Nasıl? Demişti. Ve gözlerinde hiç görmediğim bir hayal kırıklığı vardı.
-Sen benim tek dostumdun. dedi. Gözlerinden yaşlar süzülüyordu. İşte o zaman ilk kez bittiğim hissetmiştim. İlk kez derin bir pişmanlık duymuştum ve sadece özür dilemiştim ağlayarak.
-Leyla yemin ederim öyle değil!! Derken yalan söylesem de kurtulamazdım. Onu tekrar kazanamazdım . Denememiş değildim ama beni uzak tutmuştu. 1 ay sonra intihar haberini aldımıştım. Ben değildim ki onun yaşamındaki tek şey. O zaten yorgun, ailesiyle geçinemeyen, bitmiş, küçük bir kızdı. Bana sığınırdı. Dostu olarak. Ama ona ben bile ihanet etmiştim. Ne kadar ağlamıştım bilemiyordum. Tek bildiğim hayallerini gerçekleştirmeden ölmüştü. O öldükten sonra artık yaşayamam deyip ben de intihar etmeye çalıştım ama ergenken ki intiharı kolay sanan zamanlarımdaki gibi değildim. Korkuyordum. En çok da ölünce onu görmekten. Ya bana neden geldin deseydi...Geçmiş yağmurun altında duran benim içime işlerken annemi düşündüm. Islak kaldırıma çöktüm ve gözyaşlarım döküldü. Dökülmeye devam etti. Gözyaşlarım döküldükçe kalbim etrafa saçıldı. İyice parçalanmıştım. Bitmiştim artık. Ben artık yaşayamazdım.
Evdeydim. Islaktım. Banu arayıp duruyordu, açamıyordum. Korkuyordum. Söylemeye. Annem öldü demeye. Küçük bir kız çocuğu gibi yatağın içine girdim ıslak ıslak... Ağlamaya devam ettiğimi hatırlıyorum ve yanımdaki uyku haplarımı bitirdiğimi. Sözümü unuttuğumu...
Gözlerimi açtığımda hastanedeydim. Banu yanımdaydı ama konuşamıyordum. Dudaklarım yapışmıştı sanki.
-Uyandın sonunda dedi banu. Endişeyle bakıyordu yanında nişanlısı veli ile. Ona sadece baktım. Ağlamaya başladı.
-Annene bir şey mi olmuş dedi.
Durdum. Yutkundum. Gözyaşlarım artık akamıyordu.
-Öldü. Dedim. Bıraktı beni. O da gitti.
Banu çok kötü ağlıyordu annemi kendi annesi gibi çok severdi çünkü.
-Çıkalım buradan dedim. Hastanede kalmak istemiyorum.&&&&
1 ay sonra sonra
Nasıl yaşayacağımı unutmuş şekilde soyutlandığım hayatta öylece kalakalmıştım. Rutinlerimi unutmuştum. Zar zor gittiğim okulu yine dondurmuş,işten ayrılmıştım. Sanki artık yaşamanın bir manası yoktu. Her gece bardaydım.Yine bardayım uzun zamandır içmeyen ben artık her gün içiyordum. Yanıma yanaşanı dayak atmadan bırakmıyordum. Her gün kavga ediyordum. Banu'yla görüşmüyordum. Çünkü onu haketmediğimi düşünüyordum ki üstüme bir şey düştü önümdeki içki şişesi üstümdeki şeye ve üstüme döküldü. Üstümdeki şeyi hızla ittim. Yere düştü.
-Bu ne cüret lan diye bağırdığımda herkes bize bakıyordu. Alışmışlardı herkesi benzetmeme. Bu kimse elimde kalıcaktı. Kafası eğikti.
-Yüzüme baksana diye bağırdım. Titriyordu. Kafasını yavaşça kaldırdığında kalbim tekledi. Bu o kızdı. Eftelya...
-Özür dilerim dedi. Ayağım tökezledi.
Yanına yanaştım. Herkes ne bekliyordu bilmiyorum ama elimi uzattım. Herkesin bakışları şaşkındı. Ayağa kaldırdım. Dağılmış saçlarını düzelttim. Akan bir damla gözyaşını sildim. Üstüne çok kötü bir şekilde içki dökülmüştü. Seni evine bırakayım dedim. Elini tuttum. Sürüklemeye başladım kalabalığın şaşkın bakışları arasında. Ne yapıyorsun dedi zihnimdeki bir ses. Onu dinlemeyi reddettim. Motoruma bindirmeden önce kask verdim.
-Ben korkarım binemem dedi.
Kulağına eğildim ve 'Güven bana' dedim. Hafif bir gülümsemeyle. 1 aydır tebessüm bile etmediğim için gülünce tuhaf hissetmiştim o ise bu lafıma kocaman gülmüştü. Şaşkınca bakakaldım o muhteşem gülümsemeye sonra yavaşça kendime geldim. Motora bindim.
-Atla. dedim. Arkama bindi ellerini belime sardığında içim huzur kaplıydı. Neden ama? Motoru sürdüm. Evin nerde? diye bağırdım.
-İlerle dedi.Tarifine uyarak ilerlerken etraf tanıdıklaşıyordu.&&&&
Ne. Geldiğimiz yer her zaman koştuğum parktı ama nasıl. Ben şaşkınken indi motordan. Teşekkür ederim dedi. Kafasından çıkardığı kaskı uzattı. Alamadım.
- Sen miydin? Diyebildim sadece. Tebessüm etti yine muazzam bir şekilde.
- Belki dedi. Yanıma yaklaştı. Daha çok yaklaştı. Kalbim patlayacak gibiydi. Gözlerim istemsizce kapandı. Dudaklarıma bir buse bıraktı. Gözlerimi açtığımda kask yerde, kalbimi çalan kadın parkın karşısında ki villaya girmek üzereydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek Bir Masal #evdekal
General Fiction-Kavga ettim, dedim gülümseyerek. Ağlayacağını hesaba katmamıştım. Hıçkırıkları işledi içime. -Yapma, dedim. Ağlama. Hem benim acı katsayım yüksektir. Canım çok yanmaz. Acıyı çok hissetmem. Gerçekten... -Sus, dedi dudaklarıma parmaklarını bastırara...