Karşısındaki ikilinin birbirine kenetlenmiş ellerine baktı Changbin uzunca. Geçen hafta Felix'e onu sevdiğini söylerken Felix şu an onu aldatan sevgilisiyle el ele karşısında duruyordu.
"Eşyalarımı almaya gelmiştim hyung." Felix fısıltıyla konuştuğunda gözlerini ellerinden kaldırıp küçüğün gözlerine dikmişti.
"Senin burada eşyan yok Felix. Hyunjin'in yanında kalacağını düşündüğün için yanında kıyafet getirmemiştin. Artık benim verdiklerime de ihtiyacın olduğunu sanmıyorum." Hyunjin'e göz attıktan sonra kapıyı kapattı Changbin.
Hyunjin şok içinde kapıya bakıyordu. Neler olduğunu anlamamıştı. Felix'e döndüğünde gözlerini sıkıca kapatmış olduğunu gördü.
"Felix? Changbin hyung neden böyle davrandı? Benim bilmediğim bir şey mi oldu aranızda?"
"Hiçbir şey. Hiçbir şey olmadı." Elini bırakarak asansöre yönelen Felix'in sesinin titrediğini fark etmişti Hyunjin. Aralarında bir şey olduğu kesindi ama söylemesi için Felix'i zorlamak istemiyordu.
Hyunjin, Felix'in yanına geldiğinde tekrar elini kavradı ama Felix elini çekerek üstündeki ceketin cebine yerleştirdi.
Hyunjin zorlamamaya çalışıyordu, alttan almaya çalışıyordu ama bu uzun sürecekmiş gibi durmuyordu.
Diğer yandan Changbin kapıyı kapattıktan sonra sırtını kapıya yaslayarak yere oturdu. Telefonunu alarak Yeji'yi aramak istiyordu ama bacakları onu dinleyecek gibi değildi.
Changbin kapının önünde ne kadar oturduğunu bilmiyordu. Tek bildiği ard arda çalan kapıyı açtığında Yeji'nin hiçbir şey demesine izin vermeden ona sarılmasıydı. Kollarını sıkıca Yeji'ye sararken gözyaşlarının akmasına izin verdi.
"Geçecek Binnie. Hepsi geçecek." Yeji sakince Changbin'in saçlarını okşarken Changbin bu kadar zayıf olduğu için kendini suçluyordu.
"Yemek yedin mi?" Başını iki yana salladı Changbin.
"Peki yemek ister misin?" Tekrar başını iki yana salladı.
"O zaman uyumaya gidelim olur mu?" Başını sallayarak odasına gitti ve üstünü değiştirmeden yatağa girdi. Yeji, Changbin'in eşofmanlarından birini giyerek yatağa uzandı ve kollarını tekrar Changbin'e sardı.
Changbin, Yeji'nin nasıl haberinin olduğunu bilmiyordu ama Yeji'nin ihtiyacı olan şeyi bildiğini biliyordu. Ona Yeji'den başka kimse yardım edemezdi.
✨✨✨
"Binnie! Bak! Sokak şarkıcısı! Sen de git ve söyle hadi!"
"Canım istemiyor Yeji."
"O zaman yanına git ve dans et."
"Yeji olmaz."
"Changbin. Bir hafta boyunca yatağından çıkmadın. Hiçbir şey yapmadan durmaya devam edersen götün kocaman olur bak. Git dans et hadi."
"Hayır dedim Yeji."
"O zaman koşarız biz de. Beni yakalarsan telefonunu alırsın." Yeji kocaman gülümseyerek koşmaya başladığında Changbin gözlerini devirdi ama yine de onu yakalamaya çalıştı.
Yeji'yi yakalayacakken gördüğü tanıdık yüzle durakladı Changbin. Yeji, Changbin'in artık peşinden gelmediğini ve neler olduğunu fark ettiğinde yanına yaklaştı ve elini tuttu.
Yeji'nin elini hafifçe sıkarken gözlerini Felix'den ayırmıyordu. Hyunjin'in, Felix'in yanına geldiğini gördüğünde başını eğdi.
"Changbin hyung bekle!" Changbin oradan uzaklaşmaya başlamışken arkasından gelen sesle durdu. Yeji'nin iki elini de kendi elinin üstüne kapattığını hissetti.
"Ben yarın Avustralya'ya dönüyorum. Gitmeden önce son bir kez sana sarılabilir miyim? Lütfen?" Changbin bir süre Felix'in gözlerine baktıktan sonra Yeji'nin elini bırakarak hiçbir şey demeden yanlarından ayrıldı.
"Felix sen ne yaptığını sanıyorsun? Neden beni orada tek bıraktın?"
"Kapa çeneni Hyunjin."
"Felix?"
"Yeji. Yarın uçağım saat üçte. İkide havaalanında olacağım. Changbin hyung'a söylersin değil mi?" Yeji belli belirsiz başını sallarken Felix Hyunjin'e döndü.
"Ve sen. Tanrım ben sana aşıktım. Ama sen bana yalan söyledin. Beni aldattın. Sana olan güvenimi yerle bir ettin. Ve ben o günden sonra neyi fark ettim biliyor musun Hyunjin? Sen yokken daha mutlu olduğumu. Senin gibi biri hayatımda yokken daha iyi olduğumu. Sana ikinci bir şans vermemin tek sebebi Changbin hyung'dan uzak durmaktı. Ama artık buna ihtiyacım yok. Numaramı sil ve mümkünse bir daha birbirimizi hiç görmeyelim."
"Sen beni kullandın mı?"
"En azından aldatmadım o açıdan bak." Felix konuşmayı bitirdikten sonra ortamı terk ettiğinde Hyunjin dolu gözleriyle Yeji'ye döndü.
"Bitti." Hyunjin'in ağzından çıkan tek kelime bu olmuştu. Yeji cevap verecek vakit bile bulamadan Hyunjin gitmişti. Tek başına dururken olayların nasıl bu hale geldiğini sorguluyordu Yeji.
✨✨✨
Felix havaalanında stresli bir şekilde ayağını yere vurup duruyordu. Changbin'in gelmeyeceğini biliyordu ama içinden bir ses ona beklemesini söylüyordu.
Telefonunu Changbin'e mesaj atmak için atmıştı ki görüş alanına giren tanıdık ayakkabılarla duraksadı. Yavaşça kafasını kaldırdığında Changbin'in mimik oynamayan yüzüyle karşısında durduğunu gördü.
"Ne söyleyeceksen çabuk söyle. Gitmem gereken bir yer var."
"Gitmen gereken bir yer olsaydı buraya gelmezdin." Yavaşça ayağa kalkarken fısıldadı Felix. Hafifçe gülümserken Changbin'in gözlerine baktı.
Felix, hiç beklemediği bir anda Changbin'i öptüğünde Changbin'in gözleri kocaman oldu. Geri çekilip Changbin'in kocaman açtığı gözlerine baktığında kırkırdadı Felix.
"Seni bilmem ama benim yetişmem gereken bir uçak var. Görüşürüz Binnie!" Felix, Changbin'in tepki vermesini beklemeden uzaklaşmaya başladığında onun arkasından bağırdığını duydu.
"Felix buraya gel! Bu ne demek!? Lee Felix!"
"Bence bunun ne demek olduğunu sen çok iyi biliyorsun hyung!"
Felix uçağa binmeden önce telefonunu çıkartarak Changbin'e mesaj attı. Telefonuna gelen mesaj sesini duyan Changbin telefonunu cebinden çıkarttı. Gelen mesajı okuduğunda gülümsemesini engelleyemedi. Havaalanından çıkıp eve gidene kadar Felix'in yazdığı o iki kelimeye baktı Changbin.
Seni seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Precious Sky
FanfictionFelix ömrünün sonuna kadar Hyunjin'i seveceğini düşünürdü. İlk ve son aşkının o olacağını. Felix'in bilmediği şey ise kaderin onun Hyunjin ile kalmasına izin vermeyeceğiydi. Hyunjin'in kuzeni Yeji'nin sevgilisi ise ilk görüşte Felix'e aşık olmuştu...