•33

2.2K 148 130
                                    


Chanyeol, yüzünde gezinen elle birlikte huylanıp burnunu kırıştırdığında duyduğu kıkırtıyla gözlerini açtı. Yanında uzanan beden ona en güzel gülümsemesini gösterirken bir an için rüyada olup olmadığını düşündü. En son ne yaptığını ya da Baekhyun'un yanında olup olmadığı yeni uyanmış hali yüzünden aklına gelmiyordu.

"Baekhyun?" Şaşkınlığı sesine yansıdığında Baekhyun biraz daha yaklaşarak diğerinin alnına alnını yasladı.

"Hmm?" Baekhyun'un bir eli diğerinin göğsündeyken ikisi de yan yana uzanmış, Chanyeol ona bakıyorken Baekhyun gözlerini kapatmış, diğerinin nemli saçından gelen şampuan kokusunu kokluyordu.

"Ne zaman geldin?" Nedenini bilmese de sesi fısıltılı çıkıyordu.

"Neredeyse yarım saat oldu." Kısa olan gözlerini açmadan burnunu diğerinin burnuna sürterek biraz daha yaklaştı. "Beni arayacağını söylemiştin. Ben de buraya gelmenin daha iyi olacağını düşündüm." Parmaklarını diğerinin köprücük kemiğinde ve boynunda gezdirirken derin bir nefes aldı içine. "Annenler ben geldiğimde gidiyorlardı."

"Oh..." Ne diyeceğini bilemediğinden belli belirsiz kafasını salladı Chanyeol. Kapalı gözleri ve uysal sesiyle fazla huzurlu duran Baekhyun'u rahatsız etmek istemiyordu.

"Oh..." Diğeri gülümser gibi onu taklit etti.

Chanyeol sabah oldukça erken bir saatte kalkıp daha da uyuyamadığı için öğle saatinin gelmesini beklemişti. Kahvaltı hazırlamış, odasını toplamış, kurabiye yapmış, oyun oynamış, duşa girmişti ama saat geçmek bilmiyordu. En son hatırladığı yatağında uzandığıydı, bir an sonra ise yanında Baekhyun'u bulmuştu.

"Sen... İyi misin?" Yine fısıldayarak sordu. Baekhyun fazla -oldukça fazla- sakin duruyordu ve bu durumu normal mi karşılamalı yoksa endişelenmeli miydi bilmiyordu.

"Bütün gece düşündüm." Boynunu okşayan ellerle mayışmak üzere olan Chanyeol kulaklarını diğeri için açmakta zorluk çekiyordu.

"Neyi düşündün?" İkisi de sessiz ve sakin konuşuyor, seslerinin duvarlara ulaşmasına bile izin vermiyorlardı.

"Her şeyi." Uzun olanın dudak kenarına dudaklarını bastırmak için başını eğdi.

"Şey..." Aniden gelen öpücükle afalladı. Baekhyun'un ne yapmaya çalıştığını bilmiyordu, belki de amacı Chanyeol'u heyecanlandırmaktı ki şu an yaptığı şey de buydu. "Anlatmak ya da konuşmak ister misin?"

"Bu zamana kadar yaptığımız şey konuşmak değil miydi zaten?" Chanyeol omzuna yerleşen elle sırtını yatakta hissetti. Üstüne tırmanan çocuğun amacının ne olduğu hakkında bir fikri yoktu. "Daha fazla konuşmak istemiyorum." Eğilip uzun çocuğun yanağına narin bir öpücük kondurdu. "Ortalığı karıştırmaktan başka işe yaramıyor zaten."

"Ha." Ne diyeceğini bilemeyerek saldığı tek kelimelik cümle diğerini güldürdü. Chanyeol içinde bulundukları garip atmosferden dolayı mı yoksa gülen Baekhyun olduğu için mi bilemiyordu ancak karnı kasılmıştı.

"Sen konuşmak istiyor musun?" Diğerinin fısıltılı tonda sorduğu soruya karşılık yutkundu.

"I-Ih." Hızlanmış nefesleriyle başının dönmeye başladığını düşünen Chanyeol kısa olanın kulağına eğilip fısıldamasıyla bu hayatta hala daha tecrübe edinmediği birçok şeyin olduğunu anlamıştı. Baekhyun daha önceden hiç kulağına bu şekilde fısıldamış mıydı?

Bütün gün boyunca bu soruyu farklı şekillerde soracağı o an için aklının ucundan bile geçmiyordu.

"Eğer çok fazla ileri gidersem-" Baekhyun diğerinin üzerindeki gömleğin ilk düğmesine ulaşıp iki parmağı arasına aldı. "-ya da-" iki parmağı arasında sıkışan düğme ilikten çıkıp Chanyeol'un teninin bir kısmını serbest bırakırken Chanyeol da ruhunun serbest kaldığını hissediyordu. "-rahatsız hissedersen, bana söyle." Uzanıp şakağına bir öpücük kondurdu. "Tamam mı?"

We Young ⚜️ TextHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin