıyordu. Sanki anlatsa başka bir şey ile karşılaşacaktı. Doktorun defalarca sormasına rağmen alamadığı cevap doktoru daha da düşündürüyordu. Feride'nin büyük bir travma geçirdiğini biliyordu. Onu daha çok hastanede tutması gerekiyordu. Yaklaşık bir ay boyunca her gün aynı soruyu sordu Feride'ye ama hiçbir cevap alamadı. Hastane polisi de olayı içerişe girmişti ama Feride'nin vermiş olduğu ifade üzerine doktorun yapacak bir şeyi kalmamıştı ve Feride'yi babasına teslim ettiler. Babası Feride'yi kendi evine götürmeden Halit'e bir kez daha kendi elleri ile verdi. Doktor okuduğu ifade üzerine olaydan oldukça şüphelendi Feride polislere:

FERİDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin