Karan'ın sözleri kulağına ulaştığında kendisine engel olamayıp şen bir kahkaha attı Eva. Adamın gözlerinde oynaşan neşeli kıvılcımlar içinde birşeylerin değişmesine neden oldu. Karan'ı mutlu etmek istedi birden ve hep öyle kalmasını.
Kollarının arasına girip dudaklarını kulağına yaklaştırdı. "Kaçmak istediğimi nerden çıkardın" dedi ve kollarını Karan'ın beline sarıp kokusunu içine çekerken başını gögsüne koydu. Bu kadar cesur olmasının sebebi neydi böyle? Neden bu adama karşı bütün duvarları yerle yeksan oluyordu.
Adamın onu sıkı sıkı sarmasıyla aklındaki sorular uçup gitti. Onun tarafından sarıp sarmalanmak değer gördüğünü hissetmek öyle bir duyguydu ki. Eva bu duyguyu bu korunma ve güven hissi daha önce hayal dahi etmemişti.
"Teşekkür ederim" adamın ağzından dökülen minnet sözlerine şaşırıp kafasını göğsünden kaldırdı.
"Neden teşekkür ediyorsun?"
Karan yüzündeki sıcacık gülümsemeyle cevap verdi Eva'ya. "Kaçmaktan vazgeçip kendini bana bıraktığın için"
Karan'ın sözlerine sadece güldü ve karşılık olarak daha sıkı sardı genç adamı. Kalabalık ve gürültülü bir ortamda oluşturdukları kozada sadece birbirlerini hissederek bir müddet bu yakınlığın tadını çıkardılar.
Hiç bırakmak istemesede Eva anın büyüsünü bozarak Karan'ın kolları arasından çıktı. "Bizimkiler yalnız kaldı artık onların yanına gidelim"
"Tamam gidelim" derken Karan'ın sesindeki gönülsüz tını ve bakışlarındaki isteksizlik güldürdü Eva'yı. Hadi dercesine bakınca Karan'a onun tutması için elini uzattığını gördü. Anlık bir duraksamaya düşüp bir uzatılan ele birde genç adamın gözlerine baktı.
"Hiçbir açıklama yapmadan el ele mi çıkacağız karşılarına?"
Karan önce kaşlarını çatıp düşündü. Daha Eva onun ne düşündüğünü anlayamadan yüzünde anlayışlı bir gülümseme çatılan kaşlarının yerini aldı ve Evanın sağ elini kendi elleriyle sarıp havaya kaldırdı.
"Bu yeterli bir açıklama olmaz mı?"
Birleşen ellerine bakıp derin bir nefes aldı Eva. Öyle olsun bakalım madem bu kadar hızlı ilerlemeyi düşünüyordu Karan onada uyum sağlamak düşecekti.
"Olsun madem" dedi. Karan'ın şaşkın şakın ona baktığını görünce kahkahasına engel olamayıp sordu.
"İtiraz etmemi bekliyordun değil mi?"
"Evet kendimi itirazlarına hazırlıyordum" derken hala şaşkındı.
Eva adamın bu şirin haline bayılmıştı. Şaşkınlık ifadesi bir erkeğe ancak bu kadar yakışabilirdi. İçinden gelenlere engel olmama kararını Karan'ı görmediği ve asla göremeyeceğini düşündüğü bir ay boyunca yaşadığı ve ileride yaşayacağını düşündüğü ağır pişmanlık tecrübesinin ardından vermişti.
İnatçı bir insandı ama pişmanlık korkusu bu kez inadına galip gelmişti ve Hale'nin gösterdiği fotoğrafın ardından sanki içindeki setler yıkılmış kendini Karan'ın kollarında bulmuştu. Buna aşk veya sevgi demek onun için hala imkansızdı ama takılmak ve denemek istiyordu. Koruma kalkanlarını bir nebze indirmek onu ölüdürmezdi.
