BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN İYİ OKUMALAR DİLERİM ^_^
Uyandığımda saat 13.00'a geliyordu. Hemen kalktım telefonumu kontrol ettim ve 54 cevapsız arama, 3.000 tane de mesaj vardı. Aramaların hepsi Ateş'tendi. Mesajlar ise 'BELALILAR ☠️😈' grubundandı. Bu grupta neyin nesiydi diye bakarken anladım ki bizimkiler grup açmıştı. Gayet de mutlu görünüyorlardı. Tekrardan telefonum çaldı ve arayan Ateş'ti.
"Efendim sevgilim."
"Açelya nerdesin ? Sabahtan beri arıyorum, kızım hiç mi düşünmüyorsun ya ?"
"Ateş yaşadıklarımdan sonra bırakta biraz uyuyayım dimi ?"
"Haklısın. Tamam hadi hazırlan seni almaya geliyorum. Hava güzel çok sıkı giyinme sonra terliyorsun."
"Tamam hadi gel bekliyorum."
"Görüşürüz."
"Görüşürüz."
Ayağa kalkıp banyoma gittim yüzümü yıkadım. Dolaptan düzleştiricimi çıkartıp prize taktım. O ısınırken bende dolabıma gidip kıyafet baktım. Kırmızı çan eteğimi aldım, üstüme de ince olan beyaz boğazlı kazağımı aldım. Altına da siyah uzun çizmelerimi giydim. Banyoya gidip saçlarımı düzleştirdim. Makyaj masama gidip biraz makyaj yaptım ve hazır olduğumu belirterek odamın kapısını açtım. Annem mutfaktaydı. Bana seslendi "Açelya bir bakar mısın ?" Mutfağa gittiğimde annem kahvaltı sofrasını topluyordu. "Efendim anne ?"
"Açelya kapının önünde bir araba var seninle alakası var mı ?"
"Evet annecim var, Ateş geldi beni almak için."
"Ateş kim kız ?"
"Sevgilim." Kıkırdayarak anneme söyleyince kadın şok oldu.
"Na-nasıl ? Kız senin bugüne kadar hiç sevgilin olmadı ki ?"
"Anne oldu da sen bilmiyordun. Şaka şaka 1 tane oldu bu da ikinci." Anneme dalga geçerek bakınca popoma terliği yedim.
"Dalga geçme kız benle neyse hadi bekletme çocuğu. Sonra tanışırım ben de."
"Tamam kraliçem." Koşarak evden çıktım ve arabanın yanına gittim. Arabaya binince Ateş beni öptü ve hemen arabayı çalıştırdı.
"Ateş,"
"Efendim."
"Sen beni aldın da biz nereye gidiyoruz ?"
"Görürsün birazdan."
"Ya Ateş, bana niye soğuk yapıyorsun ya ? Tamam alt üstü geç uyandık he."
"Onun için değil birtanem, kafam karışık. Neyse sen ilgilenme bununla bizim ekip burada zaten şimdi güzel bir kahvaltı ederiz."
"Tamam hayatım." arabayı güzelce park ettikten sonra arabadan indim. Mekana geldiğimizde çok güzel bir yerdi. Balkona oturduk ve neredeyse bütün İstanbul'u görüyordu. Hep beraber gülüp kahvaltı yaptık. Hatta Bora ve Kıvanç'ın yaptığı espriler ile kız kıza yaptığımız dedikodulardan ayrıldık. Bora bize bakıp "Ya az dedikodu yapın be, yine kimi çekiştiriyorsunuz ?"
Damla hemen kahkaha atıp açıklamaya başladı "Ya geçen hafta bir sürü ünlü evlendi, onların gelinliklerini eleştiriyoruz ya." Kıvanç gülüp "Damla yalnız o eleştirme bir süre sonra dedikoduya dönüyor onu nasıl yapıcaz." Hepimizden kahkaha tufanı kopmuştu. Hep beraber arabalarımıza binip sahile indik bu sefer. Kadıköy sahile geldiğimizde hepimiz çimenlere oturup güzelce sohbet etmeye başladık. Neredeyse 4-5 saat oturmuştuk ki Ateş'in telefonu çaldı.
"Alo"
"..."
"Evet, buyurun benim."
"..."
"Yanımda, bir sorun mu var ?"
"..."
"Tamam veriyorum." Ateş telefonu Eylül'e uzattı.
"Alo."
"..."
"Merhaba, evet tanıyorum. Fakat neden ?"
"..."
"Tabii ama ben öyle bir başvuruda bulunmadım kusura bakmayın." Diyerek telefonu kapattı. Eylül sorgulayıcı gözler ile Ateşe baktı ve "Neden soruşturma başlattın ?"
"Eylül sence neden başlattım ?"
"Sana benzediğim için."
"Evet. Ama hala Melis olmadığını iddia ediyorsun. Kabul et artık sen Melissin."
"Hayır değilim Ateş değilim. SOK ARTIK BUNU KAFANA SOK!!!!"
"Açelya kalk gidiyoruz." Kolumdan hızlıca tutup kaldırdı beni ve arabaya sürükledi. Neler olduğunu anlamaya çalışıyordum. Arabaya bindiğimizde Ateş anlatmaya başladı zaten.
"Eylül bana benziyor diye soruşturma başlattım, fakat soruşturmanın olumlu olabilmesi için Eylül'ün onayı gerekiyor fakat Eylül istemiyor. Ama Eylül bana çok benziyor ve her benzetmemi onu izleyerek gerçekleştirdim. Hareketlerimiz çok benziyor. Ayrıca bebeklik hali hani annemin kucağındaki bebek ile de çok benziyor."
"Peki ya gerçekten Eylül değilse ?"
"Bunu anlamanın tek yolu ailesi ile konuşmak."
"Haftasonu izmire gidiyoruz."
"Sen nereye ben oraya biliyorsun bunu Ateş."
"Biliyorum meleğim."
Arabayı park ettiğinde benim en sevdiğim yer olan butik cafeye gelmiştik. Arabadan indik ve cafeye girdik. Kafede oturup olayları anlamaya çalışıyorduk. Evet hiç konuşmuyorduk ama aramızda sözsüz bir bağ oluşmuştu. Ararken hiç bir şey bulamadığımın farkına vardım. Ateşe bakıp "bence o eve tekrar gitmeliyiz belki bir kaç çözüm yolu bulabileceğimiz bir şeyler bulabiliriz." Dediğimde "Olabilir ama ben tek gideceğim." Demesi ile benim bütün sinirlerim zıpladı "olmaz öyle şey beraber gideceğiz ve beraber bakacağız çaresine dediğimde bana baya kızgın görünüyordu. Çantamda çalan telefonu çıkarttığımda arayan kişinin 'Annemmm' yazısını görünce hemen açtım telefonu
"Efendim anne ?"
"..."
"Eeeee."
"..."
"Yok istemiyorum ben, bunun için mi aradın ya ?"
"..."
"İyi tamam görüşürüz akşam." Ateş bana bakarken açıklamaya başladım. "Akşama tavuk yapacağını söyledi de o yüzden aramış." "Çok saçma değil mi ?"
"Saçma ama yapacak bir şey yok, annem işte alışsan iyi olur hatta."
"Baya iyiymiş ama annenin yaptığı"
"Tabi canım ne demezsin"
İkimizde gülmeye devam ederken sipariş almak için gelen garson bize menüyü uzattı. Aslında canım çok waffle istiyordu. Bu kafede de neredeyse en güzel waffle yapın yer desem yeridir. Ben waffle ile filtre kahve söyledim. Ateş de filtre kahve istedi. Ateş bana bakarken masadaki elimi tuttu sanki bana bir şey anlatmak istiyordu. Gözlerinde öyle bir anlam yüklüydü ki sanki bana 'iyi ki benimlesin, seni çok seviyorum fakat seni koruyamayacağımdan korkuyorum.' bana öyle bakarken içimden keşke hiç böyle olmasaydı ve her şey daha normal olsaydı demekten kendimi alıkoyamadım. Belki de böyle olması gerekiyordu. Siparişlerimiz geldiğinde wafflen kokusu gerçekten mükemmeldi. Kesip ağzıma bir dilim olmadan önce Ateşe uzattım. Bana, alaylı bir ifade takınarak "Ne o öyle ya krepin üstüne çikolata sürüyor, meyve parçacıkları atıyor, bir sürü şekerleme atıyor. Kızım sen onu komple yer şeker komasına girersin yemin ederim." Sinir olmuştum. "Allah allah sen çok biliyorsun ya, ben hepsini yicem zaten, sen yemesen de olur Yani." Diyip wafflemı yemeye başladım. Tip tip bana bakıp gülüyordu. Ben waffle bitirince gülüp "Kız senin takma adını buldum he bundan sonra sana dişi ayucuk diyeceğim. Koskoca waffle yedin ya helal olsun." İyice sinirlendim ve demem dediğim şeyi dedim "ÖKÜZSÜN" kahkaha attığın da ise daha da sinirlenmiştim ve yanaklarım pancar gibiydi. Burnumu sıkıp "oy benim dişi ayucuğum sinirlenmiş miiiii ? Ay kıyamam ben ona del del buraya oyyyyyy." İyice dalga konusu olmuştum ona bir de regl olacağım için iyice psikolojim bozuktu ve ağlamaya başladım. Ateş gülmeyi kesip suratıma baktı. "Açelya, aşkım tamam ben sadece sinirlendirmek için söyledim. Üzmek için değil. Açelya hadi ama ciddi misin ?" Benim onunla alay ettiğimi düşünüyordu. İyice sinirlenmeye başladım "Öküzsün Ateş, öküz. Gelme benim peşimden. Hatta arama beni !!!" Diyerek kafeden çıktım. Ateş peşimden koşarak geliyordu. Ben de o koşarak geldiği için daha da koşmaya başladım ve bir sokağa girdim. Nasıl bir sokaktı burası anlamamıştım. Yerlerde adamlar oturmuş hem haplanıyor hem de içiyorlardı. Maalesef benim de üstümde mini etek ve göbeği açık olan bir bluz olduğu için hepsinin dikkatini çekmiştim. Geri geri yürürken sırtım birine çarptı çığlığı basmıştım. "Aaaaaaaa" "şşşt güzelim sessiz ol biraz ya, allahım neler neler yaratıyorsun offfff" "pis sapık, yavşak"
"Oooo kızımız biraz daha hırçınmış."
"Çek ellerini dokunma bana adi herif."
"Şşşt güzelik, şuan seni çok arzuladım gelsene bizim eve."
"Ya bir defol git." Ben çığlık kıyamet bağırırken sokağa birinin girdiğini anladım ama benim kollarımı sıkan o sapık yüzünden hiç bir şey göremiyordum. Ağzımı kapattı ve beni kucağına aldı. Tam giderken Ateş'i gördüm. Ateş koşarak geldi ve beni yere doğru itti. Adama bir kafa patlattı ve adam yere serildi. Üstüne çıkıp defalarca vurmaya başladı, adamın yüzü görünemeyecek hale gelince benim elimden tutup sokaktan çıkarttı. Korkmuştum, Ateş bunu fark etmişti ki bana sarıldı "Korkma güzelim, sana zarar verdi mi aşkım ?"
"Hayır ama kollarım..." gözleri kollarıma gittiğinde morardığını görünce çıldırmıştı arabaya binince hemen bir eczanenin önüne çekti ve eczaneden bana morluk geçirten krem aldı sürdük ve birazcık da olsa işe yaramıştı. Arabaya tekrar bindiğimizde yüzüne bile bakmıyordum çünkü ona hala sinirliydim. Hayır yani hem benimle dalga geçiyor hem de peşimden geliyor gelme yani gelme öküz ya. Sonra ben kızınca da bağırdı çağırdı oluyor. Offf zaten şimdi eve gidince bir de annemden dünyanın azarını yiyeceğim. Acaba Damlalara mı gitsem ? Kollarım zaten çok kötüydü. Ben derin düşüncelere dalmışken Ateş'in bana bağırması ile kendime geldim. "Açelyaaaaaaa. Kime diyorum ben acaba ? 5 oldu söylüyorum tamam trip atma." "Dalmışım kusura bakma efendim ?" "Diyorum ki kollarını evde sar olur mu ?" "Gerek yok." "Açelya yapma böyle işte." "Nasıl yapmayayım Ateş. Sinirlendir sinirlendir başıma bir şey gelsin hemen yumuşa yapma böyle öyle kolaydı sanki her şey." Şuan baya trip atıyordum ve hiç de pişman değildim. Arabayı kenara çekti ve arabadan indi. Bagajı açtı elinden kırmızı bir kutu ile geri geldi. Arabaya bindi kutuyu uzattı. Kutuyu açtığımda içinde çok şirin bir ayıcık ve bir sürü de çikolata vardı. Sanırım regl dönemimi biliyordu. Ayrıca her kız buna düşerdi emindim. Böyle bir sevgilim var diye çok şanslıydım. Hemen teşekkür amaçlı yanağını öpüp "Çooook teşekkür ederim aşkım bunlar çok güzel." "Afiyet olsun canım. Belki katkı sağlar." Ben ufak kıkırdarken "Kızardın hemen, kızıp utanmana gerek yok." Ben ellerim ile yüzümü kapatınca güldü ve arabayı yine çalıştırmaya devam etti. Yan yan bana bakarken ben de kutunun içindeki çikolatalara odaklanmış yemeye çalışıyordum. Ateş gülerek "Aşkım yavaş ye kimse almıyor önünden ayrıca boğulacaksın." "Bono bir şoy olmoz sovgulom son bonu moruk otmo." Ateş iyice gülerek "Yavaş yavaş, ağzında varken konuşma bare" Ateş kahkaha attıkça daha da mutlu oluyordum. Kollarımın acısı ise çikolatanın tatlılığından gitmişti ama morarmıştı. Evin önüne gelince ayıcığı kucağıma alıp Ateş'e şirin şirin sırıttım. "Teşekkür ederim. Bu çok güzel bir hediyeydi." "Önemli değil güzelim. Sen benim için daha önemlisin." İşte yine kızarıyoruz. Evet Ateş bunu farketmiş olacak ki gülerek yanağımı öptü. Ben de onu yanağından öperek arabadan indim ve apartmana girdim. Apartmana girdiğimde eve çıkınca kavga edeceğimi biliyordum. Korkak adımlarla evin zilini çaldım ki annem kapıyı açtı.
"Nerdesin sen ? He nerdesin ??"
"Ya anne Ateşleydim."
"Bana ne, sen kaç gündür eve geç saatlerde geliyorsun. Yeter artık."
"Anne alt üstü 2 gündür geç geliyorum. Öbür günlerde de Damla'da kaldım zaten."
"Beni ilgilendirmiyor Açelya benden izin alınmıyor sadece haber veriliyor bundan sonra kapı dışarı çıkmak yok şimdi doğru odana."
"Tamam anne." Diyerek odama çıkıyordum. Ama şunu biliyordum ki o ceza asla ama asla bana işlemezdi. Odama girdim ve üstümü değiştirdim. Ayılıkla pijamalarımı giydikten sonra Ateş'in bana almış olduğu ayıcığa sarılarak güzelce uykuya daldım.- - -
Eveeeet. Uzun bir aradan sonra tekrardan karşısınızdayım aslında okuldu sınavlardı derken öyle kalmıştı. Demek ki yayınlamak bugüneymiş. Yorum atmayı ve beğenmeyi unutmayınız. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere ...-Ece
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELALI TİP
Romance17 yılın vermiş olduğu yorgunluk ve her seferinde kendini belaya sokan Açelya. İşte onun hikayesi. Açelya 17 yaşında olan sarı saçlı, beyaz tenli, 1.60 boylarında ve cool gri gözleri olan güzel bir kız. Hayatında hiç bir şeyin olumlu gitmediğinin fa...