"Baekhyun..." Göğsümde hissettiğim dudaklarla beraber kulağıma ulaşan ismimle homurdandım. Yana dönüp uykuma devam etmek istesem de hareketlerim üzerime çıkan bedenle kısıtlanmıştı.
"Baekhyun..." Usul usul ismimi fısıldayan sesin sahibi öpücüklerini boynuma ilerletiyorken ellerini belime yerleştirdi. Çıplak tenim sıcak elleri tarafından okşanıyordu.
"Sevgilim." Diğer seslenmelerinin yanında daha keskin çıkan sesinin ardından elleri, okşayarak sevdiği belimi sıktı. Başparmaklarının denk geldiği bölge, kasıklarımın biraz üstüydü, bedenimi uyarmış ve belimi yay gibi germeme neden olmuştu.
Gözlerim ani yaşanan olayla açılırken görüş açıma siyah dağınık saçlar girdi. Üst gövdem Chanyeol'un üzerimde bulunan bedenine çarparken ne yapacağımı bilememiştim.
"Chanyeol-" Nefesimi adıyla birlikte verip omuzlarını sıktım. Boynumda bildiği bütün hassas noktaları tek tek ziyaret eden beden ne uyanmamdan ne de yaptığı hareketler yüzünden nefes nefese kalan benden haberi yokmuş gibi öpücüklerine devam ediyordu.
Gerilen bedenim hala aynı şekilde kalırken bacaklarım, vücudumda değişikliğe sebep olan adamı kıstırmak istermiş gibi etrafına dolanmıştı. Başım arkaya düşüp iyice yastığa gömülünce dudaklarını çeneme kadar çıkardı.
Öpücükleri ve hassas dokunuşları durduğunda üzerimde yükselip bana baktı. Nefes nefese göğsüm inip kalkarken göz kapaklarım yarıya inmiş, onun gözlerine odaklıydı. İlkte masum bakan gözleri, yüzümde dolaştıktan sonra ciddi bir havaya büründü.
"Bunun taciz olduğunu biliyor muydun?" Dün gece onun dediklerini tekrar ederken amacım ortamı yumuşatmaktı ama ne ben mayışmış halimden sıyrılabilmiştim ne de o vücudumu süzmeyi bırakmıştı.
"Erkek arkadaşımı öperek uyandırmam kötü mü?" Fısıltı halinde çıkmasına rağmen sesinin kalın tınısı belimi tekrar kıvırmak istememe neden oluyordu.
"Dün böyle düşünmüyordun ama." Yataktan kalkmak için yana döndüm ancak Chanyeol kafasını boynuma gömerek bu hareketimi engelledi. Elleri tekrar belimi bulurken iki yana düşmüş bacaklarımı tekrar ona sarmamak için saçlarına tutundum.
"Chanyeol ailen uyanmadan önce gitmem gerekiyor." Saçlarından yanaklarına taşıdığım ellerimle kafasını kaldırmak istesem de inat etti.
"O konuyu dert etme." Dudakları tekrar boynuma dokununca bedenimi biraz yukarı çektim.
"Ne demek dert etme?" Üstten attığım bakışlarıma karşılık vermek yerine yeni muhattabı olan göğsümle bakışmaya başladı.
"Onları kahvaltı etmeleri için teyzeme göndermiş olabilirim." Çıplak tenime nefesini çarpa çarpa konuştuktan sonra belime sarıldı.
"Dur- Burada olduğumu biliyorlar mı?" Altından sıyrılıp yatakta oturur pozisyona geçtiğimde o da beni taklit etti. Sıcak bedeni bana bu kadar yakınken düşünme konusunda pek başarılı olamıyordum.
"Seni görmediler ama tahmin etmeleri zor olmamıştır."
"Yani diyorsun ki benim burada olduğumu bilirlerken onlara gitmelerini söyledin." Ayağa kalkıp sinirle ellerimi belime yerleştirdim.
"Evet? Ne var bunda?" Yatağa tekrar uzanıp iki elini de başının arkasına aldı.
"Ne mi var? Chanyeol dediğin şey dolaylı olarak 'biz sevişeceğiz o yüzden evi boşaltmanız gerekiyor' cümlesine çıkıyor, farkında mısın?" Tane tane konuşup ellerimi havada sallamam Chanyeol'e etki etmiyor gibiydi.
"Ya da, baş başa kahvaltı etmek istiyorumdur?" Dediği şeyi inanarak demesi üzerine elimi alnıma çarptım. Bir daha Chanyeol'un ailesinin yüzüne bakamayacaktım.