Karan tuttuğu elini dudaklarına götürüp parmaklarını öpünce ne kadar isabetli bir karar verdiğine inancı bir kez daha perçinlendi. Adamın bu küçük jesti öyle mutlu etmişti ki Eva'yı karnında kelebekler kanat çırpmaya başladı.
"Artık gidelim mi?" Eva heyecanını ses tonuna yansıtırken kalbi mutluluktan yerinden çıkmak üzereydi.
Karan ona bakıp gözlerine ulaşan bir gülümseme ile başını salladı ve sımsıkı tuttuğu elinden çekerek Eva'yı kalabalık grupların içerisinden geçirmeye başladı. Dans eden insanlar alkolün etkisiyle kendilerinden geçmişlerdi. Karan Eva'yı korumak istercesine arkasına alıp vücudunu ona siper etmişti.
Sonunda masalarına geldiklerinde koyu sohbete dalmış olan Nil ve Hale ikilisi onları farkedip şok olmuş bir ifadeyle kala kaldılar. Nil abisinin yüzündeki önce gülümsemeye sonra birleşen ellerine baktı ve şaşkınlığını üzerinden atıp coşkuyla ikisine atıldı.
"Yaa abi sonunda" önce abisine sarıldı Karan Eva'nın elini bırakmadan tek
tek eliyle kardeşinin sarılışına karşılık verdi. Eva'ylada aynı rutini tekrarladılar ve Hale de ikiliyi tebrik ederek mutluluğunu belirtti.Onlar henüz yaşadıkları şeye bir isim koymamıştı ancak Hale ve Nil bunu çoktan yapmış görünüyordu. Nil hunzır bir gülümsemeyle Eva'ya baktı.
"Ben abimi çok süründürüsün diye bekliyordum."
***
Hep birlikte gülüp eğlendikten sonra ayrılık vaktinin gelmesiyle mekandan çıkmaya karar verdiler. Karan yine elini tutmuştu Eva'nın ama genç kadın bu kez elini çekmeye çalıştı. Onun isteksizliği üzerine Karan'ın aklı karışmış somurtmaya başlamıştı.
Dışarı ilk adımını attıkları anda yüzlerinde flaşlar patlamaya başladı. Kalabalık bir magazin grubu onlara doğru hareketlendi.
"Karan bey Eva hanım ile içeride çok samimi olduğunuz söylendi. Bir açıklama yapar mısınız?"
Başka birisi "Efendim birlikte misiniz?" derken bir başkası "Evlilik ne zaman"
Hep bir ağızdan sorulan sorularla başı dönmeye başlayan Eva panikledi ve hızla özür dileyerek aracına yöneldi. Sorular genç kadın için kaos etkisi yaratmış Karan'ı arkasında bıraktığını dahi unutmuştu. O anda akıl edebildiği tek şey hemen oradan uzaklaşmak olmuştu.
Yaşadığı panik Eva'yı öyle bir kaçışa sürükledi ki aklında sadece oradan uzaklaşmak vardı. Karan'ın ne düşünebileceği aklına gelmedi. Arabasını çalıştırdığında Hale yan koltuktaki yerini almış emniyet kemerini bağlıyordu.
"Eva neden öyle kaçarcasına uzaklaştın"
Sahi neden kaçmıştı? Neydi bu korkunun sebebi? Arabası yola koyulmuşken kendine veremediği cevabı arkadaşına verdi.
"Dedikodu çıksın istemiyorum"
Hale onaylamayan bakışlarını üzerine dikip "ne kadar kaçabileceksin ki" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ne Çok Sevmişim Seni
Romanceİnsan kaybetmeden anlamaz derler elindekinin kıymetini. Galiba benim ki de öyle oldu. İşte şimdi, o kadar alıştırdıktan sonra gidiyordu sevdiğim adam sessizce. Gidiyordu hayatımdan arkasına bile bakmadan. O giderken bana olmaz dediğim, asla dediğim...