❦2. Bölüm

114 27 70
                                    

- Erken uyuyalım mı? Ama odamda yalnız bırakma. Senin yatağında yatayım bu gece olur mu?

Lâ, cevabını beklediği soruları sorarken gözlerini hiç ayırmadı kadının gözlerinden. İki eliyle Lâ' nın küçük yüzünü avuçlayıp öptü kadın. Saçlarının kokusunu çekti içine ve sarıldı sıkıca.

- Tabi ki küçük hanım. Ben ve yatağım emrinize amadedir. Ama önce seni güzelce bir yıkayalım bakalım. Gün boyu gezdiğin her yerden bir şeyler bulaşmış elbiselerine. Sonra bu güzel saçları tarayalım, ardından temiz kıyafetler ve güzel bir uyku. Anlaştık mı?

Masanın üzerinde duran irice mumu alıp kızının elinden tuttu kadın. Dikkatli adımlarla üst kata çıktılar. Adımladıkça gıcırdayan merdiven basamakları bozuyordu karanlığın sessizliğini. Penceresi evin bahçesine bakan küçük bir banyoları vardı. Kadın yavaş adımlarla yürüyüp banyo penceresi önünde duran iki mumu daha yaktı. Lâ ve kadının titrek mum alevi ile bir büyüyüp bir küçülen gölgeleri düşüyordu duvarlara.

- Şimdi sen burada bekle bakalım. Ben mutfak ocağından sana biraz sıcak su getireyim.

Kadın elindeki mumu önüne doğru hafifçe uzatarak çıktı banyodan. Gölgesi ışığı takip ediyormuş gibi geldi Lâ' ya. Karanlığı hiç sevmiyordu. Pencereye kadar gelip bahçedeki tulumbaya baktı. Mum aleviyle aydınlanan yüzünün yansıdığı küçük pencere camı, nefesi ile buğulanıyordu. Merdiven gıcırtılarını yeniden duyunca rahatlar gibi oldu. Odanın kapısı açılınca pencere de açıldı. Yere düşen mumların sönmesiyle karanlığa gömüldü her yer. Lâ olduğu yere çömelip iki elini kulaklarına götürdü. Banyo kapısı çarparak hızla kapandı. Kalp atışları daha da hızlanmıştı küçük kızın. İçeriye tanıdık bir koku yayılıyordu pencereden. Hiçbir şey göremiyordu. Yavaşça doğrulup pencereden bahçeye doğru baktı Lâ. Porsuk ağacındaki salıncağında sallanırken gördü kendini. Salıncaktan inen kız tulumba başına kadar gelip su çekmeye başladı. Tulumbanın önündeki küçük havuzda biriken sudan iki avucuyla alıp Lâ' ya doğru kaldırdı ellerini. Su damla damla düşerken Lâ' ya baktı.

"Yerkürenin suyu kanmak için var edildi

arınmak için değil

Arınılacak su göklerde

İnsanoğlu ile kirlenmemiştir "o"

Yağmur biriktir Lâ!

Ve arın onunla!"

Avucundan damlayan sular bitince bahçedeki kız son bir kez daha baktı Lâ' ya ve sırtını dönüp elbisesini beline kadar indirdi. İki kürek kemiği arasında altın sarısı rengi ile parlayan  dövmesini gördü Lâ. Kız elbisesini giyip Lâ' ya döndü yeniden.

" Sen benim var'ımsın

Ben senin yok'un

HİÇ'in toprağa düşen günahıyız biz

Kulak ver sana seslenene

Öğren öykünü,

öykünü öğren Lâ!"

öykünü öğren Lâ!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
LÂ' nın ÖYKÜLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin