BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN İYİ OKUMALAR DİLERİM ^_^
Uyandığımda saatin kaç olduğundan haberim bile yoktu. Komidinin üstünde duran telefonumu elime aldığımda saatin 04.56 olduğunu görünce şok oldum. Ayağa kalkarak aşağıya indiğimde mutfağa girdim ve su içmek için elimi mutfak dolabına atıp bardak aldım, tezgahın üstünde duran sürahiden bardağıma suyu koyup tezgaha yaslandım. Aklımda tek bir soru vardı 'Ateş kim ?' bu soruyu neden ama neden merak ettiğimi dahi bilmiyorum. Aklıma takılmıştı işte. Bardağı tezgaha bırakarak üst kata odama tekrardan çıktığımda telefonumun ışığının yandığını gördüm ve Whatsapp'tan 12 tane yeni bildirim olduğunu gördüm. Telefonumu elime alıp Whatsapp'a girdiğimde Damla'dan olduğunu gördüm. Damla'nın turuncu saçları ve yanaklarında olan çok güzel çilleri var gözleri ise Zümrüt yeşili. Damla benim en yakın arkadaşım. Farklı okullarda olsak bile hala görüşüyoruz. Bu saatte neden mesaj attığını merak ederek hemen mesajlarını açtım ve okumaya başladım
'Açelya uyanık mısın?'
'Açelyaaaaa'
'Kızım uyansana ya çok önemli bir şey oldu'
'Peki uyanma ben de kapıya gelirim'
'20 dakika sonra sizin kapıdayım'
'Açelya'
'Açelya Doruk ... Açelya Doruk lütfen uyanının'
'5 dakika sonra ordayım'
'Geldim kapıdayım'
'Zile basamıyorum annen veya baban uyanacak diye'
'Açsana kapıyı'
'Pişşşştttt'
'Ya kapıyı açarsın ya da ben evi basarım'
Hemen mesajları okuduğum gibi aşağıya koşturarak indim ve kapıyı açtığımda Damla ile karşılaştım. Onu direk eve aldığım gibi odama çıktık. Damla'ya anlam verememiş bakarken Damla direk söze girdi. "Şükür uyandın dışarıda soğuktan ölmemi istiyorsun herhalde. Her neyse otur şuraya konuşmamız gereken bir konu var." Damla'ya uykulu gözler ile bakarken yatağıma oturdum ve Damla'yı dinlemeye başladım. "Açelya, bu duyduklarından şok geçirecek olabilirsin ama sana söylemek zorundayım." derin bir nefes aldıktan sonra onun suratına baktım bir şey olmuş söyleyemiyormuş gibi bakıyordu bana ben hemen "Damla söylesene meraktan çatlatmasana insanı" "Açelya, ben..." dediği sırada durup alayla "Hamile misin ?" Dediğimde damla gülmüyordu bile. O sırada kötü bir şey olduğunu anladığımda "Hm, o kadar mı kötü ya neyse anlat ne oldu sen ney ?" Damla direk söze girdi ve "Açelya, ben sizin okula nakil aldırdım !" diyerek baya bağırmıştı ve ben şok içinde ona baktığımda ikimiz de birbirimize sarıldık ve ufak bir çığlık attık. "Damla ben senin ağzına s*çıyım. Korkuttun lan beni. Oğlum valla bak kötü bir şey oldu sandım he." Damla yerinde duramayıp gülmeye devam ederken "Ne yapayım kızım ya çok sıkıldım ben bu okulda bugün hiç geçmemiş gibiydi ben de sizin okula aldırdım kendimi. Yarın beraber gidiyoruz okula, kıyafetlerim çantanın içinde anneme not bırakıp evden kaçtım size geldim. Bu akşam siz de kalacağım." Ben şok içinde onu dinlerken hemen çantasını açıp kıyafetlerini çıkartmaya başlamıştı bile. Pijamalarını giydikten sonra yatakta yanıma kıvrıldı ve sabaha kadar birbirimize sarılarak uyumuşuz.Bir evin içindeyim bomboş odalar bomboş ev dışarı çıkıyorum. Kapısı bir ormana açılıyor, orman o kadar güzel ki uzun uzun ağaçlar onlara doğru koşuyorum koştukça rahatlıyorum sanki. Ormanın derinden bir ses 'Açelya Gel' diye bağırıyor o sese doğru koşuyorum. Sese doğru koştukça daha da yakınlaştığını hissediyorum. Etrafıma bakıyorum karanlık hiç bir şey yok sadece bir ses ağaçlar yok olmuş gitmiş etrafımda hiç bir şey yok.
O an rüyada olduğumu anlıyorum çünkü başımda Damla 'Açelya Gel' diye bağırıyor. Gözümü araladığımda Damla'nın giyinmiş olduğunu gördüm ve ben de yataktan zar zor olsa da kalktım. Damla beni görünce yerinde duramayan tavşanlar gibi zıp zıp yerinde zıplıyordu. Zıplaması bitince "Günaydın Açelyam"Dedi mutlu dolu bir sesle sadece ona bakmak ile yetindim ve ayağa kalkıp tuvalete gitmek için odamdan çıktım. Tuvalete gittiğimde elimi yüzümü yıkadım saçlarımı düzeleştirip saldım. Odama geri döndüğümde Damla'nın makyaj masamda makyaj yaptığını gördüğümde yanına gidip yanağını öptüm ama konuşmadım. Dolabımın önüne geçip dolaptan siyah dar kotumu alıp giydim üstüme de yeni aldığım koyu mor kazağımı giydim. Gözlerimi ortaya çıkartmak için maskara ve göz kalemi çektikten sonra dudaklarıma hafif bir parlatıcı sürdüm. Çantamı hazırladıktan sonra telefonumu cebime koyup Damla'ya baktım "Bu kadar güzel olmak zorunda mısın kanka" Damla bana kızararak bakıp "Abartma ya alt üstü turuncu saçlarım var"
"Abartmıyorum kızım çok güzelsin, Enes seni beğenmedi ya ben başka hiç bir şey demiyorum."
"O gereksizin ismini bir daha ağzına alma lütfen"
"Tamam tamam almam" dedim gülerek oda bana gülerek aşağıya mutfağa indiğimiz de annem Damla'yı görünce şok oldu. "Damla, kızım senin ne işin var burda ?" Damla neşeli bir ses ile "Serpil teyzeciğim, bende artık Sancak Kolejindeyim. Gece Açelya'ya haber vermek için evden çıkıp size geldim. Bugün beraber gitmek istiyoruz okula." Annem şaşkın şaşkın bana bakarken "İyi tamam gidin. Şimdi mi çıkacaksınız yola ?" Damla 32 dişi ile gülümserken "Evet. Serpil teyzeciğim biz çıkıyoruz. Sonra görüşürüz." Benim kolumu çeke çeke okula kapıya doğru sürükledi. Ayağıma geçen hafta aldığım beyaz uzun bağcıklı botlarımı geçirdiğimde Damla'nın çoktan kapıdan çıkıp yola koyulduğunu gördüm. Gülerek ona yetişmeye çalıştığımda direk koluna girdikçe hızlı hızlı okula doğru yürümeye başladık. "Açelya okul nasıl büyük mü ?" "Acaba beni sevecekler mi?"
"Yakışıklı çocuklar var mı?"
"Dersler nasıl?"
"Öğretmenler eğlenceli mi?" bu sorularının ardından ona bir bakış attığımda sonunda sustu. Damla acayip konuşkan bir tipti. Sadece 1 dakikanın susmanın ardından "Eee sen sevdin mi okulu?"
"Seni sevdiler mi?"
"Yakışıklı çocuk buldun mu?" Dediği anda aklıma Ateş geldi. Damla'nın diğer sorduğu soruları duymadım bile sadece o an Ateşe odaklandım ve birden Damla'nın kolumu sarsması ile ona baktım. "Kızım daldın gittin. Ne oldu ?" Ona sert bir ifade ile bakarak "Damla sus ve okula yürü çenen düştü yine" damla bana ters ters bakarken gerçekten susmuştu ellerimi hırkamın cebine atıp yürümeye başladım. Okulun önüne geldiğimizde kimseye bakmayarak direk içeri girdim ve sınıfa doğru yürümeye başladım. Damla'ya bakarak "Hangi sınıftasın ?" Damla bana bakarak "12/A" dedi onu dinlemeyerek merdivenlere doğru yürümeye başladığımda peşimden geldiğini biliyordum. Arkamdan "Nereye gidiyoruz ?" dediğinde 12/A'nın önüne gelmiştik bile sonra susarak sınıfa girdi ve her zaman yaptığımız gibi en arka duvar kenarına oturduk fakat Damla'nın buranın sahibi olduğunu söylememiştim ve söylemeyecektim de. Ben bunları düşünürken Damla pembe ponponlu kalemliğini defterini çıkarttı ve içeri Bora ve Kıvanç girdi. Gözlerim Ateşi ararken onlar bizim sıraya doğru geldiler. Kıvanç kulağıma eğilip "Ateş bugün yok yani şu havuç ile oturabilirsin." Dediğinde çok sinirlenmiştim. "Kıvanç umrumda bile değil ayrıca bundan bana ne. Ve ben onu neden merak edeyim ?!" Dediğimde bağırmıştım ve Kıvanç bana şaşkınlıkla bakarak "Merak ettin demedim ki..." dediğinde içimden bir midir mırıldandım.
"...yoksa onu merak mı ediyorsun?" İyice sinirlenmiştim ve ayağa kalktığımda Kıvanç'ın anca omzuna geldiğimi görünce sıranın üstüne çıktım ve konuşmaya başladım. "Ateşi tanımıyorum bile ayrıca neden merak edeyim umrumda bile değil ve ve ve bu seni hiç ama hiç ilgilendirmez !" Dediğim sırada kapıdan Ateş girdi ve yanımıza doğru geldiğinde düz bir ses ile "Ne oluyor ?" Dediğinde Kıvanç'a ölümlü bir bakış attığım sırada Ateş'e dönüp "Sana ne !" Diye bağırdığımda Ateş sinirli olduğumu anladığını umarak simsiyah gözlerine bakıyordum ve anlamış olacak ki Kıvanç'ın kolunu tutarak sıraya oturttu ve Damla'ya bakarak "Ufaklık kalk" Damla ne olduğunu anlamayarak Açelya'ya baktığında Açelya "Hayır kalkmayacak o burada oturuyor." Ateş Açelya'ya döndüğün de "Sana söylemedik sen burda otur ama o oturmayacak" dediğinde gözleri Damladaydı. İlk defa Bora'nın konuştuğunu duydum "Ateş bırak kız otursun orda sana ne zararı var sen gel Kıvanç ile otur ben bir ön sıraya Burak'ın yanına geçerim." Ateş birden Bora'ya döndüğünde "Peki." Dedi aynı ses tonuyla o sırada Damla bana bakarak "Tuvalete gidelim mi ?" Başımı olumlu yönde sallayarak birlikte ayağı kalktığımızda Ateş "Nereye ?" diye sorduğunda şoka uğramıştım. Hemen sinirle "Seni ilgilendirdiğini sanmıyorum.!" Dediğimde Kıvanç ters ters Ateş'e bakıyordu. Ateş birden bana dönüp "Ne haliniz varsa görün !" Dediğinde anlam verememiş bir ifade ile Ateş'e bakarken "Onu da sana soracak değiliz !" Dedim sert bir şekilde Damla benim koluma girdiğinde "Ateş senden hoşlanmış. Kızma ama öyle" ters ters Damla'ya bakarak "Sus ve yürü." Dedim Damla ise gülerek yürümeye başlayınca iyice sinir oldum ve hızlı adımlarla onu tuvalete çekiştirdim. Tuvalete gittiğimiz de Damla "Kanka Bora neden beni savundu ?"
"Seni savunmadı o sadece benimle kavga etmek istemiyorlar o kadar."
"Ne alakası var Açelya. Bildiğin beni savundu Ateş'e karşı ayrıca bu Ateş neyin nesi ?" İşte tam da benim aklıma gelen soruyu sordu. Anında cevap vererek "Bilmiyorum, bilmiyorum, BİLMİYORUM !" diye bağırdığımda Damla'nın korktuğunu anladım ve özür dileyen gözler ile ona baktığımda anlayışla karşıladı. Zilin çalması ile sınıfa doğru ilerlerken ben asker adımları ile sert ve hızlı, Damla ise kıvırta kıvırta yürüyordu. Giydiği çan etek ona çok yakışmıştı. Altındaki botları ve çorapları onun eşsiz bacaklarını ortaya çıkartıyordu ve çok güzel duruyordu. Şuan onu düşündüm erkek olsam ilk yürüyeceğim kız Damlaydı. Sonra birden kendime şu soruyu sordum 'Bora Damla'dan hoşlandı mı ?' bu soruyu düşünerek yürürken sınıfın önüne geldiğimizi gördüm ve asker adımlarım ile içeri girerken Ateş'in gözleri üstümdeydi. Arka sıraya oturduğumda oda benim önümde oturuyordu. Ders Fizikti ve ben Fizik dersinden nefret ediyordum. Hoca içeri girdiğinde kimse ayağa kalkmadı, Damla hariç. Damla'ya herkes ters ters bakarken kolunu çekip oturtturdum. O anda Bora'nın Damla'ya bakarak güldüğünü gördüm. Ama tatlı mayhoş bir gülümsemeydi.Dersin ortasında Damla'ya baktığımda deli gibi not alıyordu ben pek takmıyordum aynı şekilde Ateş'te neden hep Ateş'i düşündüğümü bilmiyorum tek bildiğim şey çok yakışıklı olması. Ben bunları düşünürken uyuya kaldığımı hatırlıyorum ve başımda bana seslenen bir ses vardı ses bana çok tanıdık geliyordu ama gözümü açamıyordum. Birden eli suratıma değince irkildim kim olduğuna bakmak için hafifçe gözümü araladığımda Ateş'i görünce şok oldum. Sınıfa baktım kimse yoktu. Kafamı kaldırdığımda Ateş ile göz göze birbirimize bakıyorduk. Ateş'e baktığımda suratıma bakıyordu. Birden hararetli bir ses ile "Açelya uyandırmayacaktım ama herkes konferans salonuna indi duyuru varmış istersen uyu istersen gel" anlamayan surat ifadesi ile ona baktığımda ufak bir güldü sonra hemen ciddileşti ve bana bakmaya devam ettiği sırada "Şey ben gelmek istemiyorum pek sevmem ben duyuruları, sen in." Ateş bana bakarak " Yok ya inmeyeceğim sen uyu ben de ön sırada uyurum." İlk defa sesinde bir yumuşama vardı. Ateş'e bakarak uyuya kalmıştım. Neden hep uyuduğunu bilmiyordum ama bildiğim tek bir şey vardı uyurken kimse ile muhattap olmadığı ve kimseyi sinirlendirip başına bela almadığını biliyordum bu yüzden her seferinde uyumayı tercih ediyordu.
Sesler yükseldiğinde kafasını kaldırdım ve Ateş ile beraber sarılarak uyuduğunumuzu gördüm ve direk Ateş'i uyandırdım. Ateş uyandığında şok içinde kalktı ve etraftakilere bakıp "Sirkte misin ? Ayı oynamıyor karşınızda. Herkes dağılsın !" Derken baya bağırmıştı. Sonra bana bakarak güldü dersin bitim zili çaldığında Damla'nın koluna girerek espri yapa yapa aşağıya indik. Kapıdan tam çıkacakken yağmur yağdığını fark ettik benim için hiç bir sorun yoktu ben yağmurlu havaları severdim ama Damla'nın üstünde hırka dahi yoktu sadece bir kazak vardı ona baktığımda yapabileceğimiz tek bir şey vardı eve taksi ile gitmek. Ben tam taksiyi arayacakken arkadan Ateş'in sesini duydum "Açelya. Açelya." ona doğru döndüğümde devam etti " Çok yağmur yağıyor eve gidene kadar ıslanırsınız ben bırakabilirim sizi." Damla'ya baktığımda bana umutla bakıyordu. "Hayır Ateş teşekkürler biz taksi çağırıp eve gideriz" Damla hayal kırıklığı ile bana bakarken ona bakmadım bile ve taksiyi arayacağım zaman telefonum çaldı ve 'Babam Arıyor' yazısını görünce hemen açtım.
"Efendim Babacım.
"Evet, şimdi çıktık.
"Tamam seni bekliyor olacağız."
"Görüşürüz, bende" telefon ile konuşmamı bitirdikten sonra Damla soru soran gözler ile bana bakıyordu. "Babam bizi gelip alacak okulun içinde bekleyin 15 dakikaya ordayım dedi" dedim sonra Damla bana kızarak "Niye teklifi reddettin ne güzel o bırakacaktı bizi" "Damla farkında mısın bilmem ama daha çocukla dün tanıştık hem nerden biliyorsun iyi bir tip olduğunu ?"
"Kızım sen hiç araştırma yapmadın mı bu okulda Ateş Sancak'tan bahsetiyoruz." O an durdum işte Ateş Sancak dediğinde okul müdürün oğlu olduğunu anladığımda kalbim duracak gibi oldu. Neden böyle oldu bilmiyorum ama gerçekten kendimi çok tuhaf hissettim. Damla koluma dokununca oan doğru baktım ve " Ateş, Erdem'in oğlu mu ?" "Ahanda tam kendisi, sen bilmiyordun dimi küçük hanım."
"Damla nerden bile bilirim ya dediğin şeye bak bilmiyordum tabi" Damla zafer kazanmış gibi gururlandı ve bana doğru bir bakış attı gülerek ona baktığımda babamın arabasının korna sesini duyduğumda hemen arabaya doğru yürüdük daha doğrusu ben yürüdüm Damla bildiğin depar atıyordu arabaya. Arabaya bindiğimizde babamın bana bakıp "Üşümediniz dimi ?" "Hayır Babacım" "Tamam o zaman hadi gidelim" babam arabayı çalıştırdığında ben radyodan 'Yedinci Ev - Sevsene Beni' eve gidene kadar kimse konuşmadı eve vardığımıza içeri girip direk odama çıktım ve üstüme değiştirdim annem aç olup olmadığımı sorduğunda aç olmadığımı söyleyip odama geçip müzik açtım ve bugün Damla'dan aldığım notları not defterime yazmaya başladım. Telefonum çalmaya başladığında kafam o yöne doğru eğildi ve baktığımda 'Bilinmeyen Numara Arıyor' hemen telefonu açıp "Alo ?"
"Alo, Açelya benim Ateş. Ben seni merak ettim eve vardın mı diye." O an şok içinde bakakaldım ve hemen cevap verdim "Evet vardım, sen benim numaramı nerden aldın ?"
"Damla'dan aldım numaranı"
"Hm, neyse tamam sen napıyorsun ?"
"Notları, not defterime geçiriyordum sen ?"
"Ben de onları geçiriyordum baya varmış bugün full uyuyarak geçirdiğim için."
"Evet ama uyurken çok güzelsin." O an kızardığımı hissettim "Neyse Açelya ben kapatıyorum yarın görüşmek üzere."
"Görüşürüz Ateş." Heyecandan bayılacaktım neden böyle oldu bilmiyorum ama çok heyecanlanmıştım. Dişlerimi fırçalayıp direk yatağa yattım ve uykuya daldım.- - -
Selam herkeseee.
Bu bölümde neler neler oldu ya Bora ile Damla. Açelya ve Ateş, sizce Açelya ile Ateş birbirine yakışıyor mu ? Yoksa Ateş ve Damla mı daha iyi olur ? Şimdi diyeceksiniz hayırdır ya yoksa Ateş ve Damla mı beraber olacak bilemiyorum ama öyle bir şey olmaz sadece merak ettim yakışıyorlar mı diye. Yalnız Açelya'nın gözleri çok güzel :) Çok güzel bölümler ile karşınıza çıkacağım şimdi herkese görüşmek üzere.- Ece
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELALI TİP
Romance17 yılın vermiş olduğu yorgunluk ve her seferinde kendini belaya sokan Açelya. İşte onun hikayesi. Açelya 17 yaşında olan sarı saçlı, beyaz tenli, 1.60 boylarında ve cool gri gözleri olan güzel bir kız. Hayatında hiç bir şeyin olumlu gitmediğinin fa...