"Eve gidebilir miyiz artık?!"
"Sakin ol Jisung! Geldik zaten!" Seungmin koşarak evin kapısına gidip Jisung'un gelmesini bekledi. Jisung geldikten sonra kocaman gülümseyerek kapıyı açtı ve Jisung'un önce girmesine izin verdi.
"İyi ki doğdun Han Jisung!!" Jisung elinde pastayla ona yürüyen sevgilisini ve arkasında kocaman gülümseyen arkadaşlarını gördüğünde gözlerinin dolmasını engelleyemedi.
"Doğum günün kutlu olsun birtanem."Minho hafifçe gülümserken Jisung'un mumları üflemesini bekliyordu. Jisung gözlerini sıkıca kapatıp dileğini diledikten sonra mumları üfleyince Minho pastayı Jeongin'e vererek Jisung'un ona sarılması için kollarını açtı.
Jisung kollarını sıkıca Minho'nun boynuna sararken tuttuğu gözyaşlarının akmasına izin verdi. Minho Jisung'un boynuna belli belirsiz öpücükler bırakırken bir yandan da saçlarını okşuyordu.
"Minho... Bunu yapacağınızı tahmin etmiştim ama tanrım... Bu pastayı sen mi yaptın?" Jisung hafifçe geri çekilip Minho'nun gözlerine baktı.
"Evet. Kendi ellerimle yaptım. Sadece senin için." Minho omuzlarını dikleştirip gururla konuştuğunda odadakiler gülmeden duramadı. İkilinin diğerlerini fark etmesi de bu sayede olmuştu.
"Çocuklar!!" Jisung hızlıca diğerlerinin yanına giderek onlara tek tek sarılmıştı. "Çok teşekkür ederim. Bu arada ev sahiplerimiz nerede?"
"Arkandalar Ji." Jisung hızla arkasını dönüp koşarak onlara da sarıldı. "Size de çok teşekkür ederim. Ve Felix sen benimle geliyorsun."
"Hiç önemli değil Jisung." Hyunjin gülümseyerek cevap verdiğinde Jisung, Felix ile birlikte Minho'nun yanına geri gitti.
✨✨✨
Vakit gece yarısına gelirken Hyunjin filmi durdurup bir anda ayağa kalkmıştı. "Hadi göle gidelim!"
"Göl mü? Burada göl mü var!?" Hyunjin'in ardından Jeongin de hızla kalkmıştı.
"Jinnie önce film bitseydi."
"Filmi sonra bitiririz Lixie. Gidelim hadi lütfen lütfen lütfen!"
"Tamam! Öyle olsun." Hyunjin'in büzdüğü dudaklarına ufak bir öpücük bırakırken söylenmişti Felix.
"Ben Chris'e mesaj atmıştım zaten birazdan sizinle buluşur. Benim Felix ile ufak bir işim var size yetişiriz tamam mı?" Kollarını sıkıca Felix'in beline sarıp konuştu Hyunjin. Felix kafası karışmış bir şekilde ona bakıyordu. Ama diğerleri evden çıkana kadar bir şey demedi.
Diğerleri göle gitmek için çıktıktan sonra Felix konuşmak için Hyunjin'e dönmüştü. Ancak Hyunjin onun konuşmasına vakit bırakmayarak onu öpmeye başladı. Felix Hyunjin'in dudaklarını hissedince kollarını boynuna sararak gözlerini kapattı.
✨✨✨
"Doğum günün kutlu olsun sevgilim." Hyunjin kollarını sıkıca Felix'in beline sarıp boynunu öperken Felix karşısındaki manzaraya bakakalmıştı.
"Hyunjin... Bunu yapmana gerek yoktu... Gerçekten. Dün Jisung ile kutlamıştık zaten..."
"Ama ben sana özel bir şeyler yapmak istedim. Şimdi lütfen. Dilek tut ve mumları üfle."
Felix yavaşça gölün kenarındaki masaya yaklaştı. Masanın etrafında oturan arkadaşlarına bakarken gözlerinin dolduğunu hissetti. Bu gece daha özel olur diye beklemişti.
"Hey, Lix. Gel hadi." Onu çağıran Chris'in yanına otururken Hyunjin de diğer yanına oturmuştu. Hyunjin'in elini kendi elleri arasına alan Felix gözlerini sıkıca kapatarak dilek diledikten sonra mumları üflemişti.
"İyi ki doğdun Lixie." Felix'in yanağını öptü Hyunjin Felix mumları üfledikten sonra.
Bir süre sonra herkes konuşmaya daldığında Felix yavaşça masadan kalkarak gölün kıyısına gidip oturdu. Hafifçe esen rüzgar gölü dalgalandırırken sazlıklardaki hayvanların sesi duyuluyordu.
"Doğum günü çocuğu sıkılmış bakıyorum. Yıldızlar çok güzel değil mi?" Changbin yanına geldiğinde düşüncelerinden uzaklaştı Felix.
"Öyle..."
"Sorun ne Lix?"
"N-ne?"
"Bir sorun olduğu belli. Ne oldu?"
"Bugün benim doğum günüm. Doğru. Hyunjin böyle bir şey yaptığı için de mutluyum. Ama bugün bizim yıl dönümümüz. Bunun için de bir şeyler yapmasını beklerdim. Doğum günümü sizinle birlikte geçirdiğim için mutluyum yanlış anlamayın. Sadece..."
"Anladım Lix. Kendinizi zorlama. Belki sonrası için bir planı vardır? Olamaz mı?"
"Seungmin ile konuşmaya nasıl daldığını görmüyor musun? Sevgilisi benim. Bugün doğum günü olan benim ama o... Neyse boşver. Senin de canını sıktım boş yere."
"Hayır hayır böyle düşünme. Emin ol Yeji'nin arkadaşlarıyla yaptığı dedikodudan daha iyi. Eee? Bunu ona söyleyecek misin?"
"Hayır... Kendisinin hatırlamasını istiyorum."
"Peki sen nasıl istersen. Şarkı dinleyelim mi?" Cebinden çıkarttığı kulaklığın bir ucunu Felix'e uzatırken gülümsedi Changbin.
Dudaklarındaki ufak gülümsemeyle ona uzatılan kulaklığı alarak kulağına yerleştirdi ve Changbin'in açtığı şarkı eşliğinde gölü izlemeye devam etti.
✨✨✨
"Bebeğim. Bugün hoşuna gitti mi?" Hyunjin kollarını Felix'in beline sarıp boynunu öpmeye başlarken mırıldandı.
"Yorgunum Hyunjin. Uyumak istiyorum lütfen."
"Ama Lix~~"
"Hyunjin." Hyunjin yatakta doğrularak Felix'e baktı. Dalmış gibiydi ve bu Hyunjin'i korkutmuştu.
"Felix sorun ne?"
"Bugün ayın kaçı Hyunjin?" Felix yatakta dönerek Hyunjin ile yüz yüze durmalarını sağladı.
"15 Eylül bebeğim senin doğum günün." Bir süre durduktan sonra gözlerini kocaman açıldı. "Aman tanrım... Lix bebeğim çok özür dilerim. Çok özür dilerim çok özür dilerim çok özür dilerim. Doğum günün için hazırlık yaparken unutmuşum çok üzgünüm."
"Bu zamana kadar hiç unutmadın ama Hyunjin. Hem doğum günüm için hem de yıl dönümümüz için bir şeyler yaptın. Neden bu yıl? Neden şimdi Hyunjin?" Felix gözlerinin dolmasına engel olamazken konuşmuştu.
"Çok özür dilerim aman tanrım... Ne yapmak istersin? Ne olursa olsun söyle yapmaya çalışacağım. Hayır yapacağım. Sen yeter ki söyle bebeğim."
"Uyumak istiyorum. Sadece uyumak istiyorum Hyunjin. Tek başıma." Felix tekrar Hyunjin'e sırtını dönerken Hyunjin sadece izlemekle yetinmişti.
Sessizce "Özür dilerim." diyerek odadan çıktığında Felix tuttuğu gözyaşlarının düşmesine izin vermişti.
Hayırlı bayramlar🎉🎉
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Precious Sky
FanfictionFelix ömrünün sonuna kadar Hyunjin'i seveceğini düşünürdü. İlk ve son aşkının o olacağını. Felix'in bilmediği şey ise kaderin onun Hyunjin ile kalmasına izin vermeyeceğiydi. Hyunjin'in kuzeni Yeji'nin sevgilisi ise ilk görüşte Felix'e aşık olmuştu...