-Ulan piç. Sen kimsin benim arkadaşımı üzüyorsun. Gavaaaat, diye çığırarak burnuna öyle bir yumruk attım ki elim acıdı.
Veli, burnundan akan kanı durdurmaya çalışırken konuştu.
-Bak kendine gel, kız mız demem..
-Deme lan deme. Uyarmadım mı ben seni. Bu kızı üzmeyeceksin demedim mi?
-Ne var lan, sıkıldım bitti işte. Sen daha dün kendi derdine ağlamıyor muydun? Banu çok mu umurundaydı?
Bu sözlere daha çok sinirlenen ve dolayısıyla ortada olmayan aklım ve beynim beni ona deli gibi saldırttı. Lan ben boşa sallar mıyım? Kaç sene boksa gittim bilmiyordu tabi......
2-3 yumrum yemiştim herhalde ama o yerden kalkamayacak hale gelmişti. Kısa tabirle amele sümüğü gibi yerde yapışmış kalkamıyordu şuan. Banu duysa beni öldürürdü ama ben böyleydim. Umursamaz,umutsuz,kavgacı, sinirli...
Eve gelmeme az kalmıştı. Yorulmuştum. Ellerim kan olmuştu. Bir an önce ellerimi, dövdüğüm pisliğin kanından temizlemek istiyordum.
Evin önüne geldiğimde kapının önünde bir karartı gördüm. Karartıya yaklaşıp kim olduğunu anladığımda istemsizce yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu.
Yanına yaklaştım. Beklemediğim bir şekilde sımsıkı sarıldı bana. Şaşırdım. Sonra karşılık verdim.
Sanki biz hep bir bütün olmalıymışız gibi hissetmekten alıkoyamadım kendimi.
Eftelya kollarımdan ayrıldığında gözleri dolu doluydu. Yüzüme bakınca gözleri şaşkınca açıldı.
-Sana ne oldu? dedi ellerini yüzümde gezdirirken.
-Kavga ettim, dedim gülümseyerek. Ağlayacağını hesaba katmamıştım. Hıçkırıkları işledi içime.
-Yapma, dedim. Ağlama. Hem benim acı katsayım yüksektir. Canım çok yanmaz. Acıyı çok hissetmem. Gerçekten...
-Sus, dedi dudaklarıma parmaklarını bastırarak. Ben iliklerime kadar hissediyorum ve çok acıyor. En çokta kalbinin acısını hissediyorum. Seni çok seviyorum Açelya. Seni çok iyi gözlemledim. Her şey için kendini suçluyorsun. Sevmiyorsun kendini. Nasıl sevmezsin anlamıyorum. Neden sevmiyorsun, neden suçluyorsun yüreğini? Asla anlayamayacağım.
Açelya'nın dediği şeyler kalbime dokunup gözlerimi doldururken "doktor böyle olmayı kendimin seçmediğimi söyledi" demek istedim ama anı bozmak istemedim ve onu korkutmayı da. Doktorla bir kez daha konuşmuştuk ve evet, yaptığı testler sonucu hastalığımı anlamıştık. Zor demişti. Çok zor.
Yine de bence bipolar olmak dünyanın sonu olamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek Bir Masal #evdekal
General Fiction-Kavga ettim, dedim gülümseyerek. Ağlayacağını hesaba katmamıştım. Hıçkırıkları işledi içime. -Yapma, dedim. Ağlama. Hem benim acı katsayım yüksektir. Canım çok yanmaz. Acıyı çok hissetmem. Gerçekten... -Sus, dedi dudaklarıma parmaklarını bastırara...