❄45.BÖLÜM~KORKU🔥

17.8K 803 256
                                    

#Sertap Erener- Olsun  (Bu şarkıyı ikinci kez koyuyorum ama onlara çok yakışıyor, ondan)

#Blueneck- Spiderlegs

"Ölüm değil ise bizi ayıran,
Yazık olmuş."
-Oğuz Atay


45.BÖLÜM: KORKU

Hayatımın hiçbir evresinde tam olarak o saf mutluluğu tatmamıştım. Her zaman diken üstünde olmuştum, çünkü ben acının doğurduğu bir insandım ve bu, ne olursa olsun asla değişmeyecekti.

Acımaya devam edecektim.

Kanayacaktım.

O kadar fazla kanayacaktım ki, yaşayamayacak hale gelecektim. Ruhum bir başkasının da kanını kabul etmeyecekti ve ben, günden güne biraz daha ölecektim.

O tüm günlerin sonunda ise yok olacaktım.

Bakışlarımın kilitlendiği arabanın ön camına bakarken kulaklarımı dolduran yağmurun sesi, beni içinde boğulduğum düşüncelerden çekip çıkaran şey oldu. Ateş, tekrar bara dönmüş diğerlerine haber vermeye gitmişti. Uçurum'a gitmeliydik çünkü ortalık karışmıştı.

Cüneyt Kuyu kızını öldüren kişinin bizden biri olduğunu düşünüyordu. Artık bir değil iki düşmanımız vardı.

Ön cama çarpan ve aşağı doğru süzülen yağmur damlalarına bakarken vicdanımın sesi kulaklarımı sağır etmeye başlamıştı ve ben bu sesleri daha fazla duymamak için birazdan başımı ön cama geçirebilirdim. Elçin ölmüştü. Elçin neden ölmüştü? Elçin'i kim öldürmüştü?

Ve zihnimi parçalayan soru şuydu ki; onun ölümünün benimle bir alakası var mıydı?

Başımı ellerimin arasına alarak "Hayır." dedim kısık sesle ve başımı enseme doğru yatırarak arabanın tavanına bakmaya başladım.

Ölümlere alışkın değildim. Ateş için öldürebileceğimi söylerken rahattım ama şimdi anlıyordum ki, ben hiç kimsenin canının vebalini sırtımda taşıyamazdım. Konu Allah tarafından cezalandırılmak ve cehnnemde bir sonsuzluk boyu yanmak falan değildi. Ben zaten bu dünyada da yanıyordum. Konu tamamen benimle ilgiliydi. Ben düşmanım bile olsa kimsenin yaşama hakkının elinden alınmasını istemezdim.

Ölümler beni korkutuyordu.

Ama asıl dehşete düşüren şey başkaydı.

Ben sonlardan kaçıyordum. Ölümler son değildi, Ateş bana bunu öğretmişti. Kötü oduncu ve Orman Gözlü Kızın masalı mutlu bitmişti çünkü onlar hiç ayrılmamıştı. Ayrılık vaktinin gelip çatmasından, tüm bu şeylerin sonunda Ateş'le yollarımız ayrılmasından korkuyordum.

Benim için asıl yokoluş buydu. Ve ben öyle bir sonu yaşamamak için gerekirse kendimden geçecektim. Ama onu kaybetmeyecektim.

Ellerimi başımdan inidirip tekrar yağmurun hızla düştüğü arabanın ön camına baktığım sırada sürücü koltuğunun kapısı açıldı ve onun varlığı hızla yanıma konumlandı. Kokusu ciğerlerime nüfuz ederken derin bir nefes aldım, ondan sakladığım titreyen ellerimi iki dizimin arasına sıkıştırdım.

Ateş hızla kontağı çalıştırdı ve tek kelime etmeden arabayı park yerinden çıkararak ilerlemeye başladı. Ona bakmadan öylece yolu izlerken biliyordum ki o da bana bakmamıştı. Bir şeyler vardı, hissediyordum. Öğrendiğimde beni bir harabeye çevirecek daha bir çok gerçek vardı ve o gerçeklerin varlıkları Ateş'e bakmama engel oluyordu. Daha bunlar onunla arama koca bir duvar örmüşken daha fazlasına nasıl katlanabilirdim?

Y A N G I NHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin