Bölüm 12 : Aşk Dediğin

33 4 0
                                    

BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN İYİ OKUMALAR DİLERİM YUKARIDAKİ MÜZİĞİ AÇARAK OKUMANIZI TAVSİYE EDERİM
^_^

Telefonumun iğrenç alarmı ile yataktan kalktım ve sürünerek banyoya gittim. Yüzüme baktığımda ise saçlarımın dağıldığını ve kirlendiğini görünce hemen duşa girdim. Duştan çıkıp odama döndüğümde telefonumu elime aldım.
Yeni bir mesaj : Ateş'im
Günaydın Prenses. Bu gün bir şeyler yapalım mı ? Hazır hafta sonu istersen kahvaltı yapmaya gidelim veya sinemaya gidebiliriz ya da sahilde oturabiliriz sen nasıl istersen.

Gülerek mesaja baktığımda hızla cevap yazdım.

Kime : Ateş'im
Günaydın yakışıklım. Şeeey aslında olabilir. Acaba diyorum ki Damla ile Bora da mı gelse Ya da Kıvanç ve Eylül ama doğru sen Kıvanç ve Eylül'ü sevmiyorsun. Aslında Kıvanç'ı seviyorsun ama Eylül'ü sevmiyorsun. Ay çok uzattım. Neyse tamam Damla ile Bora da gelsin mi ?

Saçmaladığımı fark ettim ve çok utanmıştım. Tam yataktan kalkerken mesaj geldi.

Yeni bir mesaj : Ateş'im
Olur sevgilim. Bence de Eylül gelmesin. Sen ara istersen Damla'yı söyle ona hazırlansın.

Kime : Ateş'im
Tamam. Görüşürüz

Yeni bir mesaj : Ateş'im
Görüşürüz.

Hemen yataktan kalktım ve bilgisayardan "TNK - Aşkı Harcamanın 80 Yolu " şarkısını açarak giyinmeye başladım. Acaba ne giysem diye düşünürken Damla'yı aramadığımı fark ettim. Hemen telefonumu alıp Damla'yı aradım.
"Alo, naber kuzucuk?"
...
"He iyi. Kız ben sana şey dicektim. Bora ile müsait misiniz bu gün ?"
...
"Süper, tamam hazırlan o zaman dışarı çıkalım hep beraber."
...
"Tamam canım, hadi öptüm görüşürüz."

Damla ile de konuşmamı bitirdikten sonra dolabıma yumuldum. Kırmızı elbise ile siyah elbise arasında kararsız kalırken, orda bana güzel güzel bakan saks mavisi boğazlı elbisemi gördüm ve hemen onu üstüme geçirdim. Beline ince bir kemer bağlayarak elbisenin boyunu biraz kısalttım. Ayakkabılıktan aldığım diz üstü çizmelerimi giydikten sonra gerçekten müthiş görünüyordum. Saçlarımı da dalga dalga yapıp suratıma hafif bir makyaj yaptım. Elbisemin üstüne de deri ceketimi giydikten sonra evden çıkacakken annemin yatak odasından çıkıp bana bağırdığını duydum.
"Açelya ? Nereye acaba ?"
"Aaaa annecim sen de mi buradaydın. Aaaa ne tesadüf biz aynı evde mi yaşıyoruz ?"
"Açelya sana diyorum nereye ? Dalga geçme sırası değil. Ayrıca o elbisenin boyu çok kısa."
"Şey annecim ben de tam sana geliyordum. Damla ben Bora ve Ateş sinemaya gidicez. Gidebilir miyimmmmmm ?"
"Açelya dün biz ne konuştuk ?"
"Ama anne izin aldım İşte."
"İyi tamam Açelya git akşam konuşucaz."
"Tamam annecim ben de seni seviyorum öptüüm."
Anneme de söyledikten sonra evden çıktım ve Damlalara doğru yürümeye başladım. Damlaların sokağına girmeden önce arkamdan birinin geldiğini hissettim ama arkaya pek de dönüp bakmak istemedim. Bir kenarda durup beklemeye başladım ama gelen geçen yoktu. Damlaların altında bakkal olduğunu biliyordum. Direk oraya gittim ve bakkalın içine girdim. Uzun bir süre orada bekledikten sonra Damlaya yazdım.

