Bölüm 16

40 11 39
                                    

      Ortalık cehennem gibiydi...

İçerdekiler ne olduğunu daha yeni anlamışlardı çünkü otobüs devrilmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İçerdekiler ne olduğunu daha yeni anlamışlardı çünkü otobüs devrilmişti. İnsanlar etrafa toplanmış yardım ekiplerini ve ambulansı aramışlardı. Otobüsten ilk çıkartılan şofördü. Herkesi dikatlice teker teker çıkrtıp ilkyadım yaptılar.

Acil tıp teknisyenleri ve yardım ekipleri kendi aralarında konuşuyordu.

"Kaç kişi kaldı içeride?"

"Bir kişi kaldı en arka koltukta."

"Tamam ben giriyorum."

"Dur!"

"N'oldu?"

"Diğerlerini beklememiz gerek. Çocuk sıkışmış, koltuğun sökülmesi gerek."

"Allah kahretsin ya. Tamam, söyle çabuk gelsinler."

Bir süre sonra üç kişi Weise'yi çıkartmak için içeriye girdiler. İlk yardım ekibinden iki kişi de dışarıda bekliyordu.

"Hadi acele edin. Sök şu koltuğu çabuk!"

...

"Tamam çekin koltuğu çıktı."

"Yavaş olun lan. Sen çocuğu tut, sen de koltuğu çıkart. Tamam, al götür onu kalabalık yapmasın. Sen de git beraber sedyeyi getirin."

"Tamam."

Weise'yi sedyeyle otobüsten dışarıya çıkarıp hızlıca ambulansın arkasına koydular. Diğer ambulanslar olay yerinde müdahale etmişti fakat Weise'yi apar topar hastaneye götürdüler. 

Birkaç saat sonra hastanede;

Herkes hastanede yatıyordu. Kollarında serumla uyandılar. büyük bir odada yan yana ve karşılıklı yataklardaydılar, aralarda perde vardı. İlk uyanan Cem oldu, uyanır uyanmaz ayağa kalkıp odadan dışarı çıktı. Dışarıda ekipten birkaç kişi vardı.

"Lan Cem uyanmış."

"Abi ne oldu bize ya?"

"Otobüs kaza yaptı, hatırlamıyor musun?"

"Kaza mı! Buse nerede?"

"İçeride abi yaralı olan herkes orada."

Cem içeriye koşup yataklara tek tek bakarak Buse'yi buldu. Uyanana kadar başında bekledi. Buse ve diğerlerinin uyanması pek fazla sürmedi. 

"Cem, n'oldu bana. Otobüs! Biz kaza yaptık. İyi misin sen?"

"Ben iyiyim merak etme."

"Diğerleri?"

"Hafif yaralı olanları bu odaya yatırmışlar, ben de yatıyordum on dakika önce uyandım."

"İrem, Weise. Onlar nerede?"

"İrem'i gördüm şurada baştan ikinci yataktaydı ama Weise'yi görmedim. Buralardadır o da."

"Tamam, hadi bakalım diğerlerine."

"Yavaş ol aşkım."

Buse'yle Cem diğer yataklara tek tek baktılar. Bazıları uyanmış, dışarıya çıkmıştı bile. İrem, Buse'yle Cem odaya girince uyandı. Cem İrem'e her şeyi anlattı.

"Weise nerede peki?"

"Odada yok, demek ki o yaralanmadı. Bizi bekliyordur belki."

"Dışarıda mı?"

"Kapının önünde değil, belki kantindedir yada doktorla konuşuyordur."

"Tamam o zaman gidelim hadi."

"Yavaş ol, dikkat et."

"İyiyim ben hadi."

Üçü birlikte Weise'yi bulmak için dışarıya çıktılar. Cem dışarıda bekleyenlere sordu.

"Weise'yi gördünüz mü?"

"Weise, şey..."

"Ney oğlum."

"Durumu ağır biraz, yoğun bakımda. Doktorla görüşün."

"Ne diyorsun lan sen?"

"Ne oldu Cem?"

"Gelin benimle."

Cem doktorun yanına koştu, kızlar da arkasından koştular.

"Doktor bey. Bizim arkadaşımız yoğun bakımdaymış, kaza yapan otobüsten."

"Evet maalesef durumu ağır."

İrem duydukları karşısında afalladı.

"Ne yoğun bakımı ya? Nerede Weise görmek istiyorum."

"Çocuklar sakin olun, şimdilik içeri giremezsiniz camın arkasından görebilirsiniz. Üst katta."

koşarak üst kata çıktılar. İrem ağlıyordu.

"Şurası galiba." 

Diye, duvardaki büyük camı işaret etti Buse. hep beraber camın önüne koştular. Weise, yatakta yatıyordu, tıpkı filmlerdeki gibiydi. yüzünde oksijen maskesi ve vücudunda bir sürü kablo vardı ancak durum biraz farklıydı, bu bir flim değildi İrem'in gözyaşıyla uyanamazdı, durumu gerçekten kötü görünüyordu. Camdan içeriyi görür görmez üçü de ağlamaya başladı. gözyaşlarını tutamıyorlardı, İrem kendini çok kötü hissediyordu, kazadan önce onunla küstü. Weise ölürse bu his onu yiyip bitirecekti...

Cem'in telefonu çaldı, arayan babasıydı.

"Alo, baba."

"Oğlum neredesiniz? Otogarda sizi bekliyoruz bak Buse'yle İrem'in babası da yanımda. Ne zaman geleceksiniz?"

"Baba... (Ağlamaya başladı.)"

"Oğlum ne oldu?" 

Cem'in babası endişelenmişti.

Cem konuşamadı, telefonu elinden düşürüp kendini koltuğa bıraktı ve ağlamaya devam etti. Buse telefonu yerden aldı.

"Alo, Akif amca Buse ben."

"Kızım Buse, ne oluyor orada?"

"Akif amca biz kaza yaptık. Otobüs devrildi, biz iyiyiz ama Weise'nin durumu ağır, yoğun bakımda."

"Ne, ne diyorsun kızım sen!"

...

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın. Yorumlarda istediğinizi yazabilirsiniz, yorum fazla olursa kitap önerilenlere çıkar desteğiniz için teşekkürler.

Bu bölümün şarkısı medyada sizi bekliyor😉

WEISE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin