Bölüm 14

49 15 13
                                    

Weise bir ağaca yaslanmış, acı içinde yardım gelmesini bekliyordu. Cem ise otel yönetimiyle konuşup ilk yardım bilen bir kişiyi yanına almıştı. Bahçeye döndüğünde gruptaki herkesin bahçede olduğunu gördü. İrem Cem'i görünce hemen yanına koştu.

"Cem doğru mu bu söylenenler?"

Cem başını yukarı aşağı sallayarak onayladı.

"Maalesef doğru."

İrem'in gözleri dolmuştu, ama ağlamadı kendini tuttu ve Cem'in arkasından gitti. Hep birlikte toplandılar, Cem herkese durmu hızlıca anlattı ve şunları söyledi;

"Evet, şimdi üç gruba ayrılıyoruz ve ormanda bağırarak Weise'yi arıyoruz. Hadi."

Her bir grup ormanın farklı tarafından giderek Weise'yi aramaya başladı. Hepsi birlikte bağırıyor, sonra susup cevap gelip gelmediğini kontrol ediyordu.

"Weisee!" (Bağırarak)
...

"Weisee!" (Bağırarak)
...

Weise durduğu yerde irkildi. Ormandan bazı sesler duyuyordu, kendisini kurtarmaya geldiklerini anladı ve bağırmaya başladı.

"Burdayıı... Öhöhö, burdayıım!"

Cem birden durdu.

"Durun dinleyin."

Herkes çıt bile çıkarmadan dinliyordu.

"Burdayım."

"Weise bu. Ses şu taraftan geliyo koşun hadi."

Herkes sesin geldiği yöne doğru koşar adımlarla gitmeye başladı. İrem en önden gidiyordu Cem'in de önüne geçmişti. Uçurum gibi bir yere geldi ve aşağı baktı. Weise oradaydı, arkasına dönüp gruba işaret etti.

"Koşun, burda hadi çabuk!"

Bir ağaca ip bağlayıp önden sağlık görevlisi arkasından Cem onun arkasından İrem aşağı indiler. Önce sağlık görevlisi Weise'yi muayene etti.

"Çocuklar dikkat edin, omzu çıkmış ama sadece omzu çıksa bu kadar acı çekmezdi sanırım kolunda kırık veya incinme var. Gelin dikkatlice ayağa kaldıralım, hadi."

Çok dikkatli şekilde Weise'yi ayağa kaldırdılar. Cem, Weise'yi belinden iple bağlayıp koluna girerek yavaşça yukarı çıkardı.

"Beyler yukardan yavaşça çekin."
"Dikkatli olun."

Yukardakiler ipi yavaşça çekerek Weise'yi yukarı çıkardılar. Ardından Cem aşağıdaki ekipmanları toparlayıp yukarı çıktı ve İrem'i yukarı çekti. Son olarak da ilkyardım görevlisinin yukarı çıkarılmasıyla kurtarma görevi sona erdi. Cem Weise'ye dönüp,

"Abi nasıl oldu bu ya, nasıl düştün buraya?"

Weise cevap vermek istedi ama öksürmekten konuşamadı.

"Tamam tamam zorlama gidince anlatırsın."

İrem Weise'nin koluna girdi ve yürümeye başladılar. Cem diğer grupları arayıp Weise'yi bulduklarını söyledi.

"İrem."
"Efendim"
"Ben, şey..."
"Ney?"
"Çok teşekkür ederim."
"Bu teşekkür edilecek bir şey değil saçmalama."
"Peki, öyle olsun."

İkisi de birbirine bakıp güldüler. Weise yol boyunca acısını unutmuştu sanki...

Otele vardıklarında otelin önünde bir ambulans bekliyordu. Weise'yi ambulansa bindirdiler, İrem de Weise'yle birlikte ambulansa bindi. Hastanede muayenenin ardından doktor, Weise'nin omzunu yerine tekrar oturttu ve kolunu alçıya aldılar. Hastaneden çıkıp İrem'le birlikte bir kafede oturdular.

"Nasıl şu an acıyor mu?"
"Şu an pek bir ağrı yok ama kolumu yerine geri takarken çok kötüydü."
"Biliyorum sesleri duydum."

İkisi de gülmeye başladılar. Keyifli bir yarım saatin ardından kafeden çıkıp otele dönmek için taksiye bindiler...

Buse'yle Cem bahçede takılıyordu.

"Aşkım ben İrem'i arayacağım ne yapmışlar bir sorayım."
"Aa aynen ara bakalım."

İrem'in telefonu çalmaya başladı.

"Aa Buse arıyor."
"E merak etmişlerdir tabi. Neyse aç hadi."

"Alo, İrem."
"Efendim."
"Ne yaptınız? Neredesiniz?"
"Hastanede Weise'nin kolunu alçıya aldılar, şimdi taksideyiz geliyoruz beş dakikaya."

Buse telefonla konuşurken Cem,

"Ne olmus iyimiymiş? Ne yapmışlar? Neredelermiş?"

Gibi sorular sorarak Buse'yi delirtmeyi başarıyor.

"Tamam İrem kapatıyorum ben."
"Tamam görüşürüz."

Buse Cem'e dönerek,

"Weise'nin kolunu alçıya almışlar, taksiyle geliyorlarmış."

Yaklaşık beş dakika sonra taksi otelin girişine yanaştı ve İrem'le Weise indiler. Hava yeni kararmıştı. Buse'yle Cem onları kapıda karşıladılar. Hepsi birlikte yukarı çıktılar. Koridorda odalarına gitmek için ayrılırken Sinan'la karşılaştılar. Sinan Weise'ye sahte bir ifadeyle geçmiş olsun deyip İrem'e bakarak yavaşça koridordan uzaklaştı. Weise yine sinirlenmişti ama kendini kontrol edebiliyordu. Koridorda ayrıldılar herkes odasına çekildi.

Weise ve Cem odaya girdiğinde Mert masada bir şeyler yazıyordu. Onları görünce hemen ayağa kalkıp Weise'ye geçmiş olsun dedi.

"Çay yapayım mı içeriz."
"Çok iyi olur valla Mert biz Weise'yle balkondayız, sen de gelirsin."
"Tamamdır."

Cem Weise'yle balkona geçip oturdular.

"Abi görüyorsun dimi şerefsizi hala İrem'e bakıyor."
"Oğlum bak ben bu kadar ciddiye almadım bu mevzuyu ama bu gün olanlardan sonra bu çocuk nasıl hala İrem'in peşinde bilmiyorum. Kız gayet net belli etti bence kimi sevdiğini."
"Sevme demeyelim de hoşlanıyorum."
"Lan tamam be ne inatcı adamsın ya."
"Ee ne yapacağız?"
"Orasını bana bırak ben bir plan yaparım."
"İyi, yapınca bana da haber ver."

Cem gülerek,
"Tamam." Dedi.




Hepinize selamlar, nasıl gidiyor? Görüş ve önerilerinizi yorumlarda belirtebilir ayrıca bana destek olmak ve motive etmek amacıyla oy verip hikayeyi arkadaşlarınızla aylaşabilirsiniz. Sevgiler...

Bölüm sonu şarkısı medyada seveceğinizi umuyorum. 😉

WEISE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin