16.Bölüm

4.9K 336 71
                                    

Apartmanımızın değerli sevenleri koltuklarınızda yerinizi alın. 

BİZ GELDİK!

''Biraz da diğer tarafa sür.'' 

Elimi daldırdığım yoğurt kovasına ağlayacakmış gibi bakıyordum. Ne vardı ten rengim değişecek diye o güneşin altında kalmaya? O kadar para verip aldığı kremlerde bir işe yaramamış çözümü geleneksel yöntemlere bırakmıştı, çok sevgili ablam.

''Kız oradaki kancıklar nasıl bakıyordu ama bizim çocuklara? Hadi Rüzgar neyse de Aran'a dikkat et.'' dediği an duyduğum isimle kaşlarımı çatmıştım. Neyine dikkat edecektim ben onun! Gidip istediğini yapmakta özgürdü! Hışımla elimi yoğurt kovasına daldırıp elime aldığım yoğurdu ablamın sırtına yapıştırdığım da, hızımı alamamış olmalıyım ki yükselen tiz çığlıkla yerimden sıçradım.

''KIZ ANNE YAKTI BU BENİ KOŞ!''

''Allah yakmasın abla hadi hadi. Hiç bir şeyin yok dana gibisin iki güne geçer.''

Dalgınca kalktığım yere kovayı bırakıp banyoya doğru ilerledim. Ellerimi yıkarken kafamı kaldırıp aynaya baktım. Karşımda gördüğüm yüz bana ait değil gibiydi. Aran'ı  dün sarf ettiğim sözlerden sonra  hiç görmemiştim. Fazla ileri gidip gitmediğimi bilmiyordum. Tuhaf... İlk defa bir konuda her zaman ki gibi kendimi tamamen haklı çıkaramıyordum. İstediğim tek şey hayatımdan çıkıp gitmesiydi. Tıpkı Amerika'ya gittiği gibi. Bir gün aniden çekip gitmesini istiyordum... Havluyla elimi kurularken düne kadar parmağımda olan yüzüğün şimdi bıraktığı boşluğa takılmıştı gözlerim. Yüzüğü soran aileme denizde kaybettiğimi söylediğimde inanmamış olacak ki ablam tüm gece başımdan ayrılmamıştı. Beni soru yağmurundan kurtaran ise asla tahmin edemeyeceğim kişi yani Aran olmuştu. Az kalsın boğulacağımı o esnada elinden çekiştirirken çıkmış olabileceğini söyleyerek dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştı. O tüm bunları söylerken bakışları bir an olsun bana yönelmiyordu. Sanki bakmamak için yemin etmiş gibi kıza ve öz cevaplarla o günü bitirmişti. Tam da istediğim gibi beni görmezden geliyor olması içimi rahatlatmaktan ziyade daha da huzursuz etmişti. İçinde bulunduğum durumun tek sorumlusu Aran'dı!  Çalan zille birlikte ablamın seslenmesi bir olmuştu. Ayakta olan bendim tabii ki de kapıyı ben açacaktım! 

''Mahmut?'' 

''Abla iki dakika gireyim mi?'' diye sordu masumca. Onu affetmeye niyetim yoktu.

''Evde erkek yok ne diye alayım seni içeri be?''

''Ya abla ben 12 yaşımdayım abartma ya! Başka bahanen yok mu?''

''Geç içeri geveze! Baştan söylüyorum, beni nasıl sattığını her ayrıntısına kadar anlatacaksın. Yoksa bunun bir daha geri dönüşü olmaz Mahmut!'' 

Mahmut'un anlattıkları beni büyük bir sinir harbinin içine sürüklerken sakin olmaya kararlıydım. Ani tepki göstermeyecektim. Madem onlar arkamdan yavaş yavaş yapmışlardı planlarını. Bende onlar için özenle seçtiğim ve hazırladığım intikam yemeklerini koyacaktım önlerine...

2 Hafta Sonra

Elime aldığım kalemle saatlerdir kağıdın üzerine yazdığım isimleri karalıyordum. Delirmiş miydim? Evet! Beni delirtenlerin yanına bırakacak mıydım? Hayır! Tepeden topladığım saçlarıma elimdeki kalemi geçirdikten sonra ayağa kalkarak odanın içerisinde bir ileri bir geri gitmeye başladım. İntikam çanları çalmaya başlamıştı. Beni içinde bulunduğum duruma sokan herkesten tek tek hesap soracaktım. Kağıdı havaya kaldırarak listenin başındaki isme baktım.

-Aysel Teyze 

Bilinen Takma Adı: Dedikodu Kazanı

53 yaşında ve dul. 

ARANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin