geç geldiği için üzgünüm. yetişemiyorum pek.
yine kontrol edemedim umarım hata yoktur...
iyi okumalar ♡♡
-
-"Dediklerin doğru mu?" Jae hızla başını aşağı yukarı salladı ve sahte gözyaşlarını akıtmaya devam etti. "Evet. Herkes gördü! O tam bir canavar!" Bay Bang bakışlarını Yoongi'ye çevirdi. "Eve geldiğimde Jae beni sıkıştırdı. Cebinden bıçak çıkarttı. Kendimi korumak için ona vurdum!" Hoseok ayağa kalkmış ve Yoongi'yi sertçe göğsünden ittirmişti.
-"Bu yalana kim inanır?! Bıçakmış. Hah!" Yoongi iç çekmiş ve Bay Bang'a bakmıştı. "Yoongi. Yalan söylemiyorsun, değil mi?" Yoongi sinirle oflamıştı. "Yalan söylemiyorum. Fırlattığı bıçak bacağımı sıyırdı." Yoongi bacağındaki yarayı göstermişti. "Ama etrafta hiç bıçak yoktu. Elinde veya oralarda bıçak olurdu elbet."
Bay Bang elleriyle başına masaj yapmıştı. "Şimdilik çıkabilirsiniz. Daha sonra detaylıca konuşacağız bu konuyu. Yoongi senin için ayrı bir ev ayarladım. Artık orada kalacaksın." Yoongi şaşkınca Bay Bang'a bakmıştı. "T-tek başıma mı kalacağım?" Bay Bang başıyla onaylamıştı. Yoongi umutsuzca başını eğmişti. "Adres mesaj olarak gelecek."
Şirketten çıktıklarında arabaya yönelmişlerdi. "Üzgünüm. Bir kişilik daha yerimiz artık yok." Woon alayla konuşup kapıyı kapattığında Yoongi iç çekip arkalarından bakmıştı. Telefonunu açıp adrese bakmıştı. "Sanırım yürümeliyim." Yol tarifini açıp adrese doğru yürümeye başlamıştı.
Yaklaşık yarım saat sonra adrese varmıştı. Aşırı derecede yorulmuştu ve ayakları ağrıyordu. Önündeki iki katlı eve baktı. Şimdiden tüyleri diken diken olmuştu.
Eve ilerledi ve içeri girdi. Ardından odasını buldu ve içeri girip kapıyı kapattı. "Keşke tek katlı olsaydı..." Odasına çoktan getirilmiş bavulunu açtı ve kıyafetlerini yerleştirmeye başladı.
~
Yoongi son çıkardıkları şarkının dansına çalışırken birden elektrikler gitmişti. Şaşkınlıkla etrafa bakınırken zar zor müziği kapatmıştı. Telefonunu masadan bulup fenerini yaktı.
Odadan çıktığında elektrikler gelmişti. Anlamazca etrafa bakıyordu. Salona ilerleyip ışığı açmıştı. Televizyonu da açıp sesini yükseltmişti. Biraz da olsa rahatlamıştı.
Kanepede oturmuş, boş boş televizyon izlerken evin bir odasından gelen tıkırtı sesiyle korkuyla ayağa kalkmıştı. Sesin geldiği odaya ilerlerken oldukça korkuyordu. "K-kim var orada?" Bu sefer de diğer taraftan ses gelince iyice korkmuş, koşarak odasına girmişti. "Tanrım!" Kapıyı kapatmış ve perdeleri çekmişti.
Tekrardan ev karanlığa büründüğünde Yoongi hızla telefonunu çıkarmış Bay Joon'u aramıştı. Ancak telefon yine açılmamıştı. Jungkook'un ismini gördüğünde arayıp aramamak arasında kalmıştı. Ama denemekte fayda vardı.
Telefon bir kaç çalıştan sonra açılmıştı. "Alo? Ş-şey...ben rahatsız ettiğim için üzgünüm ama evde çok garip şeyler oluyor. Çok korkuyorum. G-gelemez misin?" Jungkook'tan olumsuz cevap alınca içindeki ağlama isteğini bastıramamıştı.
-"A-ama...ah, peki iyi gecel-" Telefonunun kapanma sesi gelince hızla kulağından çekmiş, umutsuzca şarjı biten telefonuna bakmıştı.
Yatağına oturmuş ve ışıkların gelmesini beklemişti. Bu sırada da tıkırtı sesleri gelmeye devam ediyordu. Dizlerini kendine doğru çekmişti. Nefes alış verişleri hızlanmıştı.
Bir süre sonra odasının kapısı büyük bir gürültüyle açılmıştı. Yoongi korkuyla çığlık atarken bedenine dolanan kolları hissetmişti. "Benim. Sakin ol." Tanıdık ses kulağına ulaştığında kapattığı gözlerini açmıştı.
Elektrikler gelmiş, karanlık olan oda aydınlanmıştı. "Gelmeyeceğini söylemiştin." Jungkook baş parmaklarıyla Yoongi'nin yanağındaki gözyaşlarını sildi. "Aslında gelmek istemiştim ama o sıra yanımda üyeler vardı. Hayır dememi söylediler. Telefon birden kapanınca endişelendim. Bir şey oldu sandım. Hemen geldim." Yoongi iç çekti ve başıyla onayladı.
-"Ne olduğunu anlat bakalım." Yoongi onaylar bir ses çıkardı. "Dans çalışıyordum. Tıkırtı sesleri geldi ve elektrikler gidip geldi." Jungkook Yoongi'yi rahatlatmak için saçlarını okşamaya başlamıştı. "Jae veya Woon'un işidir. Evde yoklardı zaten. Bir şey yok merak etme." Yoongi başıyla onaylamış ve kafasını göğsüne yaslamıştı.
-"Yine de bugünlük benimle kalamaz mısın? Sadece bir gün. Yarın erkenden gidebilirsin. Ya da ben uyuduktan sonra." Jungkook biraz düşünmüş, ardından yatar pozisyona gelerek cevabını belirtmişti. Yoongi de hafif bir gülümseme sunmuş, aynı şekilde yatmıştı.
~
3 gün sonra
-"Bir gün bu şirkete adım dahi atamayacaksın. Her şey yayılacak. Değil mi ?" Jae, bakışlarını Yoongi'den çekip yanındaki Taehyung'a bakmıştı. Taehyung cevap vermemeyi seçmiş, Bay Bang'ın odasına ilerleyen Yoongi'ye bakmıştı.
Yoongi odaya girdiğinde Bay Bang'ı selamlamıştı. "Evet, Yoongi?" Yoongi elindeki kağıdı Bay Bang'ın masasına koymuştu. Bay Bang önündeki kağıda anlamazca bakarken Yoongi oldukça telaşlıydı. "Ne yani kariyerine son mu vereceksin? İdol olmayı çok istiyordun. Bir olay için mi vazgeçiyorsun hayallerinden?"
Yoongi hafifçe gülümsedi. "Sadece bir olay değil. Bilmediğiniz bir sürü şey yaşadım. Benim hayalim idol olup mutlu olmaktı. Mutluymuş gibi gözükmek değil." Bay Bang Yoongi'ye anlamazca bakıyordu. "Mutlu değil misin? Seni üzen bir şeyler mi oldu?" Yoongi iç çekti. "En başında size söylemem gereken ama söylemediğim şeyler oldu. Artık idol olmayacağıma göre size rahatça anlatabilirim. Bir kaybım olmayacak."
Bay Bang boğazını temizledi ve başıyla onayladı. "Grup üyeleri tarafından zorbalık görüyorum." Bay Bang'ın irisleri büyümüştü. "Staj döneminde Ji Sung'a zorbalık yapıyorlardı. Ji Sung'u koruyayım derken takas ettiler. Yani, artık Ji Sung zorbalık görmeyecekti. Onun yerine ben acı çekecektim. Ama bunun olmasının sebebi benim."
Yoongi derin nefes aldı ve devam etti. "Ji Sung intihar ettikten sonra bu devam etti. Çıkış yaptık, devam etti. Sürekli bana sataşıyorlardı. Sinirlerini benden çıkarıyorlardı. Sonra yurtlar birleşti. Kurtuldum sandım ama yanılmışım. Devam ettiler. Kimseye yüzümdeki morlukları açıklayamadım. Hep yalan söyledim. Korktum. Ji Sung gibi olmak istemedim. Kimseyle bir araya gelmek istemiyordum. Sadece mutlu olmak istedim. Grup arkadaşlarımla beraber eğlenmek, gülmek." Yoongi burnundaki sızıyla ağladığını anlamıştı.
-"Durmaya niyetleri yoktu. Hâlâ da yok. Jae, Taehyung'u ondan almaya çalıştığımı sanıyordu. Sinirlenmiş olmalı ki, o gün ilk defa bıçakla geldi. Ölümle yüzyüzeydim. Yapabileceğim en mantıklı şeyi yaptım. O sırada da herkes gördü. Sebebini bile dinlemediler. Bu yüzden her zamanki gibi suçlu konumuna düştüm. Bunu kendime ceza olarak adlandırıyorum. Jihoon'u dinleyip, şikayet etmeliydim. Ama sanırım her şey için çok geç."
Bay Bang yerinden kalkıp Yoongi'ye sarılmıştı. "Bu kadar mutsuz olduğunu, acı çektiğini söylemeliydin!" Yoongi eliyle ıslak yanaklarını sildi. "Bana inanıyor musunuz? Görsel bir kanıt yok." Bay Bang içten bir gülümseme sundu. "Sana inanıyorum tabii." Bay Bang yerine geri oturmuştu. "Şirketten ayrılmana izin veremem ama gruptan ayrılmana izin verebilirim."
Yoongi omuzlarını düşürmüştü. "Diğer üyeleri ben halledeceğim. Onlarla özel olarak konuşacağım." Yoongi eğdiği başını yukarı kaldırıp Bay Bang'a bakmıştı.
-"Sen ise, solo çıkış yap Yoongi. İdol olman için bir grupta olman gerekmiyor."
-bölüm sonu-
umarım bölüm hoşunuza gitmiştir♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
don't hurt me | yoonkook
FanfictionMin Yoongi, grup üyeleri tarafından sevilmiyordu. #3|yoonkook