Yazım yanlışlarım olmuş olabilir kusura bakmayın.
Umarım beğenirsiniz.
***************************************
MULTİMEDİA-Kumsal BORAN
Ben kim miyim?
Size kendimi tanıtayım. Ailenin ne demek olduğunu bilmeyen , hayatı boyunca yalnız olan , kendini dışlanmış hisseden , başkalarının gözünde Boranların lafta PRENSES'i , "babasının kızı" diye hitap edilen , kimsenin takmadığı alamadığı mücevherleri takan ,bir giydiğini bir daha giymeyen , yediğini altın tabaklarda içtiği suyu gümüş bardaklarda içen , Boranlar Şirketi'nin tek varisi , küstah , egoist ve şımarık kızı KUMSAL BORAN ...
Kumsal o gün erken saatlerde kalkmıştı. İçinde anlam veremediği bir huzursuzluk vardı. O gün ilk defa ailesinin sesini duymak istiyordu ama yıllardır içinde biriktirdiği nefret onun ailesini aramasına engel oluyordu.O yüzden aramamıştı çünkü telefona eli gitmiyordu. Günlük rutin işlerini yapmaya koyuldu.
Önce kalkıp duş aldı. Kendine acı bir kahve alıp telefonunu karıştırmaya başladı ardından gördüğü bir haber karşında şok oldu.
Çünkü o haber babasının ölüm haberiydi.Defalarca okudu , tekrar tekrar okuyordu ama hala bi anlam veremiyordu.
Gerçek olamazdı bu...
Şuan Kumsal geçmişte duyduğu öfkenin nefretin kat ve kat fazlasını duyuyordu. O yüzden kimseye haber vermeden yıllardır babasının isteği üzerine sınırlarından bile yaklaşamadığı
Türkiye'ye dönüyordu...
Babam Ahmet BORAN'ın yıllardır istemediği İstanbul'daydım. Bulduğum ilk taksiye binip eve doğru giderken yıllardır neyin bedelini ödediğim için evime , memleketime dönemediğimi merak ediyordum. "Babamın öldüğünü neden bana söylemediler kii."
Bir an gelen sesle irkildim "geldik hanımefendi".
Taksiden inmeye cesaret edemiyordum. Cesaretimi toplayıp taksiden indim kapıyı çaldım hizmetli kapıyı açtı.
"Kumsal Hanım , sizin burada ne işiniz var ?"dedi
Şuna bak birde utanmadan ne işiniz var diyor benim babam ölmüş şunun sorduğu soruya bak diye içimden geçirdim.
"Çekil şuradan"
İçeriye girdim ,herkes sanki ölen benmişim gibi bana bakıyordu. Sözde Boranların varisiydim.
"Ahmet Boran'a nerde ? "dedim. Babam bile diyememiştim oysa ki.
Annem ağlayarak konuştu, "Onu kaybettik."
Beni aileden görmedikleri ne kadar da belliydi. Ölüm haberini bile vermeye tenezzül etmiyorlardı çok yazık.
"Kaybetik mi? Sadece kaybettik diyorsun öyle mi? Benim niye haberim yok ben kimim?"diye bağırdım.
Annem gözyaşlarını bir anda silip daha doğrusu timsah gözyaşlarını diyelim "Sen buraya gelmemeliydin,şimdi hemen geri dönüyorsun. Söyle şöför bıraksın havaalanına seni." Dedi.
Bütün cesaretimi tekrardan topladım.
"Bundan sonra buraya yerleşiyorum , hiçbir yere gitmeye de niyetim yok buradaki herkes duysun işitsin ki Boranlar şirketinin sahibi KUMSAL BORAN GERİ DÖNDÜ"
Sadece 17 yaşımda olmama rağmen bunca yıl ne aile bilmiştim ne sevgi, ne aşk bir insanı ailesi bile sevmezken nasıl sevmeye inanır ki ?
Annem ve diğerleri hiçbir şey diyememişlerdi. Daha fazla birşey söylemeden evden çıktım arkamdan biri "Kumsal ?" diye bağırdı.
"Efendim ?"dedim. benim yaşlarımdaydı aşağı yukarı.
"Beni tanımadın mı ?" dedi.
Gerçekten de tanıyamamıştım. "Kimsin ? Çıkaramadım , kaç yıldır yokum ne saçma sapan bir soru bu ?" dedim biraz küstahca.
"Ben Efe Boran. Kuzenin nasıl tanımadın."dedi bana sanki dalga geçiyor yıllardır burada yokum nasıl tanıyabilirdim ki diye düşündüm.
"Hayır tanıyamadım"dedim
"Tanışırız , ben sana başka birşey söyleyecektim babanın mezarına götüreyim seni istersen"dedi.
Tabiki de içimden gitmek geldi o an ama bu yapmayacaktım o beni yıllardır evimden , ailemden uzak tuttu buna hazır değildim belki cevap veremeyecekti babam ama mezarıyla bile yüzleşmek ağırdı benim için.
"O benim babam falan değil , ben öyle bir insan tanımıyorum ,şimdi de İstanbula kadar gelmişim biraz gezeyim değil mi ?" dedim umursamaz bi hava takınarak böyle hissetmiyordum ama yapacak birşey yoktu gerçekten babam olarak görüyormuydum onu da bilmiyorum aslında.
"Öyle deme amcam seni gerçekten çok severdi , senin daha iyi bir eğitim alman için gönderdi oralara böyle dediğini duysaydı çok üzülürdü. Neyse uzatmayayım gel ben seni gezdireyim o zaman hem arkadaşlarımla tanıştırırım."dedi Efe.
Bende kabul etmedim tabiki de.
Efe iyi birine benziyordu aslında Aynı ailenden geliyoruz , aynı kandan , soydan ama benziyor diyorum kuzenimi tanımıyorum çünkü ne garip.
Geleli 1 hafta olmuştu kendimi Boran kolejine kayıt yaptırmıştım , tabi ki kolejimiz de vardı. Okulun ilk günüydü ama sosyeteyi bilirsiniz ben gitmeden namım gitmiş bile "Kumsal Boran geliyor"diye ne komik. Annem burada kaldığım için hala kızgındı ve beni istemiyordu bunu anlıyordum.
Hazırlandım. Kahvaltıya indim tabiki de annem durur mu "o kıyafet okul için fazla değil mi?" dedi.
"Ne var üstümde fazla olacak ?"dedim, sinirlenerek.
Neyse evden çıktım , şöfere söyledim beni okula bırakmasını tabi avukat da beni bekliyormuş okul çıkışı miras için onu unutmamalıymışım.
Okula geldim kendini okulun sahibi sanan bir çocuk varmış ,bunu nereden öğrendiniz dersen Efe geçen gün yanıma geldi Boran Kolejine kayıt olduğumu duyunca dedi ki "Ateş var okul da benim en yakın arkadaşım , kardeşim diyebiliriz , okul da hep onun dediği olur. Beraber çok güzelvakit geçiririz sende bizim grubumuza katılırsın artık." Dedi
Bak sen ben Boran Kolejinin sahibi gidip Ateş beyin yanına katılacakmışım o kim ya ne sanıyor kendini "tabi tabi" deyip geçiştirdim.
Bilmedikleri birşey var.
"Ben olmadığım oyunun için de piyon olmam.
Hepsi öğrenecek benim kim olduğumu..."
-Bölüm Sonu-
Yorumlarınızı Bekliyorum :*
Yarın ikinci bölüm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMSAL
Teen FictionBen kim miyim? Size kendimi tanıtayım. Ailenin ne demek olduğunu bilmeyen , hayatı boyunca yalnız olan , kendini dışlanmış hisseden , başkalarının gözünde Boranların lafta PRENSES'i , "babasının kızı" diye hitap edilen , kimsenin takmadığı alamadığı...