❦20. Bölüm

23 5 18
                                    

Lâ, sandalyesinden kalkıp bütün gücüyle sarıldı yaşlı kadına.

- Ben, seni incitmek istemedim. Lütfen gitme!

- Biliyorum küçüğüm, içinde yanan ateşin seni nasıl zorladığının da farkındayım. Ama hiç birimiz, dünyaya geleceğimiz yeri, anı ya da yanında olduğumuz kişileri seçebilme şansına sahip değiliz. Sen, sıradan bir kız değilsin. Büyüdüğünde bunun sebeplerini çok daha iyi anlayacaksın. Belki bir gün, sen de seçim yapmak zorunda kalacak ve çok zorlanacaksın. Ama inan bana ben olmasam da yanında sana rehber olmak için görevlendirilmiş bir işaretçi mutlaka olacak. Sen sadece doğru sesi duymaya çalış. Çünkü küçüğüm, sana zarar vermek isteyen bunu hep düşüncelerini karıştırarak yapmaya çalışacaktır. Lütfen doğru sesi duyduğuna inanmadan karar verme. Kendi zayıf yanlarını, zaaflarını önce sen bilirsen, sana gelecek hamleleri de tahmin edebilirsin. Yüz yüze olamasa da rüyalarına misafir olurum belki kim bilir?

Aegina, kollarına beline dolayan küçük kızın saçlarını uzun uzun okşadı.

- Bu kokuyu çok özleyeceğim.

- Ben de Aegina, ama en çok seni. Nereye gideceksin? Biz de gelelim olmaz mı?

- Hikayemin başladığı yere dönüyorum küçük kızım. Zamanı geldiğinde seninde topuklarına değecek o yerin toprağı. Ama henüz çok erken.

- Ama benim hikayem senin yaşadığın ormanda başlamış.

- Biraz sabır.

- Çocuk olmak çok kötü. Her şey için beklemek zorunda olmak da öyle.

Eva gelip küçük kıza sarıldı.

- Canım, istersen Aegina'yı biraz yalnız bırakalım.

- Ama onu bir daha göremeyeceğiz.

- Sabah birlikte uğurlarız istersen. Erkenden uyandırırım seni.

- Bu gece yanımda uyusa? Ya da ben onunla yatsam. Lütfen.

Aegina bir sandalyeye oturdu.

- Madem senin için bu kadar kıymetliyim, o zaman bu evdeki son gecemi seninle paylaşayım bende.

- Sırrını paylaştığım için bana küsmedin, sen çok iyi bir insansın Aegina.

- İnsan ömrü nasıl zamana iliştirilmişse, sır da dile iliştirilmiştir. Bir tomurcuk gibi yavaş yavaş büyür, gelişir, olgunlaşır vakti gelince de düşer ağızdan. Söz olur duyulur. Duymak dediğimiz küçüğüm, söze ruh üflenmesi gibidir. Yani fikir can bulur. Önemli olan, bildiğini doğru insanlarla paylaşabilmen.

Adam, ocağın ateşine birkaç odun daha attı.

- Seni nereye götürmemi istiyorsun Aegina.

- Hermon, genç adam. Bu dağın eteklerinde keşişlerin yaşadığı küçük köye kadar. Yani bir haftadan birkaç gün daha fazla uzak kalacaksın ailenden ve çiftliğinden.

- O zaman ben şimdiden hazırlıkları tamamlayıp arabayı hazırlamalıyım.

Lâ, bu kez Adam'a sarıldı.

- Eva'yı da alıp birlikte gitsek?

- Ama küçük prenses, çiftlikteki hayvanlarında bakıma ihtiyacı var. Tıpkı senin gibi.

Adam odayı terk ettiğinde Eva ve Lâ gidip Aegina'nın yanına oturdular.

- Adam döndükten sonra Lâ, birlikte ormana gidip benim yaşadığım porsuk ağacını bulun. Ve sana dediğim kutuyu alıp dönün. Bunu sakın unutmayın olur mu?

LÂ' nın ÖYKÜLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin