Lovely But Dangerous |PCY OC|

•10

Bu olayın ardından, sen yemek yemek istediğin için salaş bir restoranta gelmiştiniz.

"Daha iyi misin?"

Chanyeol sorduğunda ağzındaki lokmayı yutup cevap verdin. "Yani, evet. Acıkmıştım."

Ağzına kocaman bir lokma attığında Chanyeol, bu haline güldü.
"Chanyeol, şey..."

Genç adam sana merakla baktığında sordun. "Rionach'ın ilk aradığında bahsettiği şu sır ne?"

Chanyeol'un yüzü hafifçe kasıldı.
"Aslında bunu kimsenin bilmesini istemiyordum ama sanırım sen kimse değilsin. Kris, liderliği bana bırakıyor. Mafya babası olmaktan bıktığını söyledi, çocuklarının da buna bulaşmasını istemiyormuş. Bunu, diğerleri öğrenirse beni öldürmeye çalışırlar."

"Hiç Rionach'ın seninle oyun oynadığını düşündün mü? Yani, yaptığı her şeye baksana. 10 yıl önce resmen ayakkabıları bu gün için saklamış ve o kadını bir evi havaya uçurabilecek kadar fazla bombayla kaplamış."

Chanyeol'un telefonuna bir mesaj geldiğinde, açıp sana gösterdi. Ona büyük yardımın dokunduğunu düşünüyordu. Sen onun ilham kaynağıydın.

Rionach, bir fotoğraf yollamıştı. Bir kadının fotoğrafıydı, orta yaşlarındaydı.

"Bu herkes olabilir." Chanyeol umutsuzca konuştuğunda ona baktın.
"Evet, olabilir ama şanslısın ki gündüzleri televizyon izlemekten başka yapacağım bir şey yok."
"Ne demek istiyorsun?"
"Şanslısın ki, bu kadının programını da izlemiştim. Ha JiWon. Baştan yaratma tarzı bir program sunuyor, şu kızların soytarı gibi girip prenses gibi çıktığı programlardan."

Chanyeol'un telefonu çaldığında telefonu açtı ve höperlöre aldı. Konuşan sese kulak kesildiniz. Yaşlı bir kadının sesiydi.
"Bu seferki biraz kusurlu, üzgünüm. Kör.."

"Bunu neden yapıyorsun?" Chanyeol sorduğundan birkaç saniye sonra karşı taraftan yanıt geldi.

"Neden insanlar herhangi bir şey yapar? Çünkü sıkıldım. Sen ve ben, Yeollie, birbirimiz için yaratılmışız."

"O zaman neden karşıma gerçek sesinle çıkmıyorsun?"

"Bunun için henüz erken."

"Peki neden benimle oynuyorsun?"

"Çünkü seni dans ederken görmeyi seviyorum."

"Bir şey daha, Lee Felix-"

"Ah, o konuda zekanı kanıtladın. Felix'i hiç sevmezdim. Bana gülerdi, ben de gülmesini durdurdum."

Chanyeol telefonu kapattıp masaya attı.

-

Suho, Kris'in çalışma odasının kapısına çalıp yavaşça içeriye girdi.

"Yifan, bir sorunumuz var."

Kris ise kağıt işleriyle uğraşıyordu.
"Nedir, Junmyeon? Önemli bir şey değilse lütfen söylemeden çık."

Suho yutkunup konışmaya başladı.
"Patron, orta gruptan birkaç adamı senin eski patronun öz oğlu olmadığını, onun yerini gasp ettiğini söylerken duydum. Alt gruptan adamlarsa bu yüzden ayrılmak istiyorlar."

Bu sözler Kris'in kafasını kağıtlardan kaldırmasını sağlamıştı.
"Ne? Öz oğlu olduğumu biliyorsun, doğumumda adamların çoğu oradaydı. Kim böyle dedikoduları çıkarıyor?"

"Bazıları Elena olduğunu düşünüyor. Bazıları ise Lay Zhang diyor. Emin değiliz ama araştırıyoruz."

"Ayrılmak isteyenleri at Junmyeon. Onları yanımda tutmama gerek yok."