❄53.BÖLÜM~KAPANMAYAN YARALAR🔥

12.8K 780 219
                                    

#Oscar & The Wolf- Joaquim

#Soner Sarıkabadayı- Yara Bandı

"Sen aklım ve kalbim arasında kalan en güzel çaresizliğimsin." 
-Cemal Süreya

53.BÖLÜM: KAPANMAYAN YARALAR


Sonunu bilmediğim bir yolda, bütün hızımla koşuyordum. Şimdiye kadar o yolun kenarlarında bir sürü acı, korku ve çaresizlik görmüştüm, hepsini tatmıştım. İhanetle de pek çok kez karşılaşmıştım fakat hiç böylesine hissetmemiştim.

İhanet bir sahnedeki oyundaydı. İhanet o sahnedeki oyunculardı. Yüzlerindeki maskeler gerçek kimliklerinin birer korumasıydı ama onların hesaba katmadığı bir şey vardı ki, her maske bir gün elbet düşerdi.

Düşmüştü düşmesine ama benim merak ettiğim, o sahnedeki oyunun sahibi kimdi?

Elimdeki kağıda bakarken belki de her şeye cevap olacak o yanıtı bilmiyordum ama ben, içinde olduğum oyun sahnesindeki en büyük oyuncunun maskesinin ardındaki yüzü görmüştüm.

Peder, yani Azat Soydan bizim tarafımızda gibi görünüyordu ama aslında düşmanlarımızdan biriydi. O sahnede rolünü en iyi oynayan kişiydi.

Bir şeyleri yeni yeni anlıyordum ve anladıkça içimdeki nefretle öfke katlanarak artıyordu. Peder, el altından babama yardım ediyordu çünkü geri dönmemi istiyordu. Zira o çok iyi biliyordu ki ben gidersem Ateş geride kalmazdı, kendi başını belaya sokmak uğruna peşimden gelirdi. Tabi yanılıyor da olabilirdi, belki de Ateş'in ne pahasına olursa olsun bırakmayacağı şey Uçurum'du ama burda önemli olan detay bu değildi.

Peder, Uçurum'un asıl varisinden kurtulmak için beni kullanıyordu.

Ama tüm bu olanların öncesinde beni Uçurum'a almayı neden kabul etmişti? Ateş'le aramızda yaşanacak ilişkiyi bilmediği zamanlardaki amacı neydi?

Paramparçaydım. O kadar dağılmış haldeydim ki, bundan sonra her şeyin düzelme ve güzel olma ihtimali imkansızdan bile uzak geliyordu.

Gözlerimi sıkıca yumup açtıktan sonra elimdeki kağıdı bırakmadan kolumu aşağı indirdim. Bakışlarım direkt olarak Sarp'ı buldu, ifadesi alaylıydı ve içinde olduğum bu kaos ona gerçekten zevk veriyordu.

"Herkes sana neden bu kadar çok güveniyor?" diye sordum rahatça. "Ne bok olduğunu kimse bilmiyor mu?"

Bu tutanakların onda işi neydi? Bu kadarı gerçekten çok fazlaydı. Sarp herkesle iş birliği içerisindeydi. Tüm örgütlerin desteği üzerindeydi ve bunu nasıl başarmıştı, hiçbir fikrim yoktu.

Gür bir kahkaha atarak "Harikasın güzelim," dedi ve kollarını tekrardan koltuğun kenarlarına koydu. "Aslında fazlasıyla da zekisin. Ama kuzenime olan aşkın bazen gözünü boyuyor. Biraz düşün Orman, sence herkes gerçekte kim olduğumu biliyor mu?"

Dişlerimi sıktım ama aynı anda tehlikeli bir tebessüm ettim. "Ya gerçekte kim olduğunu öğrenirlerse, o zaman ne olacak?" Onu tehdit etmiştim ve Sarp bunu anladı. Buna rağmen omuz silkti umursamazca.

"Kuyu'nun hakkımdaki gerçekleri bilmesi hiçbir şeyi değiştirmez çünkü Girdap ne olursa olsun arkamda," gözlerine karanlık bir parıltı yayıldı. "Ersin Uras yapacağım her işte yanımda."

Boğazım düğüm düğüm oldu, yutkunamadım ama bunu Sarp'a yansıtmadan ileri doğru adımladım. İçimde biriken çok şey vardı, Sarp'a bir zavallı olduğunu göstermek istiyordum. Ellerimi sehpaya koyarak yüzümü, yüzüyle aynı hizaya getirdim ve ona içimdeki bütün kinimle baktım. Bir elimde silah, diğerinde hâlâ silah ticareti tutanağı vardı.

Y A N G I NHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin