Cem, Buse ve İrem'in aileleri hastaneye gelmişti. diyaloğu yazılamayacak kadar karışık bir an yaşandı tüm anne babalar çocuklarını görür görmez nasılsın? İyimisin? Gibi bir ton soru sordular. Çocuklar da haliyle anlatmak zorunda kaldılar, olan biten her şeyi anlattıktan sonra aileler Weise'nin durumunu detaylı öğrenmek için doktorun yanına gittiler.
"Doktor bey, Weise'nin durumu nasıl? Çocuklar bir şeyler anlattılar ama biz bir de sizden duyalım istedik."
"Otobüsün en arkasında oturduğu için iki koltuk arasında sıkışmıştı, ekipler koltuğu sökerek çıkardılar. İç organlarında hayati risk taşıyan hasarlar var. göğüs kafesinde üç çatlak bir kırık ve omurgasında da bazı hasarlar var şu an tam bir şey söylemek mümkün değil ama siz yine de her ihtimale karşı hazırlıklı olun."
Cem'in babası kendini çok kötü hissettiği için kenardaki koltuğa oturdu bir an bayılacak gibi hissetti. İrem ve Buse'nin anneleri gözyaşlarını tutamadılar. hep birlikte çocukların yanına gidip yoğun bakım odasının samından Weise'ye baktılar...
Cem aşağı kata inip Mert'in yanına oturdu.
"Mert siz gidebilirsiniz abi beklemenize gerek yok, herkesi beklettik burada kusura bakma."
"Oğlum ne kusuru ya saçmalama. Ben söylerim bizim çocuklara toparlanırlar birazdan."
"Film biraz gecikecek ama istersen ben görüntüleri vereyim sana başka birini bulup kurgusunu yaptırırsınız."
"Hayır hayır, ben Weise'nin uyanıp filmi kurgulayacağına inanıyorum."
İkisinin de gözleri doldu, gülümseyip birbirlerine sarıldılar.
"Her şey için sağol Cem."
"Önemli değil, sen de sağol." (Burnunu çekerek gözlerini koluna sildi)
"Bir şey lazım olursa mutlaka ara, haber ver."
"Eyvallah."
Mert ve ekibi bir iki saat sonra toparlanıp gittiler.
*Ertesi gün.
Herkes kantinde oturuyordu. İrem hariç. O hala Weise'nin başındaydı...
Doktor, İrem'in yanına geldi.
"Ailen nerede kızım senin?"
"Kantinde oturuyorlar, gelirler birazdan. Bir sorun mu var?"
"Yok sorun yok, Weise'yi ameliyata alacağız onun için görüşmem gerekiyor."
"Kötü bir şey mi oldu lütfen söyleyin." (İrem'in gözleri dolmuştu.)
"Hayır kötü bir şey olmadı. Weise böyle uyuyarak iyileşemez değil mi? Onu ameliyat etmemiz gerekiyor. Geldiklerinde ailene söyle acilen beni bulsunlar olur mu?"
"Tamam."
Doktor kalkar kalkmaz, İrem Babasını aradı.
"Alo baba."
"İrem, efendim kızım bir şey mi oldu."
"Doktor geldi biraz önce, Weise'yi ameliyata alacaklarmış."
"Tamam kızım geliyoruz biz hemen."
***
"Ne olmuş, ne dedi İrem"
"Weise'yi ameliyata alacaklarmış. Hadi hızlı olun."
İrem endişeyle yoğun bakımın önünde beklerken, diğerleri de hızla oraya geldiler.
"Doktor nerede İrem?"
"Odasındadır herhalde, Akif bey beni bulsun dedi."
"Tamam ben gidip konuşayım o zaman."
Akif, durum hakkında konuşmak için doktorun odasına gitti.
"Hah Akif bey ben de sizi bekliyordum, buyurun oturun şöyle."
"İrem ameliyattan falan bahsetti ama hocam doğru mu?"
"Doğru, evet sizi bunun için çağırdım."
"Ne ameliyatı peki bu."
"Kritik bir ameliyat, göğüs kafesi ve iç organlarını tedavi edeceğiz ama en kritik nokta omurgası, omurgasına platin takılacak bu operasyon biraz riskli. Felç riski taşıyor o yüzden ameliyata izin verdiğinize dair bir belge imzalamanız gerekli."
"Doktor bey bu ameliyatın kötü geçme ihtimali ne kadar peki."
"Size tam bir sonuç söyleyemesem de hastamız genç olduğu için risk biraz daha az yaşlı olsa kaldıramayabilirdi ayrıca genç olduğu için iyileşme süreci de hızlı olcaktır."
"Ne zaman yapacaksınız peki."
"Belgeyi şu an imzalarsanız bir saat içinde ameliyata alacağız."
"Bakın doktor bey, Weise güçlü bir çocuktur. Ailesini kaybeden diğer çocukların aksine yaşam sevincini hiç yitirmedi. Kaybedecek bir şeyi yok ama bizim var. O yüzden lütfen elinizden geleni yapın."
Akif bey gözyaşları içinde kağıdı imzalayıp odadan çıktı. Diğerlerinin yanına döndü.
"Akif ne oldu? Ne konuştunuz."
"Riskli bir ameliyatmış bu yüzden bir belge imzalamamı istediler."
"Nasıl yani riskli derken?"
"Omurgasına platin takılacakmış, felç olma riski varmış ama genç olduğu için bu risk daha azmış."
"Ne yaptın imzaladın mı?"
"Evet."
"Ne zaman yapacaklarmış ameliyatı?"
"Bir saat sonra."
***
Herkes, birden ayağa kalktı. Doktor yanında birkaç kişi ve sedyeyle geliyordu.
"Akif bey ameliyathane hazır, şimdi Weise'yi ameliyata alıyoruz."
"Lütfen iyileştirin onu doktor bey."
"Elimizden geleni yapacağız."
Weise'yi alıp sedyeye koydular ve sarsmadan ameliyathaneye götürdüler. İrem, Buse ve Cem ameliyathanenin girişine kadar Weise'yle gittiler. Ve o bekleme süreci başladı...
Hikayeye destek olmak için sol alttan oylamayı unutmayın. Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yorumlarda belirtebilir ve bu kitabı beraber okumak istediğin arkadaşlarına önerebilirsin.
Bölüm şarkısı medyada iyi dinlemeler...
