Bölüm: 10 Soruşturma

42 3 0
                                    

BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN İYİ OKUMALAR DİLERİM AYRICA ŞARKIYI AÇIP DİNLERSENİZ DAHA İYİ OLUR. ^_^

Karakola geldiğimiz de Meriç ile Toprak'ı çoktan içeri atmışlardı. Koridordan bize doğru gelen bir polisi fark ettim, yanımıza gelip "Açelya hanım ve Ateş bey sizi sorgu odasına alıcaz ama Açelya hanım siz soldaki kapıya Ateş bey sizi de sağdaki kapıdan içeri alabilir miyiz ?" Beraber polisin arkasından yürüyerek soldaki kapıdan içeri girdim ve çok şirin bir polis ile karşılaştım. Beni çok nazik karşılayarak karşısına oturdum ve sorularını cevaplamaya başladım.
AÇELYA DORUK - SORUŞTURMA

"Merhaba Açelya hanım. Ben polis Derya. Bugün sizinle ben ilgileneceğim."
"Merhaba Derya hanım sizinle tanıştığıma memnun oldum evet sizi dinliyorum."
"Öncelikle sen Ateş'i ne kadardır tanıyorsun ?"
"Okullar açıldığından beri tanıyorum ve sevgilisiyim hatta sevgili olduğumuz an çok garipti açıkçası pekte iyi bir zamanda değildi."
"Sanırım tahmin ettiğim şey peki sizi daha fazla utandırmayacağım, Ateş sizden hiç Meriçten bahsetmiş miydi ? Yani Meriç ortaya çıkmadan önce."
"Hayır daha önce hiç bahsetmedi, Meriçi gördüğüm zamanda zaten ona yabancı diyordum."kıkırdadıktan sonra devam etti
"Peki, şimdi gelelim asıl olaya. Seni okuldan Ateş'in arabasından kaçırmışlar galiba hatırlıyor musun nasıl kaçırdıklarını ?"
"Evet, kapıyı açtı. 'Buyurun' dedim 'Merhaba Açelya seni bayadır takip ediyorum benimle biraz konuşur musun?' Dedi bana bende onaylayarak arabadan çıktım. Karşıya baktığımda Ateş babası ile konuşuyordu. Ben tam arkamı dönecekken ağzımda bir bez hissetim ve bayıldım."
"Seni kaçıran Meriç miydi ?"
"Hayır değildi başka biriydi ama Meriç'in adamlarından olduğundan Emin'im."
"Biz de ondan şüpheleniyoruz. Evet biz Meriç ile Toprak'ı nezarethaneye attık ama adamları planı bildiği için sizin peşinizi bırakmayacaktır."
"Peki Derya hanım biz bu konuda ne yapmamız gerekiyor ?"
"Siz bir şey yapmayacaksınız Ateş'in açıklama durumu ile bakacağız. Şöyle bir soru daha sorucam sizi okuldan kaçırdıktan sonra ayıldığında neredeydin ?"
"Bir eve gelmiştik beni bir odaya kitlemişlerdi. Odada her şey vardı cama baktım ama kilitliydi aradan 1-2 saat geçti odama biri geldi. Tanımıyorum ama, bana yemek getirdiğini söyledi ve nasıl olduğumu sordu iyi olduğumu ve yemek yememek istemediğimi söylediğimde delirmiş durumdaydı, o korkuyla bende elindeki tepsiyi alarak kalktığı kapattım ve kapıyı üstüme kilitlemişti tekrardan. Aradan biraz geçtikten sonra aşağıda silah sesleri geldi. Korkmuştum, çünkü Ateş geldi sanmıştım ve ona sıktıklarını sandım. Hemen odada saklanmak için yer ararken biri odamın kapısını açtı. Korkmuştum titriyordum. 'Korkma, gel benimle' dedi ve elini uzattı. Ben elini tutarak onunla beraber hızlıca evden çıktık ve beni başka bir eve getirmişlerdi. Neler olduğunu anlamamıştım. Hatta şöyle söyledim içimden ne yani bir evden çıkartıp başka eve mi hapis edilmiştim diye düşündüm sonra bana çok nazik davrandılar aç olup olmadığımı sordular ve beni bir odaya getirdiler burada durabilirsin dediler aradan çok geçmedi en fazla yarım saat geçmiştir ve odaya Ateş'in girdiğini görünce çok sevindim hemen boynuna atlayıp sarıldım. Ve ona 'Ateş sessiz ol lütfen nolursun sessiz ol' bana şaşırmış bir ifade ile 'Açelya neler oluyor anlatır mısın ?' 'Sessiz ol lütfen' diyerek yatağa oturmasını teklif ettim ve ben de yatağa oturdum. Aşağıdan Damla'nın çığlıklarını duydum bırakın beni diye neler oluyor diye kapıya gittiğimde biri kapının önünde yürüyünce sessizce hemen yatağa geri dönüp Ateş'in kolları arasına kendimi bıraktım. Sonra işte Damla geldi. Sonra gitti. Ateş beni aşağıya indirdi ve beni odadan alan kişi ile konuşmaya başladı.' Merhaba Selçuk bey. Bizi bu evde ağırladığınız için teşekkür ederiz. Acaba ne zaman buradan çıkabiliriz ?'dedi. Selçuk bey gülümseyerek 'Ateşçim sana da merhaba sana da merhaba Açelyacım. Şöyle ki Meriç ve adamları elimiz de fakat sizin biraz daha sabırlı olup burada kalmanız gerekiyor biz de şimdi çıkıyorduk zaten arkadaşlarınızla keyfinize bakın dolapta istediğiniz her şey var. Yalnız saat 9dan sonra aşağı katta dolaşmayın üst katta da ışık açmayın he olur da uyumak istemezsiniz falan o zaman bodrum kattaki sığınağı kullanabilirsiniz zaten sen evi gayet iyi biliyorsun keyfinize bakın iyi eğlenceler çocuklar.' Dedi 'Her şey için teşekkürler Selçuk bey yaptığınız iyiliğin karşılığını bankadadır tekrardan teşekkürler ve iyi akşamlar.' dedi . Ateş onları uğurlarken ben de neler olup bittiğini anlamak için suratına bakıyordum ki açıklamaya başladı. 'Selçuk bey bizim en yakın aile dostumuzdur. Yani Tayfur ile Yaren'in en yakın dostuydu. Ben de bize yardım etmesini söyledim kendisi çok gizli ajanlarla çalışır ve seni de öyle bulduk. Ve buraya getirmelerini söyledik. Tabi Damla kaçırıldığını sanıyor sanırsam hala.' Ufak çaplı güldükten sonra 'Sanırsam evet. Peki sana bir şey sorucam neden sana odaya getirildiğinde hiç bir şey hatırlamıyormuş gibi davrandın ?' dedim. 'Çünkü hatırlamıyordum biz de kaçırıldık sandım da sonradan aklıma geldi ve direk aşağıya indim zaten.'dedi. 'Her neyse tamam.' 'Hadi yiyecek bir şeyler hazırlayalım Bora ile Damla'da gelsin de yemek yiyelim.' dedi. Ben mutfağa doğru ilerlerken Ateş olduğu yerde durdu. 'Ateş ? Bir sorun mu var ?'dedim.   'Hayır, bir sorun yok sadece bir saniye ben geliyorum.'dedi. Ateş koşarak alt kata inince ben de peşinden koştum ve alt katta bir sürü fotoğraf, gazete gördüm bunların ne olduğunu sorgulamaya çalışıyordum ki o sırada Ateş 'Bunlar, bunlar annem ile babamın ölüm haberleri.'Gazetenin birini alıp okumaya başladı.
- ELİSOY KAZASI -
Yapılan kazada Ateş, Meriç ve Melis Elisoy'un arka koltukta oturduğu ve Yaren Elisoy ve Tayfur Elisoy'da ön koltukta oturduğuna dair kanıtlar vardır. Fakat olay yerine gelen ambulans ekipleri arabanın içinde kimseyi bulamamışlardır. Yapılan çalışmalar sonucunda da hiç bir ize rastlanmamıştır. Ateş okuduğu şeyin karşısında şok olmuştu ve daha sonra bir tane daha gazete gördü ve onu okumaya başladı.
- ELİSOY KAZASINDAN 3 AY SONRA - Araştırmalar halen devam ediyordu fakat hiç bir ize rastlanmadı sadece Ateş Elisoy ve Meriç Elisoy Gülen Yüzler Çocuk Koruma Yurduna sevk edildiğini biliyoruz fakat Melis, Yaren ve Tayfur Elisoy'a halen ulaşılamamıştır. Ateş bunları görünce zaten baya şok olmuştu, bunu yüz ifadesinden anlayabiliyordum. Sorgulamaya çalışıyordum ki beni bodrum kattan çıkarttı ve üst kata çıktık. Üst katta bana bir şey göstermek istediğini ve benimle gel dedi beraber yukarı çıktığımızda bana odasını gezdirdi. Sonra Meriç'in odasını gezdik oradan da hiç bilmediği kardeşi Melis'in odasına gittik. Sonra aşağıya inip yemek hazırladık. Bora ile Damla geldi yemek yedik sonra biraz oturduk. Oradan da odalara dağıldık."
"Açelyacım her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlattın şimdi bize yeni kaçırılma olayını anlatıp biraz daha detay verir misin ?"
"Tabi ki de şöyle ki okula gittik ve benim midem dehşet bulanıyordu. Sanırsam üşütmüştüm biraz sonra Ateş dayanamadı ve beni okuldan alıp Kocaelindeki dağ evine götürdü. Benim ateşim iyice çıkmıştı ve indiremiyorduk. Ateş beni duşa falan soktu biz de yatağa yattık ben uyuya kalmışım uyandığımda Ateş yoktu ve odanın kapısı kapalıydı. Neler olduğunu anlamak için yataktan kalktım ve kapının arkasında Ateş'i gördüm sonra düşündüm. Ateş buradaysa dışarıda ki kimdi diye hırsız olabileceğini düşündüm ilk önce Ateş benim dolaba saklanmamı söyledi ben de hemen dolabın içine girdim. Kapının kolu açıldı ve bir boğuşma sesi gerçekleşti ve sesler kesildi. Sonra tekrardan ayak sesi duydum ve dolabın kapağı açıldı. Tam hatırlamıyorum ama büyük ihtimalle dolabın kapağını açan kişi Meriç'ti. Sonra beni bayıltıp götürdü. Uyandığımda Tuzla'da ki deponun içinde ellerim ayaklarım sandalyeye bağlı oturuyordum karşımda Meriç oturuyordu. Daha sonra içeri Toprak girdi beraber arkamdaki yatağa yatıp uyudular aradan biraz geçince kapı açıldı. Ateş, Bora ve Kıvanç içeri girdi. Ateş, Meriç ile ilgilendi. Bora ve Kıvanç bana yaklaşmaya çalışınca Toprak benim elimi ayağımı çözdü ve boğazıma bıçak dayayıp arka kapıdan çıkartıp arabaya bindirdi. Sonra Kıvanç ve Eylül bizi arabadan takip ediyordu. Bizim peşimizden geldiği gören Damla hiç vakit kaybetmeden Eylül'ün peşine takılmıştı. Ama ben onu hiç fark etmedim büyük ihtimalle yavaş geliyordu. Sonra Toprak benim telefonumu verip Kıvanç'ı arayıp bizi takip etmemelerini söyledi. Ben telefonla aradığımda Kıvanç bana 'Sakin ol seni kurtarıcaz. Şimdi arkanızdan yok olucaz' deyip telefonu kapattı. Çok geçmeden yok oldular ve önümüzü kestiler. Toprak beni arabadan yine bıçakla çıkarttı. Sonra arkadan Damla gelip sopa ile bacağına vurup ağzına gazlı bez kapattı ve bayılttı. Kıvanç ile ellerini kollarını bağladılar. Tekrardan depoya döndüğümüzde aynı şeyi Meriç'e de yapmışlardı ve sonra siz geldiniz."
"Açelyacım anlatmana bayıldım. Çok iyi şeyler verdin bana. Peki Meriç'in seni Tuzla'daki depoya götüreceklerini nasıl anladılar da gelmişler ?"
"Şöyle ki küçükken bir olay olmuş ve Meriç Tuzla'daki depoya götürüp dövelim ve oraya bırakalım demiş. Kıvançta bunu hatırlayıp öyle beni bulmuşlar."
"Sence de biraz tesadüf değil mi ?"
"Aslında evet baya tesadüf ama küçükken aklında olan bir şeyi bir insan yapmazsa eline geçen ilk fırsatta yaparmış. Yani annem öyle derdi."
"Aslında evet bir yandan da öyle neyse Ateş de konuşunca ortak sonuca varacağız."
"İlgileriniz için çok teşekkürler Derya Hanım."
Gülümseyerek odadan çıktım ve Ateş'in çıkmasını bekledim.

BELALI TİPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin