Bölüm 13

66 22 39
                                    

Weise yatağında sırtüstü uzanmış tavana bakıyordu yani dışardan öyle görünüyordu, aslında bu gün olanları düşünüyor ve "Acaba İrem benim hakkımda ne düşünüyor?" Diye kendini sorguluyordu. Ama ne yazık ki bu sorunun cevabını İrem'den başkası bilmiyordu. Yan tarafdaki yatakta yatan Cem yavaşça gözlerini açıp kısık gözlerle kafasını çevirmeden Weise'e baktı ve içinden şöyle geçirdi "Yine ne düşünüyor bu çocuk?" Sonra kendi kendine cevap verdi "Tabiki İrem'i düşünüyor benimki de soru işte."

Cem aklında birkaç düşünceyle yeni böldüğü uykusuna kaldığı yerden devam etti, Weise ise uyuyamayacağını anladığında mutfağa gidip bir uyku ilacı içti.

İkinci çekim günü:

Herkes hazırlanmış set kaldığı yerden devam ediyordu, artık sona yaklaşmışlardı. Yarın burada geçirecekleri son gün olacaktı...

"Evet çok güzel bıçağı ağaca sapla Okan. Tamamdır bunu bir de yakın plan alalım."

***

Sonunda bu gün çekilecek tüm sahneler bitmişti. Herkes çantaları sırtlandı ve yola koyuldu. Weise yine en arkadan yürüyor bir taraftan da İrem'i izliyordu. Sinan İrem'in yanına gelip kolunu omzuna attı. Weise artık dayanamıyordu çok sinirlenmişti tam bu işi kökten halletmeye gidiyordu ki Cem kolundan tutup kendine çekti.

"Oğlum dur n'apıyorsun lan."
"Ya bırak beni."
"Saçmalama lan geç şuraya."
"Oğlum bırak beni halledicem şu işi."
"Neyi halledeceksin oğlum dur ya."
"Tamam lan, tamam sal beni."

Weise gruptan ayrılıp orman yoluna girdi. Sinirlenmişti, Cem bıraksa belki de büyük rezillik çıkacaktı. Bu işi çözmenin tek yolunun İrem'e aşkını ilan etmek olduğunu biliyordu ama bunun için henüz erken olduğunu düşünüyordu. Beş on dakikalık bir yürüyüşün ardından Weise biraz ilerde çok güçlü bir ışık gördü, ışığa doğru gitmeye başladı fakat yaklaştıkça ışık çok güçlü olduğu için etrafını göremiyordu. Artık ışığın kaynağına son beş altı adım kala bir adım daha attı ve aşağı doğru yuvarlandı...

"Aaaaahhh!"

Yuvarlandığı yer dört beş metrelik çok dik eğimli bir yerdi. Kendine gelmeye çalıştı gözlerini açtığında sırt çantasının ve elindeki çantaların etrafa dağıldığını farketti. Yerde doğrulmaya çalıştı fakat,

"Aaaaa! Off, ahh. N'oluyor lan aaah!"

Yattığı yerden doğrulmaya çalıştığında çok sancılı dayanılmaz bir acı hissediyordu. Nefesini tutup acıyla bağırarak doğruldu ve ayağa kalktı. Artık kolunun kırıldığının farkındaydı. Etraftakileri toparlayacak ya da yukarıya tırmanacak hali yoktu. Cebinden telefonu çıkardı,

"Has... Çekmiyor ya. Ooofff!"

Bir süre ne yapacağını düşündü. Ve yine kendi kendine konuşmaya başladı.

"Şimdiii, şu drone'yi çantadan çıkartalım, tamamdır. Bir de not yazmam lazım, notu drone'ye Yapıştırıp bizimkilere ulaştırabilirsem tamamdır."

Weise güzel bir yardım notu yazıp rüzgara dayanacak şekilde drone'ye iple bağladı ve drone'yi havalandırdı tek elle çok zor da olsa kontrol edebiliyordu...

Cem, Buse, İrem ve diğerleri otele varmış odalarına geçmişlerdi. Diğer gruptan dört kişi bahçede oturmuş sohbet ediyordu ki içlerinde biri eliyle yukarıyı işaret etti.

"Şu ney?"
"Drone'ye benziyor."
"Aynen aynen drone bu."
"Bir dakika, bu drone bizim çekimlerde kullandığımız drone değil mi?"
"Aa, gerçekten o."
"Cem mi kullanıyor acaba?"
"Sanmam, o odasında değil miydi?"
"Ee, o zaman kim kullanıyor?"
"Buraya mı geliyor ben mi yanılıyorum?"
"Evet evet bu tarafa geliyor."

Drone tam da önlerine indi. Aralarından biri drone'nin yanına gidip yerden aldı.

"Bunun ustünde bir not var."
"Ne notu lan, getir biz de bakalım."
"Weise'den gelmiş, ormanda bir yerden düşmüş telefonu çekmiyormuş yardım istiyor."
"Ciddi misin sen!"
"Evet, al bak."
"Hemen Cem'i arayın gelsin, çabuk."

Cem bahçeye indiğinde ne olduğunu sorar. Gruptan birisi notu Cem'e verir,

"Drone'yle geldi."

Cem notu okuduktan sonra endişelenir.

"Bu gerçek mi?"
"Evet, bence hemen gidelim."
"Aynen, notta yazdığına göre yaralıymış. Acele etmeliyiz."

"Tamam ben otel yönetimine haber veriyorum siz diğerlerini toplayın."

...

Merhabalar bölüm dört gün gecikti bunun için özür dilerim. Lütfen motivasyon için oy vermeyi ve arkadaşlarınızla paylaşmayı unutmayın. Sevgiler...

Medyaya seveceğiniz bir şarkı bırakıyorum.

WEISE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin