five

9.7K 686 265
                                    

-"Jungkook, iyi misin? Garipsin bugün." Jungkook sessizdi ve düşünceli görünüyordu. "İyiyim hyung. Yorgunum biraz." Namjoon başıyla onaylayıp mutfaktaki kahvaltı hazırlayan Jin'in yanına gitti.

Kahvaltı hazırlandığında üyeler sofraya geçmişti. Woon aşağı indiğinde Jin sofraya gelmesini söylemişti. "Yoongi nerede?" Hoseok sorduğunda Woon bilmediğini söyledi. Ardından başını aşağı eğerek merdivenlerden inen Yoongi ile Hoseok ona seslendi. "Yoongi,hadi gel." Woon Yoongi'nin bir şey demesine izin vermeden araya girdi. "O tek başına yemeyi seviyor."

Woon'un söylediğiyle herkes Yoongi'ye bakmıştı. Yoongi bunu fark ettiğinde hemen arkasını dönerek koltuğa oturmuştu.

-"Yoongi hep böyle midir?" Jimin dayanamayarak sormuştu. "Nasıl?" Jae sorduğunda Jimin biraz düşündü. "Yani sessiz. Bizimle pek iletişim kurmuyor. Hep ayrı takılıyor. Bizi mi sevmedi yoksa hep mi böyle?" Jae omuz silkti. "O hep böyledir."

Woon onu reddetti. "Hayır. Dün Jungkook ile gayet iyi bir iletişim kuruyor gibi gözüküyordu." Herkesin şaşkın bakışları Jungkook'u bulmuştu. "Ne? Konuşamaz mıyım onunla?" Jungkook göz devirerek yemeğini yemeye devam etti. Yoongi ile konuşması gereken bir konu vardı. Bu yüzden biraz acele etti.

Jungkook yemeğini yemiş, koltukta oturan Yoongi'nin yanına ilerlemişti. Yanına oturduğunda Yoongi kafasını aşağı eğmişti. "Yoongi." Yoongi ona bakmadan 'hm' ladı. Jungkook yüzünü görmek için one eğildiğinde Yoongi kafasını diğer tarafa çevirmişti. Bu, Jungkook'un garibine gitmişti.

-"Neden yüzüme bakmıyorsun?" Jungkook merakla sorduğunda cevap alamamıştı. Kendisine çevirmek için Yoongi'nin çenesinden tuttu. Yoongi engel olmaya çalışsa bile gücü yetmemişti.

Yüzü Jungkook'a döndüğünde Jungkook gördüğü yüz ile irisleri büyümüş, bağırmıştı. "Aman Tanrım!" Jungkook'un sesini duyan üyeler yanına gittiklerinde gördükleri manzara iç açıcı değildi. Yoongi'nin kaşı ve dudağı patlamıştı. Yüzünde de çizikler vardı. "Tanrım! Bunlar ne böyle?! Nasıl oldu bunlar?!" Namjoon endişeyle konuştuğunda Yoongi cevap vermedi.

Namjoon telefonunu çıkardığında Yoongi onu engellemişti. "Hayır. Bang PD'ye söylememeliyiz." Taehyung onayladı. "Hayranlar öğrenirse hiç iyi olmaz. Doğru söylüyor. Bunu kim yaptı sana? Bize söyle ki sana yardım edelim." Yoongi sinirle ayağa kalktı. "Bana hiçbiriniz yardım edemez." Hızla odasına gittiğinde üyeler üzgünce arkasından bakmıştı.

Hwang, Woon'u köşeye çekti ve fısıldadı. "Sen mi yaptın?" Woon başıyla onayladığında Hwang ofladı. "Üyelerin göreceğini hiç düşünmedin mi? Of! Aptalsın." Woon omuz silkti. "Kaşınmasaydı ona. Hem çok güzel bir şey var elimde. Birazdan odaya gel göstereyim." Hwang onayladı ve diğerlerinin yanına geçti.

Woon odasına gittiğinde bir kaç dakika sonra Hwang da peşinden gitmişti. "Ne göstereceksin?" Woon telefonunu eline aldı. Telefonunu Hwang'a çevirdiğinde Hwang'ın gözleri büyümüştü. "Aman Tanrım! Ne yapıyorlar onlar?!"

Woon telefonunu kitledi ve yatağa koydu. "Hiçbir şey. Konuşuyorlar yalnızca. Kamera açısı." Yoongi odaya girdiğinde ikisinin de bakışları onu bulmuştu. "Gel." Woon Hwang'a gelmesi için işaret yaptı ve odadan çıktı. Hwang da peşinden gittiğinde Yoongi yatağına oturdu.

Bir süre sonra kapısı tıklandı ve içeri Jihoon girdi. Yoongi oturması için yana kaydığında Jihoon gülümsedi ve yanına oturdu. "Hyung, nasıl oldu? Woon hyung mu yaptı?" Yoongi başıyla onayladığında Jihoon küçük kutudan bir kaç şey çıkartmıştı.

Yoongi onun elindeki pansuman malzemelerini gördüğünde iç çekti. "Bana dön hyung." Yoongi ona doğru döndüğünde Jihoon elindeki tentürdiyotu yaralarına sürmeye başladı.

Son olarak yara bandı yapıştırdığında Yoongi teşekkür etti. "Hyung,soruna cevap vereceğim." Yoongi ona anlamazca baktığında Jihoon açıklama gereği duydu. "Bana neden diğerleri gibi davranmadığımı sormuştun." Yoongi başıyla onayladı.

Jihoon gülümsedi. "Çünkü ben diğerleri gibi değilim. Ortaokulda ve lisede ben de zorbalık görmüştüm. Bu duyguyu çok iyi biliyorum ve sana yaşatmak istemiyorum. Çünkü senin bir suçun yok. Sen hiçbir şey yapmadın."

Yoongi burukça gülümsedi. "Sanki bana hiç kötü davranmamış gibi konuşuyorsun." Jihoon'un gülümsemesi solmuştu. "Sadece bir süredir böylesin." Jihoon bir süre sustu. "Bak,sana isteyerek öyle davranmıyordum. Woon hyung beni zorluyordu. Sen ve diğerleri arasında seçim yapmamı istedi."

Yoongi şaşkınlığı engelleyemedi. "Ne?" Jihoon derin bir nefes aldı. "Eğer seni seçersem, bana da sana davrandıkları gibi davranacaklardı. Yapacak bir şeyim yoktu. Üzgünüm." Yoongi cevap vermedi, başını eğdi. "Çıkar mısın? Uyuyacağım." Jihoon ilk şaşırmış, sonra da onaylayıp odadan çıkmıştı.

~

-"Uyudun mu?" Yoongi tam uykuya dalacakken duyduğu sesle gözlerini devirdi. "Hayır." Jungkook gülümsedi ve içeri girdi. Yoongi oturur pozisyona geldi ve Jungkook'a baktı. "Ne oldu?" Jungkook da yanına oturduğunda üstündeki yorganı kenara çekti.

Jungkook bir anda ona yaklaşmış, eliyle saçını düzeltmişti. Yoongi'nin gözleri büyümüş, kalbi hızlanmıştı. Neden böyle olduğunu çözememişti. "Bana bir sözün vardı." Yoongi ofladı. "Çok acelecisin. Daha yeni verdim o sözü."

Jungkook gülümsedi. "Ama ben şimdi istiyorum. Baksana sivilcelerim çıktı." Yoongi kıkırdadı ve başıyla onayladı. "Tamam. Bekle." Yoongi ayağa kalkacakken odaya giren Woon ile duraksadı. Woon ikisine baktı ve yatağına geçti.

Yoongi banyoya gittiğinde Jungkook da peşinden gitti. "Benim odama gidelim. Woon hyung rahatsız olabilir." Yoongi o görmese bile göz devirdi. Onaylar bir ses çıkardı ve eşyaları alarak banyodan çıktı.

Jungkook'un odasına geldiklerinde Jungkook yatağına oturdu. Yoongi de karşısına oturdu. "Bunu ilk kez sana söylüyorum. Değerini bil." Jungkook kıkırdadı ve Yoongi'nin yaptıklarını dikkatlice izledi. "Karışım hazır. Şimdi bunu sürmeden önce yüzüne krem sürmelisin."

Jungkook başıyla onayladı ve banyoya gidip kremini aldı. Yüzüne sürdüğünde geri gitti. Yoongi elindeki fırçayı karışımına batırdı ve Jungkook'un yüzüne sürmeye başladı.

-"Çok güzel kokuyor. Vanilya ve çilek gibi." Yoongi anlamazca ona baktı ve karışımı kokladı. "Bunun bir kokusu yok ki."

Jungkook kendisi de kokladığında koku alamamıştı. "Cidden yok. Ama vanilya ve çilek kokusu alıyorum!" Jungkook bir anda Yoongi'nin boynuna yaklaşmış,koklamıştı. Yoongi'nin yine kalbi hızlanırken Jungkook geri çekildi ve kıkırdadı. "Senden geliyormuş o koku."

Yoongi boğazını temizledi ve sürmeye devam etti. "Bitti. 10 dakika sonra temizle. Sonra da yüzüne sıcak havlu tutmalısın." Jungkook başıyla onayladı ve teşekkür etti. Ardından ayağa kalktı ve dolaba ilerledi. "Ne dersin?" Yoongi bakışlarını ona çevirdiğinde elindeki oyun konsollarını görmüştü. Gülümsedi ve başıyla onayladı ve yanına gitti.

-"Bence biz odaları değiştirelim." Yoongi bakışlarını ekrandan çekti ve Jungkook'a baktı. "Diyorum ki Woon yerine benimle kal. Ben kazandım!" Yoongi ekrana bakmadığı için kaybetmişti. "Ama ya! Saymam ben bunu." Jungkook ona dil çıkarmış ve yeni oyun açmıştı. "Beni asla yenemezsin."

-bölüm sonu-

bu bölüm saçma oldu sanki...

don't hurt me | yoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin