"Dostlar lütfen yorum ve eleştiri yapar mısınız"
Yusuf beklenmedik bir duyguya kapılmıştı çoktan. Bedeni Feride ve Ferhat'ı arıyordu ama ruhu da bir taraftan İstanbul'da yer edecek bir yol arıyordu. Bütün semti neredeyse aradılar ve onlara ait hiç bir iz bulamadılar. Yusuf;
- Amca bak gidelim istersen! Bu koca şehirde yol iz bilmiyoruz biz onları mümkün değil bulamayız. Şu kalabalığa baksana şu dükkanlara yollara... burası bizim oralara benzemiyor biz onları bulamayız.+ Ulan it oğlu it! Korktun mu lan yoksa... biz gelirken ne dedim lan ben sana! Onları bulup gebertmeden dönmek yok! Namusumu iki para ettiler. Hem sen ne namussuz şerefsiz bir insansın! Elin adamı yengenle aylardır bir başına buralarda senin umurunda bile değil. Domuz oğlu domuz! Senin baban da aynı senin gibiydi domuzun dölü!
- Amca babama laf etme! Tamam bulmamız gerekiyorsa buluruz, ama ölmüş insana laf etme!
+ Ölmüş ha! Beni dinleseydi başına bunlar gelmeyecekti... sen de o anan da başıma kaldınız.
- Amca anam senin başına kaldı da ne yaptın? Sahip çıkayım diye...
+ Hee eee? Tamamla oğlum cümleni eee sahip çıkayım diye! Sonrasını getir bakayım!
- Tamam Amca ben otele gidiyorum...
+ Geri dön domuzun dölü! Arayalım biraz daha bulamazsak birlikte döneriz. Bak Yusuf aklını başına topla bir birimize girmenin zamanı değil. Şu orospuyu bulalım cezası ı keselim sonra sen ne dersen o...
"Yusuf şimdiye kadar babasına hakaret ettirmemişti hiç. Amcası yani babasının abisi bunu yapmaması gerektiğini söylüyordu" Yusuf (kendi kendine)
"Babam ölmeseydi ben burada olur muydum acaba. Bazen bu adamın babamın abisi olmadığını düşünüyorum. Bir insan ölmüş kardeşinin karısıyla aynı yatağı paylaşır mı? Peki ben neden buna müsaade ediyorum? İyide bunlar evlendi ama. Ahh baba keşke uyansan da sana yapılanları göre bilsen..."Hüsna aslında Halit'in ölen kardeşinin eşidir. Bundan çok uzun zaman önce Hüsna ile birbirilerine aşık olurlar. Öyle ki tüm köy halkı onlardan söz ederdi. İki aile bir türlü bu konu için anlaşamadılar ve evlenmelerine karşı çıktılar. Bunlar bir yolunu bulup kaçtılar ve hemen acele ile düğün yaptılar. Düğünden bir hafta sonra barışmak isteği ile araya insanlar girer ve Hüsna'nın ailesi de kabul eder. Hüsna o arada hamileliğinden şüphelenir. Yemek vakti gelir her kes sofraya oturur, Hüsna'nın abisi bıçağını çıkarıp Kerem'e saplar ( Halit'in kardeşi) kerem sofraya doğru devrilir ve orada kargaşa çıkar Hüsna'nın ailesi oradan bir şekilde uzaklaşır. Kerem kalbine alır bıçak darbesini ve hastaneye yetiştirmeden can verir. Halit, Hüsna'nın ailesinden tek bir erkek kalmaksızın öldürür yani tabiri caiz ise aileyi yok eder. Geriye Hüsna'nın annesi ve hüsna kalır. Hüsna öldürüleceğini hisseder Halite hamile olduğunu söyler Halit, Hüsna benimle evlenmeyi kabul ederse öldürmem şarkı koyar. Burası köy yeri namusuma dil uzattırmam, ya nikah kıyar ya da Onu da annesi ile birlikte toprağa gömerim der. Köy halkı devreye girer ve Hüsna'yı nikahına alıp kendine eş eder. Yusuf doğar, Yusuf'tan sonra Halitten olma kız çocukları doğar. Hüsna köyün en güzel kızıydı ve nitekim kızları da ona benziyor...Yusuf büyüdükten sonra olayı farklı anlatırlar Yusuf'a! Babasının ekin biçmeye gittiği esnada, ekin başından geçen kanal suyundan anlaşmazlık çıktığını ve çıkan arbede sonucu öldürüldüğünü söylerler. Annesinin de amcasıyla gönül rızası olduğundan evlendiğini, Halit'in ona sahip çıkacağını bildiği için evlendiğini söylerler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FERİDE
Short Story"13 yaşında güzeller güzeli bir çocuktur Feride... •Şu an siz bu satırları okurken bir çocuğun daha gelin olduğundan şüphem yok! İçerisinde soluduğumuz bu ülkede "182.000 yazı ile yüzseksenikibin" çocuk gelin var. Buna dur diyebilecek kadar güçlü b...