Kime : Damlam
Damla ben sizin altınızdaki bakkaldayım sanırım biri beni takip ediyor. Aşağıya gelir misin ?

Heyecanla Damla'nın yazmasını beklerken, bakkala bir adama girdi. Gözleri benim gözlerim gibi cool griydi ama başka bir yeri belli olmuyordu. Sadece gözlerini görebiliyordum. Tedirgin olmuştum tam o sırada telefonum titredi.

Yeni bir mesaj : Damlam
Kanka kapıyı açtım hemen içeri gel.

Yavaşça bakkaldan çıkıp hemen Damlaların evine girdim.
"Kızım noldu ?"
"Ay sorma ya, gerizekalı peşime takıldı."
"Eee sonra ?"
"Bakkala kadar takip etti. Sonra sana yazdım ben de size geldim işte."
"Heee. Anladım."
"Dur ben Ateşi arayıp geliyorum."
"Tamam canım."
Salona doğru gidip Ateşi aradım.
"Alo, napıyorsun bebeğim ?"
...
"Heh iyi, direk Damlalara gel ben ordayım."
...
"Görüşürüz."
...
Telefonu kapatıp Damlanın odasına gittim. Damla çok güzel olmuştu. Saçlarını dağınık topuz yapmış, üstüne gözleri ile aynı renk olan bir kazak giymişti, altına da turuncu bir etek, ayakkabıları ise bottu. Ama çok şık görünüyordu. Birlikte makyajımızı tazelerken kapı çaldı. Damla kapıya doğru gitti ve Ateş ile Boranın gelmiş olduğunu söyledi. Hemen çantalarımızı alıp aşağıya indik. Ateş beni görünce şaşırsa da bir şey demeyeceğini sanarken direk parlamaya başladı "Açelya ?! O elbise ne ?" Korku dolu anlarla "Ne oluyor ya ? Alt üstü elbise." "Galiba alt kısmını unuttun." "Aşkım ne alakası var elbisenin modeli bu."
"Açelya başlatma şimdi elbise modeline ya öyle bir elbise mi olur ? Dizinden 5 karış yukarda."
"Abartma boyum neredeyse 5 karış." Gülmeye başladığımda Bora ve Damla da gülüyordu ama Ateş için aynı şeyi söyleyemeyecektim. Çünkü baya sinirlenmişti. Hep beraber arabaya bindiğimizde müzik açalım dediler. Benim de bu aralar çok sık dinlediğim bir şarkı olan "TNK - Aşkı Harcamanın 80 Yolu" şarkısını ısrar edince açmak zorunda kaldılar ve gerçekten arabada kopuyorduk. Sinema için alışveriş merkezine geldiğimizde neredeyse Ateş gözleri ile üzerimdeki elbiseyi yakacak gibiydi. Aldırış etmeden yine de vitrinlere bakarak yürüdüm. Damla'nın ısrarlarıyla da hep beraber bir mağazaya girdik. Şöyle ki mağazada uzun hiç bir şey bulunmuyordu ve bu kıyafetler benim dolabımdaki kıyafetlere çok benziyordu. Elime bir büstiyer ile eteği aldığımda Ateş direk yanımda bitti.
"Hayırdır ? O ne öyle ?" Gülümseyerek cevap vermeye çalışarak "Bu büstiyer, bu daaaa etek." Ateş galiba sinirlenmişti ki çenesi seğriliyordu. "Açelya, sinirlerimi zıplatma istersen bırak onları geri hemen !"
"Of ya of. Ben hep kot pantolon mu giyeceğim ya çok sıkıldım ben artık etek giymek istiyorum."
"Açelya üstündeki elbise zaten 1 karış bir şey demiyorum ama iyice cozurtma istersen. Tamam bugün bir şey demedik ama etek falan sevmiyorum işte."
"Sen daracık tişörtler giydiğinde ben sana bir şey diyor muyum Ateş bey ?"
"Daracık tişört ile kısacık elbisenin ne alakası var ?"
"Çok alakası var Ateş, madem sen benim bacaklarıma bakılmasını istemiyorsun ben de senin vücuduna bakılmasını istemiyorum."
"Yok artık Açelya ya"
"O zaman izin vereceksin."
"Açelya saçmalıyorsun."
Bora ile Damla tartıştığımızı görünce direk yanımıza geldiler damla araya girerek.
"Arkadaşlar, birbirinizi kısıtlamak yerine neden görüşlerinize saygı duymuyorsunuz ? Evet ikinizde kıskançsınız ama bu kadarı fazla. Açelya'yı ben bildim bileli kısa giyinir."
Bora da söze girerek
"Ben de Ateşi bildim bileli dar giyinir."
"Eeee o zaman daha neyi tartışıyorsunuz. Birbirinizi değiştiremezsiniz arkadaşlar lütfen saygılı olun biraz."
Damla ile Bora'ya hak vererek Ateşe döndüm.  "Şey özür dilerim, kusura bakma."
"Ben de özür dilerim bu kadar kısıtlamamam gerekiyor seni."
Ateş benim aldığım eteğe bakarken daha iyi görünüyordu. Eteği alarak koşarak kabinlere gittim ve denedim. Eteğin üstünde küçük küçük ışıltılar vardı. Altı ise kabarıktı. Aynı geceyi anımsatıyordu. Simsiyah bir gece ve üstündeki minicik yıldızlar. Elim etikete gidip fiyatını görünce şoka girdim. 780 Tl yazıyordu. Direk eteği çıkartarak yerine bıraktım. Ateş bana baktığında "Beğenmedim ya" diyerek mağazadan çıktım. Ateş yanıma geldiğinde "Neyini beğenmedin ?"
Fiyatını diyemezdim ki. "Kötü görünüyordu." Aslında hiç de kötü değildi aslında kötü diyebilmek için kör olmak lazımdı ama gerçekten çok pahalıydı. Ateş anlamış bir şekilde bakarak mağazadan dışarı çıktık. Bir kaç mağazaya da girdikten sonra sinema salonuna çıktık. Sinema salonunda sadece biz vardık ve çok eğlenceli geçeceği belliydi. Filmimiz "Öldür Beni Sevgilim" aslında konusu birbirini öldürmeye niyetlenen iki kişiyi anlatıyordu. Bir sürü yiyecek alarak içeri girdik ve filmi izlemeye başladık. Film bittiğinde acıktığımız için yemek yemek için üst kata çıktık ve lokantaları gezmeye başladık ki benim çok severek gittiğim olan Big Mommas's a girelim diye tutturunca hepimiz oraya girdik. Kredi kartımda ne kadar var diye telefonumu çıkarttım ve bakiyede 3.000 TL'yi görünce mutlu oldum. Ve deli gibi yemek yemeğe koyuldum. Ateş bana bakarak güldü "Aşkım yavaş boğulacaksın. O kadar mı acıktın ya ?"
Ağzım dolu bir şekilde konuşamayacağım için yemeği bitirdim ve "Evet çok acıkmışım. Kusura bakma ağzımda yemek varken konuşmayı sevmiyorum." "Biliyorum o yüzden bekliyorum."
Sonra Damla ile ünlüleri çekiştirirken Ateş ile Bora da maç ile alakalı konuştuklarını duyunca pekte takmadım ve 1-2 saat öyle oturduk. Tatlı yiyip kahve içtik ve kalktık. Ateş beni eve bıraktığında içeri girdim fakat annem yine yoktu. Telefonumu çıkartıp annemi aradım "Alo. Annecim nerdesin ?"
"Anneannenlerdeyim gel istersen."
"Anne çok yorgunum. Selam söyle sen ben duş alıp yatarım."
"Tamam kızım ben de gelirim birazdan."
Telefonu kapattıktan sonra odama çıktım ve üstümü değiştirip makyajımı falan sildim. Kapı açıldığını duydum ve annemin geldiğini tahmin ederek aşağıya indim ki gördüğüm manzara karşısında şok oldum. Kekeleyerek ona bakarken neler olduğunu anlamak için etrafıma baktım fakat bayılmıştım.

- - -
Merhaba okuyucular. Bu bölümün de sonuna geldik. Evet her şey normal giderken eve biri geldi. Sizce kim olabilir ? Aslında bir çok kişi olabilir diye düşünüyorsunuz ama bakalım kim. Neyse bir sonraki bölümde görüşmek üzere sizi seviyorum dikkat edin kendinize.

- Ece

BELALI TİPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin