19| Trafik Kazası

4.7K 218 125
                                    

Acil bir telefon geldiğinden hızlı bir şekilde evden çıktım. Bu sefer taehyung'a veda ederek çıkmıştım ama geri dönecektim içim rahattı tae'nin beni terk etmeyeceğini biliyorum artık. Patron beni arayıp evine gelmemi söylemişti telefonuma gelen konum ile patronumun evine vardım benden ne yardımı isteyecekti bu sefer.

Patronun evine geldim kapısının önünde durdum. Beklemeye başladım oradaki korumalar baya yapılı bir vücuda sahiptiler bende kıskanmıştım biraz da olsa onları.

Korumalar içeri girmemi söylediler. Kafamı sallayıp içeri girdim hizmetçi kız bana yolumu gösterip oturma masasına geçtim. Patronun evi çok güzel ve büyüktü biraz iç çektim. Taehyung'a da böyle ev almak istiyorum. Hayalinden birini gerçekleştirmek beni mutlu ederdi .

İçeri girdim tamda ortasında durdum. Beni biraz süzdükten sonra tekrar yüzüme döndü. Gözlerimi patronun üzerine diktim.

"Efendim beni çağırmıştınız sorun nedir? Bu sefer."

"Verdiğim görevi yerine getirmen gerekiyor." elindeki dosyayı önümdeki masaya fırlattı. Dosyayı elime alıp inceledim.

"Bu adamı bulup bana getireceksin. Dikkat et. Adam çok tehlikeli biri. Temkinli olmanda fayda var."

Patronun başka adamları yok muydu? Neden bana bu görevi vermişti?

"Adamı sana getireceğim. Şüphen olmasın ama benim alacağım ne?"

Patron gülüp bakışlarını bana çevirdi.

"Hesabına yüklü bir miktarda para yatacak."

Kafamı salladım arkamı dönüp gidecekken seslendi bana.

"Sana güveniyorum Jeon Jungkook."

Arkamı dönmeden odadan çıktım. Korkuyordum bu zor görevin üstesinden gelebilecek miydim? Biraz endişeliydim.

Her neyse olan oldu. Patron bana güveniyor ve bende bu görevi düzgün bir şekilde yerine getireceğim. Patronun verdiği dosyaları biraz daha inceledim. Ama bu kişi neden bu kadar önemliydi?

Adamın ismi Woo bin. Ünlü mafyalardan biriydi. Ben bile bu adamla çalışmak isterdim. Ama bir süredir ortalıklarda yokmuş. Ne oldu da 1 ay ortadan kayboldu?

Her şeyin bir açıklaması vardı. Ama ilk onun evinden başlamam gerekiyordu. Telefonuma mesaj gelmesiyle yerimde durup telefona baktım. Atan kişi Kim Taehyung'tu canımdan çok sevdiğim adam.

"Seni özledim lütfen kendine dikkat et yaralanma ve aklın bende kalmasın Namjoon hyung ile iyi anlaşıyoruz en kısa zamanda geri dön."

Mesaja bakıp gülümsedim. Bende Taehyung'u özlemiştim. Beni düşünmesi mutlu etmişti.

Acele etmem gerekiyordu. Bir an önce adamı bulup patrona götürmeliydim. Gerekli olan ekipmanları alıp arabaya bindim. Kemerimi takmadan arabayı çalıştırdım.

Son hızla arabayı kullanıyordum. Arabanın ön aynasından arkaya baktım. Arkamda iki üç tane arabanın beni takip etiğini gördüm hızla gaza basıp sağ sol şeritlerden kayıyorduk. Benim önüme geçmek için arabaları ezip geçiyorlardı. Neden benim peşimdeler daha yeni arabaya binmiştim. Telefonuma gelen mesaja baktım patronum bana mesaj atmıştı. Ve mesajda özür dilerim jungkook yazıyordu.

Arkamdaki arabaları geçebilmek için gaza bastım ama araba kendi kendine gitmeye başladı. Durdurmaya çalıştım ama araba bir türlü durmuyordu. Patronum bana bile ihanet etmişti neden beni öldürmek için bunu yaptı anlam veremiyordum.

Arkadan arabalar bana yaklaşmıştı bile ben ise kontrol edemiyordum. Arkadan biri hızlı bir şekilde vurdu ve kafam direksiyonla bir oldu ve burnum kanamaya başladı. Diğer arabalarda yanımda bana vuruyorlardı en sonunda denize doğru uçmuştum. Bana çarpan arabalar durmuş benim ölümümü bekliyorlardı. Denize atıklarında bilincim kapanmıştı deniz suyu ile boğulduğumu fark ettim. Ve kendimi derin sulara bıraktım.

10 Saat Sonra

Taehyung'un Ağzından

Jungkook evden gittikten sonra ben de dağılmış olan evi topladım.
Evi düzenledikten kendime bir kahve yapıp televizyonu açtım.

Kahvemi içip açtığım filmi izliyordum. Telefonumun çalmasıyla kahve dolu olan bardağı masaya koydum.

"Alo Taehyung?"
Namjoon hyung'un sesi üzgün ve endişeli geliyordu.

"Hyung ne oldu?"

Derin bir nefes alıp vermişti.
"Bunu sana nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum."

"Hyung anlat işte. Endişeleniyorum."

"Taehyung, Jungkook trafik kazası geçirmiş. Şuan hastanede yoğun bakımda. Bende hastaneye gidiyorum." bu eşek şakası ise hiç komik değil. Şaka değil mi bu?

"H-hyung bu dediklerinin gerçek olmadığını söyle. Şaka yapıyorsun değil mi?"

"Taehyung böyle bir şeyin şakasını niye yapayım?" ne yani Jungkook'da annem gibi beni bırakıp gidecek miydi? Hayır bu gerçek olamaz.

"Hyung h-hangi *hıck* h-hastanede?"

"Seul Devlet Hastanesi."

Telefonu kapatıp evden dışarı çıktım. Taksiye binip hastaneye gittim.

Hastaneden içeri girip merdivenlerden yukarı çıktım.
Yoğun bakım odasının önüne gelip sırtımı duvara dayadım. Yere çöküp hıçkırarak ağlamaya başladım.

Şimdi Jungkook'da annem gibi beni bırakıp gidecek miydi? Bu yalan dünyada beni yalnız mı bırakacaktı? Hayır hayır. O beni bırakmaz. Bırakamaz. O yataktan kalkıp, yaşadığımız bütün her şeyin bir kabus olduğunu söyleyecek. Beni bu kötü rüyadan uyandıracak.

Omuzlarımdan sarsılmamla gözlerimi yerden çekip beni sarsan kişiye baktım. Namjoon hyung karşımda duruyordu. O da benim gibi ağlıyordu. Dua etmekten başka yapabileceğimiz bir şey yoktu.

Tanrıdan tek isteğim Jungkook'un bu hastaneden sağlıklı bir şekilde çıkması.

Her şey doktorların elindeydi bekleyip sonuçları görecektik.

Her şey doktorların elindeydi bekleyip sonuçları görecektik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Üvey Abim | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin