#Zayn Malik- There You Are
#Natalie Taylor- Surrender
"Ben seninle yeniden yaşamaya başladım."
30.BÖLÜM: İLGİ
Girdap'tan çıktığımız gibi arabalara doluşmuş ve Uçurum'un yolunu tutmuştuk. Hava kararmış olsada saat henüz erkendi ve benim kafamda binlerce soru vardı. Babamın şu an hayatımda olan konumu, daha öğreneceğim şeylerin çokluğu ve en önemlisi yanımda oturan adamın varlığı... Hepsi büyük bir karmaşa yaratıyordu zihnimde.Yavaşça yutkunarak başımı usulca soluma doğru çevirip ona baktım. Yan çehresinin güzelliği bir kez daha kalbimin ritmiyle oynarken sesi kulaklarımda çınladı.
Senin için öldürürüm Orman Kızı, demişti. Senin için ölürüm.
Bende ona aynı kelimelerle karşılık vermiştim en içten bir şekilde. Kalbim ağrıyordu, neydi bu?
Ne olduğunu çok iyi biliyorsun, diye fısıldadı ruhum.
Ateş sanki ona baktığımı hissetmiş gibi başını yana çevirdi ve dokundu bakışları gözlerime. Ne bir şey söyledi, ne de herhangi bir harekette bulundu. Öylece baktı.
Ben gerçekten Ateş'e âşık mı olmuştum?
Olmasaydım onun için öleceğimi ve en önemlisi onun için öldürebileceğimi bu kadar rahat dile getirebiler miydim?
Bana ne yaptın böyle şafak mavisi? Ben ki her şeyden kendimi soyutladığım bu dünyada, yalnızlığa dem vurmuş bir ruhtum. Şimdi ellerin tenime değince kalbim göğüs kafesimi zorluyor, gözlerin gözlerimi bulduğunda ruhum derin bir nefes alıyor.
Ben hiç bu kadar yaşadığımı hissetmedim Ateş, söylesene sende benim gibi hissediyor musun?
Düşenceler tarafından boğuldum o saniyelerde gözlerimiz hâlâ birbirini arşınlıyordu. Öyle ki sanki ona böyle aylarca, yıllarca hiç bıkmadan usanmadan bakabilirdim. Yaşadığım şey, yaşatırken öldüren bir histi.
Ateş hafif gülümser gibi olduğunda kendimi tutamadan derin bir nefes alıp verdim. Ve aniden aklıma gelen şeyi dile getirdim. "Ben Kulüp Kıyamet'e gitsem olur mu?"
Şu an Uçurum'a gitsem boş boş oturucaktım ve daha çok düşünüp kafayı yiyecektim. Bu yüzden en azından bir meşgale bulup kafayı dağıtmam daha iyi olabilirdi.
"Neden?" diye sorunca Ateş omuzlarımı indirip kaldırdım. "Uçurum'a gitsem ne yapacağım ki? Hem kafamı dağıtmış olurum."
Ateş dediğime anlayamadığım bir şekilde sırıtırken kulağıma eğilip konuştu. "Sen iste ben senin kafanı zevkle dağıtırım."
Gözlerimi devirirken "Ha ha!" diye homurdandım ve "Ben ciddiyim." dedim. Gelmiş burda benim lafımı bana satıyordu.
Ateş keyifli bir halde geri çekilirken "İyi madem, git bakalım." dedi, ama hemen sonrasında bakışları üzerimi süzdü. "Bu halde mi gideceksin?"
Bende kısa bir an üstüme baktım ve omuz silktim. "Evet."
Gözleri tekrar gözlerime kayarken benim bu cevabım onu rahatsız etmiş gibiydi, ama şaşılacak şekilde itiraz etmedi ve belli belirsiz başını salladı. "Tamam o zaman, bende geliyorum."
Hiçbir tepki vermeden önüme döndüğümde Ali konuştuklarımızı duymuş olacak ki "Kıyamet'e mi?" diye sordu.
"Evet." Ateş'in cevabıyla birlikte Ali direksiyonu farklı bir yöne kırdı, aynı anda Ateş cebinden telefonunu çıkararak birini aradı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Y A N G I N
أدب المراهقينKonuşmadığım için dilsiz sanılan, ruhunu insanlara kapatmış biriydim ben. Üzerimde, etekleri kan lekeli beyaz elbisem ve üryan ayaklarımla, geçmişin dikenli topraklı ormanında yürüyen bir kızdım ben. Sonra ansızın biri çıktı karşıma. Günahkâr olduğu...