5.Bölüm

33 9 22
                                    

Dudaklarının benim dudaklarım üzerinde ahenkle dolanmasıyla midemde kelebekler uçuşmaya başladı. Tadı çok farklıydı. Ellerini yüzümün iki tarafına koyup sabit bir şekilde tutuyor doyumsuz bir açlıkla öpüyordu.

Hissettiğim duygu seline daha fazla karşı koyamayıp bende karşılık vermeye başladım. Ellerim gögsünden aşağı inerken sert kaslarını okşuyor teninin sıcaklığıyla yanıyordu. Tişörtünün altına uzandım tenini hissetmek isteyerek. Avuç içlerim sımsıkı ve sert kaslarının üzerinde gezinirken Karan'ın dudaklarından hafif bir inleme döküldü.

Belimi sıkıca kavrayıp kendine çekti. Şimdi tek vücut olmuş birbirmizde kaybolmuştuk. Dudaklarını dudaklarımdan ayırıp çeneme indi. Küçük tatlı öpücükleriyle beni mest ederken her nefes alışımda gögsüm gögsüne değiyor aldığım zevki katlıyordu. Elleri belimden kayıp kucakladı beni ve birden kendimi onun yatağında buldum.

Altında kıvranıp dururken dudakları boynumda bana inanılmaz bir zevki tattırıyor aklımı başımdan alıyordu. Alçak bir inilti eşliğinde ismi düküldü dudaklarımdan. Neden diye sordum kendime... Neden bırakıyordum kendimi bu adama daha iki gün olmuştu. Yenik düştüğüm adamı tanımıyordum bile...

Hırıltılı zar zor çıkan bir fısıltıyla "yapma" diyebildim.

Başını boynumdan kaldırıp bana baktı uzun uzun. "Neden bırakmıyorsun kendini bana sende en az benim kadar etkileniyorsun! Aramızdaki şeyden"

"Aramızda ne var" deyince gözlerinden anlık bi gölge geçti. Eğilip bir kere daha öptü dudaklarımı karşılık beklemeden sonra gözlerime değdi kor dudakları. Sonra kalktı üzerimden.

"Git şimdi son kez izin vereceğim kaçmana"

Kalkıp koşarcasına kendimi odama attım. Kapıyı kapatıp soluğu yatağımda aldım. Ellerim dudaklarımda izini aradı öptüğü yerlere dokundum. İlk defa korkuyordum kendime engel olamamaktan, kendimi ona bırakmak ve onda kaybolmaktan.
     

              *********************

Yoğun geçen haftanın ardından sonunda repo günüm gelmişti. Normalde İstanbul'a gidiyordum ama bu kez arkadaşlarım gelmek istedikleri için kalmıştım. Onların gelmesiyle kafamı dağıtıp dün gece yaşananların etkisini aklımdan atmayı başarmıştım.

Gün boyu birlikte gezip eğlendikten sonra programımıza ekibi de dahil ederek eğlenmek için canlı müzik olan bir mekana geçtik. Hep birlikte güzel eğleniyorduk. Altan ve sevgiliside grubumuza dahil olmuştu. İlginçtir ki Gamze bile eğleniyor kıskançlık yapmadan herkesle kaynaşıyordu.

Ortam bu kadar hoşken Kemal'in telefon konuşması dikkatimi çekti. Karan ve kız kardeşini davet ediyor hatta ısrar ediyordu. Onun bu emri vaki davranışları artık canımı sıkmaya başlamıştı. Bi ara uyarmayı not ettim aklıma şuan için çok geç olduğunu düşünerek..

Kemal'e ne kadar kızsamda Karan'ı tekrar göreceğim için içimi tatlı bir heyecan sarmıştı. İstemsiz bir şekilde mutlu olmuştum. İki gündür sürekli karşılaşmaya alışınca bugünde beklemiştim karşılaşmayı.

Yaklaşık yarım saat sonra Nil ve Karan masamıza gelmişlerdi herkesle selamlaşıp oturmak için harekete geçtikleri sırada Kemal yanımdan kalkıp yerini Karan'a verince yanyana oturmak zorunda kaldık. Yanımda varlığını hissetmek tüylerimi diken diken etmeye yetiyordu.

"Nasılsın" dedi başını eğip kulağıma doğru. Genizden gelen derin sesi çok hoştu.

"İyiyim teşekkür ederim sen nasılsın" diye karşılık verdim bende ortamdaki gürültüden dolayı bende kulağına eğilmiştim. Bu yakın temas içimde bişeylerin ermesine neden olurken dün gecenin anılarını tekrar yaşamama yol açıyordu.

"Seni gördüm iyi oldum" dedi. sırıtarak. Ters bakmaya çalıştım ama öyle çok hoşuma gitmişti ki cevabı çok beceremedim.

O sırada Nil abisine "abi sesini özledim" dedi dudaklarını bükerek. Ve devam etti "Hadi bize bi şarkı söyle"

"Eşlik edersen neden olmasın" dedi kardeşine sevgiyle bakarak. Çok değer verdiği belliydi bakarken bile kıyamıyordu sanki.

"Tabi.. hadi bakalım" deyip abisinin elinden tutup sahneye fırladı. Ben onlara odaklanmış ikisi arasındaki etkileşimi izlerken söyleyecekleri şarkıya karar vermeye çalışırken tatlı tatlı atışıyorlardı aralarında.

İki kardeşi izlemeye dalmışken yanıma gelen Selim'in sesiyle gözlerimi onlardan aldım. Selim Hale'nin kuzeniydi uzun zamandır peşimde olması canımı sıktığı için kaçıyordum ondan tavırları çok yapışkan ve rahatsız ediciydi. Buraya onu getirmelerine çok kızmıştım ama Hale peşlerine takılınca bişey diyemediğini söyleyince bende takılmamaya karar verdim.

Selim'in yanıma oturduğunu gören Hale imdadıma yetişti. Onun kurtarıcı girişimyle sohbet benden başka bir boyuta taşınmıştı. Rahatladım ve Hale'nin şebekliklerine gülmeye başladım. O sırada büyülü bir ses kulaklarımı doldurdu.

Tam da terk etmek üzereydim bu şehri
Ait olmadığım sokaklara dönmek için
Aniden sen geldin ve mahvettin beni
Ben böyle güzel bir hata hiç görmemiştim.


Başımı kaldırıp sahneye baktığımda Karan ile gözgöze geldik o kadar güzel bir sesi vardı ki büyülenmiştim. Şarkıyı söylerken gözlerini gözlerimden ayırmıyordu. Sözleri düşündüm ister istemez acaba benim için mi söylüyordu...

Her şeye hile karışsa bile oyunu seversin
İkimiz de hiç ölmeyecek gibi gülersin
Duramazsan anlarım, ben gencim ama ihtiyarım
Sende bu öyküyü noktalarım

Şarkıyı çok güzel söylüyordu ve bana bakışları sanki dünyanın en değerli hazinesine bakar gibi bakıyordu. Beni  gözlerinin girdabına sürüklemiş dünyayla olan bağlantımı kesmişti. Küçücük bi gülümsemeyle göz kırparak kardeşine döndü ve birlikte söylemeye başladılar...

Yâr, bana düşmanım ol, gel!
Düşür beni koynuna, boğuver!
Bu garibin ömrü sensiz geçer mi?

Harika bir ikili izliyordum karşımda sesleri eşşsiz bir şekilde birbirini tamamlıyordu. İkinci satırı söylerken Karan dönüp bana gülümsedi ve kendimi onun gülümsemesine karşılık verirken yakaladım.

Gel bana, zindanım ol, gel!
Kelepçeyi vur, zulüm ol, gel!
İnsan insanı böyle sever mi?

Kendimi bırakmış bambaşka alemlerde sadece Karan'ı görüp hissettiğim bir boyuttaydım. Artık kendimi tutmayı unutmuş ana bırakmıştım kendimi.

Ne Çok Sevmişim SeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin