BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN İYİ OKUMALAR DİLERİM ^_^
Ben Açelya. 17 yaşında lise son öğrencisiyim. 1.65 boylarında sarışın, cool gri gözlü, beyaz tenli ve 55 kilo bir kızım. Hayatımdaki her şey berbat gidiyor. Okulum, derslerim, ailem, aşk ve sevgi hiç biri normal bir düzeyde değil. Ben babamı küçük yaşta kaybettim ve onu gerçekten çok özlüyorum. Babam aslında çok zengin bir iş adamıydı ve ben birden zenginlikten fakirliğe nasıl çöküntü içine girilir adlı çalışmaydım sanki. Aslında babamın hala mirasından faydalanıyorum ama nafile yine de bize yetmiyordu. Bugün yeni okulumdaki ilk günüm, bu arada bu benim 8. Okulum 4 yılda 8 okul değiştirdim. Çünkü annemin işleri yüzünden her seferinde başka bir şirkete transfer ediliyordu. Ne zaman yeni okula başlasam illa bir bela geliyor başıma bundan önce ki okulumda kavga çıktı ve benim üstüme attılar ama kavgadan haberim bile yok. Eh işte benim de belalı olma nedenim.
Aşağıdan annem "Açelyaaaa. Hadi geç kalıyoruz. İn artık aşağıya." demesiyle dolaptan aldığım siyah boğazlı kazağımı ve altıma siyah dar kot pantolonumu giyip , saçlarımı yukarıdan sıkıca topladıktan sonra annemin yanına mutfağa hızlıca indim. "Açelya bu senin uyuşukluğun yüzünden elimde kalacaksın bir gün haberin olsun. Hadi çabuk yap şu kahvaltını okula gideceksin daha." Ters ters anneme bakarak kahvaltımı yaptıktan sonra kapının önünde duran siyah asker botlarımı giyip, üstüme de uzun bir hırka aldıktan sonra bahçede duran arabanın yanına gidip annemi beklemeye başladım. Kapıdan çıktığında elinde çantamın olduğunu görünce şaşırdım çünkü ben onu yanıma aldım sanıyordum. "Açelya yemin ederim insanı sinir hastası yaparsın ya. Çantan niye içerde ?" Anneme gülerek baktıktan sonra "Okula gitmesek mi acaba ?" annem kaşlarını çatıp sinirle "Açelya yok sen dayak istiyorsun al şu çantayı doğru okula gidiyoruz." Ben anneme gülerek baktıktan sonra annem arabaya binip arabayı çalıştırdı ve okula doğru sürmeye başladı nerden baksak 12 dakika sonra okulun kapısının önündeydik ve o büyük yazıyı gördüm SANCAK KOLEJİ. Hayatımın değişeceğini söyledikleri okul bence öyle değil ama neyse. Annem yanağıma kocaman bir öpücük bıraktıktan sonra okula doğru yürüdüm ve bahçesine girdiğim anda bütün gözler benim üstümdeydi. Açıkçası tedirgin oldum ve içimden dedim 'Açelya yol yakınken okuldan mı kaçsak' bu fikri bir kenara alıp okulun içine doğru sert, dimdik adımlarla yürümeye başladığım sırada kendimi yerde buldum. Tam bir bela çekiciyim işte başlıyoruz. "Ohaaaa önüne baksana !" "Sen de ne diye yol ortasından yürüyorsun kızım ?!" iyice sinirlenmiştim ve "Sana ne ! SA-NA-NE !" herkes bize bakarken direk ayağa kalktım "Sen yenisin galiba ?" sinirle ona bakarak bir yandan da ayağa kalkmaya çalışıyordum. "Seni ilgilendirdiğini sanmıyorum." ayağa kalktığımda aynı adımlarla okula doğru girdim. Müdürün odasını arıyordum fakat hiç bir yerde bulamadım. Omzumda bir el hissedince direk arkamı döndüm ve o muhteşem kıvırcık sarı saçlar, mavi gözlü, 1.80 boyunda fit ve baya olgun bir çocuktu. Adını bilmediğim çocuk " Selam. Okulda yenisin galiba ben Emir. Sanırsam müdürün odasını arıyorsun. 3.katta soldan ikinci kapı istersen eşlik edebilirim." şok olmuş biçimde Emire bakarken ufak çaplı şok yaşadığımı anlayınca güldü. "Evet ben bu okulda yeniyim" dedim ters ters bakarak "Senin ismin...?" sinirli bir şekilde bakarak hemen söze girdim. "Ben Açelya. Evet bu okulda yeniyim, ve ve ve müdürün odasını arıyordum. Bana eşlik etmeni hiç ama hiç istemem" Sert bir şekilde o mavi gözlere baktım. Emir şok olmuşcasına bana bakarken ben onu dinleyerek müdürün odasına çıkıyordum. Peşimden geldiğini hissettim ama dönüp hiç bir şey demedim. Müdürün odasına çıkana kadar peşimden geldi. Müdürün kapısının önüne geldiğimde o yazıyı gördüm. ERDEM SANCAK. Hiç beklemeden kapıyı tıklatarak içeri girdim. Erdem Bey bana o kadar ılımlı bakıyordu ki dedim 'bu benim artık son okulum' içimden bunları geçirirken Erdem Bey "Merhaba Açelya. Baban ile konuştum okulda tamamen benim gözetimimin altındasın. Şimdilik derse gir ben seni sonra çağıracağım. Sınıfın 12/A. Bu katta soldaki en son kapı." "Teşekkürler" soğuk bir ifade ile cevap vermiştim. Erdem Bey bu şaşkınlıkla "Eee yeni okuluna hoş geldin kızım. Hadi şimdi doğru derse." Ben kapıdan çıktığımda Emiri gördüm ve beni bekliyordu. Onu görmezlikten gelerek sınıfıma doğru ilerliyordum fakat oda benim peşimden geliyordu ve konuşmaya başladı. " 12/A da olduğunu biliyorum. Çünkü ben de o sınıftayım. Sen gelmeden önce bizim sınıfa duyuru yapıldı." "Sana soru sorduğumu hatırlamıyorum." gözlerimi yukarı kaldırarak ters ters Emire baktım ve Emir kahkaha atmaya başladığında onu takmayarak emin adımlarla sınıfa doğru yürümeye devam ettim. Sınıfa geldiğimizde "Hoş geldin. Gir bakalım yeni sınıfına" dediğinde onu takmayarak sınıfa girdim ve her zaman yaptığım gibi en arka duvar kenarına geçecektim. Tam oraya geçerken Emir kolumu tuttu. "Hayır orası olmaz. Çünkü orası dolu." Ben anlamış gibi bakarken "Ama boş" dedim anlam veremeyerek. Emir bana gülerek "Sahipleri gelir birazdan ve bulaşmak istemediğin tipler emin ol, sen gel buraya otur." Dediğinde gösterdiği sıraya baktım ve hayatta en nefret ettiğim sıra yeri öğretmen masasının önü. "Asla ve asla oraya oturmam. Ben arka köşeye oturucam" diyerek inatlaştım ve aynen öylede oldu gittim en arka köşeye oturdum. Herkes bana deliymişim gibi bakarken kimseyi umursamadım. Telefonumu cebimden çıkartıp kulaklığımı taktım ve dersin başlamasını bekledim. İlk dersimiz Geometri aman ne güzel. Sınıfa 3 kişi girdi ve bana doğru yürümeye başladılar. Hiç aldırış etmeden telefonuma geri döndüm, tam o an da kulaklığım kulağımdan çıkarıldı. Kulaklığımı çıkartan çocuğa baktığımda simsiyah giyinmiş olduğunu fark ettim. Üstünde deri bir ceket siyah dar kot pantolon, asker botları ile çok karizmatik duruyordu. Saçları kömür siyahıydı , yeni çıkmaya başlamış olan sakalları da öyle birden ona bakmayı keserek gözlerine odaklandım ve o simsiyah duygusuz gözlerine bakarak "Ne yaptığını sanıyorsun sen ?!" diyerek çıkıştım. Çocuk düz bir sesle "Kalk." dedi. "Sen bana emir veremezsin. Gördüğün gibi burda oturuyorum ve kalkmam." herkes bana delirmişim gibi bakarken ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Çocuk aynı ses tonuyla "Kalk." dedi. "Sen laftan anlamıyor musun ? Kalkmayacağım diyorum. KALK-MA-YA-CAĞ-IM !" Çocuk bu sefer yine aynı ses tonuyla "Peki." dedi ama ben şok içinde ona bakarken yanıma gelip kolumu tuttu ve sıradan dışarı attı beni. Ben işte iyice sinirlenmiştim "Bana bak. Sen kim olduğunu sanıyorsun da beni oturduğum sıradan kaldırıyorsun ?!" cevap vermeyerek arkadaşlarına döndü ve onlarla konuşmaya başladı. Ama yanı boştu ben de bir delilik yapıp yanına oturdum. Çocuk bana bir bakış attığında hiç oralı olmadım. Bana bakarak " Burası dolu." yüzüne dahi bakmayarak çantamdan defterimi çıkarttım ve defteri karalamaya başladım. Çocukta pek bana bakmıyordu. Geometri hocamız sınıfa girdiğinde herkes ayağa kalktı sadece ben ve o üç kişi ayağa kalkmadığımız da hoca "Oturabilirsiniz siz arka dörtlü ayağa kalkın." zorla da olsa ayağa kalktığımda hocaya bakıyordum. "Kıvanç, Bora, Ateş, Açelya. Neden ayağa kalkmadınız ?" Yanımda duran çocuk düz bir sesle "Canım istemediği için" dediğinde kulaklarım duymak istediği cevabı aldı. Hoca bana doğru dönerek "Peki Açelya siz ? Üstelik okula da yeni gelmişsiniz" alaycı bir ifadeyle hocaya bakarak "Belki de o anda kalkmak istemedim ve öylede oldu çünkü kalkamadım." Yanımda ki çocuğun dudağının hafifçe kıvrıldığını gördüğümde içimde bir şey oldu ve gurur duydum. Hocamız "Sizinle uğraşamayacağım OTURUN !" Derken çok ciddiydi ama onu takmadım ve yerime oturdum. Yanımdaki çocuk defterimi önüne çekerek bir şeyler yazmaya başladı. Defteri önüme ittirdiğinde;
Bu derslik yanımda oturmana müsaade ediyorum. Fakat 2.ders seni yanımda görmeyeyim. Burası bize ait.
Yok artık daha neler yani sana mı sorucam, defteri hemen aldığım gibi yazmaya başladım;
Sana soracağımı sanmıyorum. Çünkü buraya ilk ben oturdum.
Defteri önüne aldığında dudağını hafif kıvırarak yazmaya başladı ve defteri önüme ittirdi.
Sen biraz fazla oluyorsun küçük hanım burası bize ait dedim bitti 2.ders burda olmanı istemiyorum
Hiç bir şey yazmayarak dersi dinlemeye çalıştım fakat dinlemedim. Aklım şu yanımda oturan Ateşteydi. Neyin nesiydi bu böyle, neden bana emir vererek konuşuyordu. Ben bunları düşünürken zilin çaldığını fark ettim ve düşüncelerimden ayrılıp yanımdan kalkıp giden Ateş'e baktım. Sonra telefonumu çıkartıp kulaklığını takıp müzik dinlemeye devam ettim. Müzik listemden açılan 'Billie Eillish - Bad Guy' şarkısı ile kendimi şarkının sözlerine kaptırdım. Sözleri mırıldanırken zilin çaldığını bile duymamıştım. Sınıfın içine Ateş, Bora ve Kıvanç girince ufak çaplı bir heyecan yaşadım ama hemen geçti. Kıvanç söze atılarak "Bizim ufaklık yine burda" Bora ile kahkaha atarken Ateş onları duymayarak bana baktı ve sırasına geçti. Sesini dahi çıkartmadı galiba benim burda oturmamdan rahatsız değildi.
Dersler öyle sıkıcı sıkıcı geçti işte bazen Ateş'in uyduğunu gördüm bazen ben uyudum. Okul bir şekilde bitmişti ve ben okulun bahçesinden kaçar gibi çıkıp eve gitmiştim. Eve geldiğimde annem evde yoktu işte olabileceğini düşünerek odama çıktım üstümü değiştirdim ve çok fazla acıktığımı hissettiğimde mutfağa doğru ilerledim. Dolabın üstündeki notu gördüm;
Annecim ben anneannendeyim okuldan gelince istersen sen de gel.
Annemin anneannemde olduğumu öğrenince hiç gidesim gelmedi ve dolaptan aldığım makarnayı ısıtarak yemeye başladım. Yemek yedikten sonra odama çıkıp bilgisayardan en sevdiğim şarkı olan 'Pera - Ağla' şarkısını açarak yatağa uzandım ve uyuya kalmışım.- - -
Herkese Merhaba !
Umarım okuyup beğenmişsinizdir. Yorumlarınızı, sorularınızı bekleyeceğim. Açelya özünde iyi bir kız ama geçmişi onu çok yıprattığını için böyle davranıyor. Neyse şimdi size Spoiler vermiyim. İyi okumalar görüşmek üzere- Ece
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELALI TİP
Romance17 yılın vermiş olduğu yorgunluk ve her seferinde kendini belaya sokan Açelya. İşte onun hikayesi. Açelya 17 yaşında olan sarı saçlı, beyaz tenli, 1.60 boylarında ve cool gri gözleri olan güzel bir kız. Hayatında hiç bir şeyin olumlu gitmediğinin fa...