- Senin de diğer çocuklar gibi bu eldivenlerin gizlediklerini merak etmediğini nereden bilebilirim?
- Hadi ama Lâ, sağ avucunda güneş, sol avucunda ay dövmesi var. Ben insan değilim hatırlatırım, bizi bizden başkası duyamaz unuttun mu?
- Sen nereden biliyorsun bunu, yoksa yolda yaşlı kadınla mı konuştun?
- Aegina'mı? Boş ver o ihtiyarı. Ömrünü ormanda geçirmekten masalla gerçeği karıştırır olmuş o.
- Peki nasıl bildim avuçlarımda ne olduğunu.
- Sana ben sır satarım dedim yani işim kimsenin bilmediklerini bilmek. Yoksa nasıl kazanç sağlarım değil mi? Bana içinde her canlının en çok merak edipte bilmediği şeylerin yazılı olduğu bir sır kitabı verildi. Bedelini ödeyen herkese bilmek istediklerini buradan bakar söylerim ama dediğim gibi istediğim bedeli ödemek zorunda merakını gidermek isteyen.
- Ama insanlar? Onlar duyamaz ki bizi, onlara nasıl satıyorsun sırlarını?
- Meraktan görünmez kurtçuklarım var benim Lâ. Tohum gibi serperim yüreklerine, zihinlerine ve o kurtçuklar içlerini kemirir durur. Düşerine, düşüncelerine fısıldarım. Beni işitmeleri ve benimle pazarlığa oturmaları için beşer diline ihtiyacım yok benim.
- Ama bu dürüst bir pazarlık değil,
- Öyle düşünme Lâ, benim dükkanımın kapısını sadece merak edenler çalar. Merak etmeyen hiçbir canlıyla işim olmaz benim.
- Peki ya ben de kim olduğumu öğrenmekten vazgeçersem?
- O zaman bir daha çıkmam yoluna. Ta ki sen beni yeniden görmek isteyinceye kadar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Lâ omzuna değen bir çift el ile irkildi.
- Hadi ama Lâ, kovan dolmuş ve sen hala tulumbadan su çekiyorsun üstelik ben mutfakta seni bekliyorken. Hadi acele et akşam olmadan kekimizi pişirelim ki daha senin için ocak külüne patates atacağız.
Kafasını çevirip porsuk ağacına doğru baktı Lâ. Kızıl tilkiyi göremedi. Eva'nın elinden tutup mutfak kapısına doğru ilerlediler. Ara sıra mutfak penceresine kadar geliyor ve porsuk ağacına ve sağa sola göz atıyordu Lâ. Sonra yeniden ocak başına geçip Eva'ya yardım ediyordu.
- Sen hiç merak eder misin Eva?
- Merak mı? Nasıl yani?
- Bilmediğin bir şeyi diyorum, merak eder misin?
- Bütün insanlar merak eder Lâ.
- Senin de içini kemiren kurtçuklar var yani.
- Ah Lâ! Bilmece gibi konuşmaların yoruyor bazen beni. Aegina'nın dediklerini hep aklında tut olur mu küçük kızım. Dediği gibi sen özel bir kızsın. Adam ve ben seni çok seviyoruz ama diğer insanlar gibi biz de senin görüp duyduğun her şeyi bilemiyoruz maalesef. Ancak tek farkla.
