2. Bölüm

48 10 19
                                    

"Eva. Memnun oldum" dedim uzattığı eli sıkarak teni tenime değdiği an kalbimde garip bi çarpıntı hissettim sıcacıktı elleri öyle bi sıcaklıktı ki bu içim ısındı. Ne kadar süre kaldı ellerimiz öyle bilmiyorum ama ne yapıyorum ben diye düşünüp elimi çektim hemen.

"Bende memnun oldum" dedi sakin bir şekilde. Gözlerine baktım ben bu kadar etkilenmişken o nasıl diye. Anlayamadığım farklı bir ifade vardı bakışlarında.

Kendine gel Eva! Sadece bu kadar çarpıcı birini daha önce görmedin  bu kadar etkilenmenin sebebi sadece bu! Şeklinde telkin ettim kendimi ne kadar hoş olsa da erkekti sonuçta kendime etkilenmek için çizdiğim sınır buraya kadardı.

Hemen "Benim artık gitmem gerekiyor" deyip hızlı adımlarla yanından ayrıldım. "Görüşürüz" diyen sesini duydum giderken ama tepki vermeden devam ettim.

Bir saat sonra ekip arkadaşlarımla yemekte şakalaşırken Karan'ı aklımdan çıkarmıştım. Dizinin reytingleri hepimizin keyfini yerine getirmişti. Partnerim yanımda bişeyler söylüyordu bana ama son günlerde yaşadığımız gerilim yüzünden sinirliydim ona, çok dinlemedim. Kız arkadaşı biraz kıskançlık yapıyordu. Partnerimde profesyonel davranmayarak iş ilişkimize zarar veriyordu. Açıkcası çokta umursamıyordum.

Söyledikleri bitince başımı sallayıp "Tamam Altan anladım benim için sorun değil" dedim ne dediğini bile bilmiyordum.

O sırada Kemal'in ayağa kalktığını görüp dikkatimi ona verdim. Yönetmenimiz kısa boylu olunca yanındaki adamı görmek çokta zor olmadı.

Karan! Ne işi vardı acaba burda ikisi selamlaşıp konuşurken benim dikkatimde onlardaydı. Konuşmaları bitince masaya yöneldiler Karan başını kaldırdığı anda gözlerimiz tekrar buluştu. Hemen başımı öne eğdim sanki önümdeki yemekle ilgileniyormuşum gibi.

"Arkadaşlar iki dk bakar mısınız? size kısa bi duyurum olacak" diyen Kemal'in sesiyle başımı kaldırıp dikkatimi ona verdim.

Herkes ona bakınca devam etti. "Arkadaşlar Karan Haseki'yi hepiniz tanıyorsunuzdur. Kendisi yaşadığı bi karışıklık yüzünden otelde bizim katta kalacak artık sizin için sorun olmayacağını düşünüyorum"

Evet oymuş! Ali anlattığında burnu havada kibir abidesi bir adam canlanmıştı aklımda ama bu adam tamamen mütevazi duruyordu. Sağ tarafımda oturan Ali eğilp "Tanıdın bak sende" deyince ters ters baktım. Kemal masadakilerle tanıştırmaya başlamıştı o arada Karan'ı çoktan. Sıra bana geldiğinde ayağa kalkıp gözlerine baktım tekrar elini uzattı.

Sımsıcak bakan gözlerle "Merhaba Eva Hanım" dedi.

Sesim çıkmakta zorlanınca kısık bi tonda "Merhaba" diyebildim. Elimi eline bıraktım yine o sıcaklığı hissedince şaşırdım ama çok umursamadım. Ali atladı hemen kurtarıcım! Yerime oturdum fırsatı yakalayınca bende ve Altan'a dönüp sohbet etmeye başladım.

Karan herkesle tanıştıktan sonra yönetmenin yanına oturdu. Kemal ona bişeyler söylüyordu ama o rahatsız olmuş bir şekilde Altan ile bize bakıyordu. Bakışları sırtımdan aşağı bir ürpertinin inmesine sebep olunca cümlemi bitirip yemeğime odaklandım tekrar.

Bir süre sonra Kemal "Eva ve Altan çok sevildi ikisine özel dergi çekmi düşünüyorduk bizde hazır sende dergi çekmi için  burdasın çeken  ekip onların çekimi de öne alsın" dedi.

Karan bir bana bir Altan'a baktı uzun uzun sonra "Bu ay kapak benim" deyiverdi. Altan ona bakıp "sonraki ay içinde biz oluruz" dedi gıcık olmuş bir şekilde.

"Sonra ki ay Jennifer malesef" deyip Kemal'e döndü. "Kusura bakma onun için ayarlamıştım" dedi. Kemal "Başka bi aya ayarlarız o zaman" deyince rahatlar gibi nefesini verip sandalyesine yayıldı. Tavrı gülümsetti beni istemsiz bir şekilde...

Yemek bitmek bilmiyordu resmen o kadar çok gergindim ki! Karan her fırsatta gözlerini dikiyor uzun uzun bakıyordu. Derdi neydi bu adamın...

Daha fazla dayanamayacağımı anladığım noktada izin isteyip kalktım. Koşar adım çıktım restorandan ve arabamı beklemeye başladığım sırada Karan "Biraz gerginiz galiba" diyerek yanıma geldi.

Derin bi nefes alıp ona doğru döndüm gömleğinin üst iki düğmesi açılmıştı. Açılan gömlekten görünen tenine baktım ve yutkundum. "Anlamadım" dedim sesimi kontrol altına alarak.

Tane tane konuşarak "Yemekte gergindin biraz" deyiverdi. Anlamıştı beni gerdiğini ve bu durumdan zevk alıyordu belli ki!

"Evet yorgun olunca geriliyorum" dedim hemen toparlamak için durumu.

İnanmışa benzemiyordu ve dudaklarını bükerek "Hımm" dedi. Sadece ters ters bakarak karşılık verdim.

Telefonum kurtarıcım oldu. Çalan telefonu açmak için elimi çantama attığım sırada çantamı düşürdüm... Offlayarak yere dökülenleri toplamaya başladım. Karan da eğildi benimle birlikte. Eşyaları toplamama yardım etmeye başladı. Hemen toparlanıp kalkmaya çalıştığım sırada ayağım kaldırıma takılınca eyvah dedim içimden ama iki kolun belimi sıkıca sarmasıyla şok oldum.

Karan beni sımsıkı sarmış tutmaya çalışırken gözlerimiz buluştu tekrar ve hafif bir sendelemeyle yere indiğimi hissettim. Tabi ki Karan da benim üstümdeydi! Tek bacağı benim bacaklarımın arasında kolları belimde öylece kalmıştık. Vücutlarımızın ısısı birbirine karışmış tenin kokusu burnumda... Hipnotize olmuş bir şekilde bakakaldım gözlerine.

Bu yakınlık tenimi öylesine yakıyordu ki tepki veremiyordum. Kendimi topladığım sırada konuşmaya başladı.

"Altan ile aranızda bişey var mı?" bi an şok oldum ne diyordu bu adam! Bu soru kaç aydır o kadar çok sorulmuştu ki tepem attı. Ellerimi gögsüne koyup üzerimden itmeye çalıştım ama yok kıpırdamadı bile yerinden...

"Kalkar mısın üstümden" diye bağırdım. "ayrıca var veya yok sanane"

"Var mı yok mu?" sesi o kadar sinirli geliyordu ki bi an için hesap vermek zorunda hissederek ağzımı açtım. Tam yok diyecekken kendimi toplayıp cevap verdim.

"Sanane?"

"Olmasa iyi olur" deyip dudaklarıma bakmaya başladı.

O kadar çok gerildim ki itmeye başladım tekrar "Ne diyorsun sen ya..." derken birden dudaklarıma kapandı. Cezalandırır gibi öpüyordu... Altında çırpınmaya başladım. Ama bırakmıyordu.

Pes ettiğim anda öpüşleri yumuşadı. Sıcacık ağzı dudaklarımı talan ederken kendine daha çok bastırıyor belimdeki kolları daha sıkı sarıp kendine çekiyordu.

Dudaklarımı araladığımı farkettiğim sırada dili ağzıma akın etmeye başladı. Öylesine güzel bir tadı vardı ki mest etti beni! Teslim olmuştum ona kendimi kollarına bıraktım ve öpücüğün tadını çıkarmak için kollarımı boynuna sardım. Tadı harikaydı altında eridiğimi hissediyordum.

Nefes almak için bıraktı  ve kesik kesik "o kadar güzelsin ki kendimi tutamadım" dedi. Nefesimi kesiyor bana alan bırakmıyordu. Kalbim gögsümü delip çıkmak üzere sert ve güçlü bir şekilde çarpıyordu...

Gözlerine baktım uzun uzun iki alev topuydu sanki göz bebekleri... Sonra birden tekrar öpmeye başladı. Tatlı küçük öpücüklerle kandırıyordu dudaklarımı.

Kendimi onun dudaklarına bırakmak istediğim anda nerde olduğumuz geldi aklıma itmeye çalıştım onu tekrar ama hiç istifini bozmadı. "İnsanlar..." diyebildim sadece ama o umursamadı söylemeye çalıştığım şeyi dudaklarımın üzerinde dilini gezdirmeye başladığında araladım bende dudaklarımı ve dilini ısırdım!

Ne Çok Sevmişim SeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin