"Kapatmak üzereyiz!" Changbin uyumaya başlayan köpeklerin ortasında oturmuş, hesaplama yaparken müşterinin geldiğini belli eden zil çaldığında kafasını kaldırmadan cevap vermişti.
"İş teklifi için gelmiştim."
"Anlayamadım?" Changbin aklı karışmış bir şekilde başını kaldırdığında karşısında ona hafifçe gülümseyen sarışın genci buldu.
"Felix?"
"Merhaba hyung! Nasılsın? Uzun zaman oldu değil mi?"
"Bir yıl oldu Lix! Seni çok özledim!" Changbin hızla ayağa kalktı Felix'e sarılmak için. Ancak Felix'in yüzük parmağındaki yüzüğün gözüne çarpmasıyla durdu.
"Evlenmişsin galiba. Tebrik ederim." Changbin düşen yüzüyle yere bıraktığı kalem ve defteri alarak tezgahın arkasına geçtiğinde Felix hala gülümsüyordu.
"Sayılır. Aslında buraya da sevgilime yüzüğün diğer eşini vermek için gelmiştim. Burada olacağını söylemişti."
"Çalışanlarımdan biri mi?" Changbin'in tek kaşı istemsizce kalktı.
"Hayır. İşverenin kendisi."
"Ne? Dükkanın sahibi mi?"
"O da sen değil misin?" Changbin'in yüz ifadesine bakarken eğlendiğini hissetti Felix. "Seungmin bir de bana aptal derdi. Senden bahsediyorum Binnie. Yüzüğün eşini sana vermeye geldim. Bir yıl önce bana yaptığın iş teklifini kabul ettiğimi söylemeye geldim. Artık sonsuza kadar birlikte olacağımızı söylemeye geldim. Sana aşık olduğumu söylemeye geldim güneşim."
"Lix..."
"Ben senin gökyüzün isem sen de benim güneşimsin Binnie. Güneş olmadan gökyüzü olmaz çünkü. Koca bir karanlık olur güneş olmadan. Beni gökyüzü yapan sensin. Seni seviyorum." Felix tezgahın arkasına geçerken konuştu. Changbin uzun bir süre gözlerine baktıktan sonra onu öpmeye başladı.
Köpeklerden biri havlamaya başladığında gülerek Felix'den ayrıldı Changbin. Elini tuttu ve az önce oturduğu yere tekrar oturdu. Havlayan köpek Felix'in kucağına geldiğinde Changbin şok içinde onlara baktı.
"Seni sevdi!" Felix kocaman gülümseyerek kucağındaki köpekle oynarken başını salladı.
"Sen nasıl öğrendin benim burada olduğumu?"
"İçeride bir köstebeğim var diyelim."
"Ne? Kim? Bekle... Hyunjin mi? Ama neden?"
"Kendini hem sana hem bana affettirmesi gerekiyordu. Bunu kullandım."
"Seni seviyorum." Changbin uzun zamandır bu kadar fazla gülümsediğini hatırlamıyordu. Hala Felix'in gözlerine bakarken Felix'in yavaşça elini tuttuğunu ve avucuna bir şey koyduğunu hissetti.
Gözlerini Felix'den çekip avucundaki gümüş yüzüğe baktı Changbin. Yan yana dizilmiş güneş ve yıldızlara bakarken yüzüğün iç tarafına kazınmış yazı dikkatini çekti.
'Your sky♡'
"Burada da senin güneşin yazıyor. Bak." Changbin, Felix'in ona uzattığı yüzüğü eline alarak içine kazınan yazıya baktı.
'Your sun♡'
"Felix... Bunlar çok güzel."
"Ve bir de bu var." Cebinden çıkarttığı kolyeyi dikkatlice Changbin'in diğer eline bıraktı. "Senin bana yaptırdığın yıldızlı kolyenin güneşli versiyonu." Changbin elindeki kolyeye baktı, gözlerine yaşlar dolarken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Precious Sky
FanfictionFelix ömrünün sonuna kadar Hyunjin'i seveceğini düşünürdü. İlk ve son aşkının o olacağını. Felix'in bilmediği şey ise kaderin onun Hyunjin ile kalmasına izin vermeyeceğiydi. Hyunjin'in kuzeni Yeji'nin sevgilisi ise ilk görüşte Felix'e aşık olmuştu...